Çok değil 2 sene önce CL'de çeyrek final oynayan, ligi domine eden bir takımdık. Başımızda Fatih Terim ve yıllardır beklenen Başkan Ünal AYSAL ile bomba transferler yapıyor sürekli daha iyiyi hedefliyorduk.  Ödenmez denen borçlar uzun vadeli bir planlama ile ödenebilir hale gelmiş görünüyordu. Ta ki göreve başladığında ben futboldan anlamam diyen Ünal Başkan, Bülent TULUN’un gazına gelip ben de anların bu işlerden demeye başlayana kadar. O güne değin Terim ve ekibinin işlerine karışmayan Başkan bir anda transferden anlayan adam kesiliverdi. Fatih Hocanın onayını almadan yapılan transferler sonucunda Başkan ile Hocanın arası açıldı. Devamındaki olaylar ise hepimizin malumu. Mancini Dönemi, Yönetim Kurulu değişikliği ve Prandelli sürprizi.

Kurumsallık kavramını yorumlayamayan Ünal Başkan bu değişiklikler ile takımın temeline dinamit koydu. Kurumsallığın en temel yapı taşı istikrardır. İstikrarın olmadığı yerde huzur, güven ve başarı olmaz.

Yapılan yanlışları anlatmaya sayfalar yetmez ama gelinen nokta ile ilgili birkaç tespitim olacak;

1. Mancini’nin gönderilmesi sürecinde anlaşılan Lucescu yan çizince, Yönetim boşa düştü.

2. Son an da anlaşılan Prandelli hazırlık kampı ve maçlarını planlayamadı. İyi bir sezon öncesi hazırlığı geçirmeyen takım şu an itibari ile çok formsuz.

3. Prandelli kaliteli ve önemli bir hoca ve Bülent TULUN’un telkini ile takımın başına getirildi. Ama gördük ki bizim derdimize derman olması mümkün değil. Ne takımı, ne ligi, ne de camiayı tanımıyor. İlk yılında başarısızlık kaçınılmaz.

4. Takım içi dengeler çok bozulmuş. Arkadaşlık ortamını kaybolmuş, herkes başına buyruk hareket ediyor.

5. Takım Kaptanımız Selçuk’un menajeri Anderlecht maçından sonra çıkıp Melo hakkında suçlamalarda bulunabiliyor.    

Takım olarak öyle bir hale geldik ki bu saatten sonra teknik analiz yapıp çözüm aramanın anlamı yok. Takım kafa olarak bitmiş. Ünal Başkan nasıl yapsam da bıraksam diye düşünüyor.

Geleceğe dair kehanetler:

1. Anderlecht bu grupta bizden başka hiçbir takımdan puan bile alamaz. Buna rağmen biz bu grupta sonuncu oluruz. Hatta acil müdahale gelmez ise madara ederler bizi.

2.  Prandelli 3-4 hafta içinde istifa eder. Aslında Yönetim daha erken kovmak ister ama tazminatı yüzünden istifası beklenir.

3. Arena’daki Fener maçından sonra Yönetim istifa eder. Başkan tekrar aday olmayacağını açıklar.

4. Bu sene Avrupa maceramız erken biter. Ligi ise ilk 4’te bile bitiremeyiz.

Gelelim oyunculara, iş lafa geldi mi mangalda kül bırakmıyorlar ama aldıkları paranın karşılığını vermeleri gerekiyor. Paradan bahsediyorum çünkü birkaç istisna haricinde hiçbirinde Galatasaraylılık ruhundan eser yok.  Biz parasını alamadan takır takı oynayıp, şampiyon olan kadroları gördük. Islıklandılar diye posta koyan oyuncular o postayı lafla değil icraat ile koysunlar. Bu futbol ile hiçbir yerde bizden aldıkları paraları alamazlar. Çok delikanlılar ise ayrılsınlar takımdan. Selçuk Efendi gibi menajerinin eteği altına girip konuşmasınlar. Neymiş devre arasında İngiltere Ligine gidecekmiş. Bırak bu işleri Selçuk. Sen bu takımın kaptanısın, kaptanlık yapamıyorsan en azından adamlık yap.

Şu tüm oyuncular bilsin ki Galatasaray taraftarı durduk yere kendi oyuncusunu ıslıklamaz. Bu taraftar tek bir şeye bakar. Ne kupalar isteriz, ne şampiyonluklar. İsterseniz 8 sene şampiyon olamayın biz gene yanınızda oluruz. Bizim tek istediğimiz o formanın hakkını vermeniz.