20
2016
Sevgili Renkdaşlar çok kötü geçen bir sezonun ardından lige iyi bir başlangıç yapmamıza rağmen bir grup Galatasaray taraftarı ve Fenev Medyası tarafından “Riekerink’i İstemezuk” tarzı bir kampanya başlatıldı. Son dönemde takım içerisindeki en ufak bir çatlak bile basın tarafından kıyamet kopmuşçasına yansıtılıyor. Takım olarak iyiye gitmemizi sindiremeyen rakiplerimizin bu çabalarını anlıyorum ama buna destek vererek Riekerink veya Selçuk üzerinden takımı eleştiren taraftarlarımızı anlayamıyorum.
Bizim memlekette doğruyu söylemek prim yapmaz ama saçma sapan bir iddiada bulunmak gündeme gelmenizi garantiler. Yıllardır Hıncal Uluç tarzında yapılan açıklamalar ilgi çekmiştir. Son dönemde de Serhat Ulueren bu ekolün tipik temsilcilerindendir. Herkesin söylediğinin tersini söylerseniz gündem yaratırsınız. Hele birde şans eseri iddianıza bir dayanak bulursanız bir anda futbol uleması sayılırsınız. Ne yazık ki bizim ülkemizin de gerçeği bu. Cahil topçular, yetersiz teknik adamlar, rant peşinde koşan yöneticiler, art niyetli satılık medya. Sonuç olarak Avrupa futbolunun çok gerisinde kalıyoruz. Harcanan paralara kıyaslanınca ise halimiz içler acısı. Takımların tamamında oyuncuya dayalı sistem hakim. Özellikle yabancı teknik adamlar takım tarafından benimsenmedi mi üç güne kendilerini kapının önünde buluyorlar.
Sezon başı bu şartlar büyük oranda Galatasaray içinde geçerliydi. Ta ki Riekerink Bey’in takımdaki çöpleri kadro dışı bırakması ve yönetimin tüm alacaklarını ödemek pahasına bu adamlardan kurtulmasına kadar. Bu hamle o kadar önemliydi ki üç büyük takım arasında oyuncuya dayalı sistemi en fazla elemine etmiş takım haline geldik. Göreceksiniz Riekerink devre arasında Hamit, Semih, Koray gibi işe yaramaz kamburlardan kurtulup, sezon sonu bu operasyonlara takımı gençleştirme adına Sabri, Yasin, H.Balta ve Chechu gibi isimleri ekleyerek devam edecektir. Eğer dönüşümü tamamlamayı başarırsak bu yıl atacağımız temellerle birlikte önümüzdeki sene gerçek bir sistem takımı haline gelebiliriz. Bu sayede sadece ligimizde değil Şampiyonlar Liginde de kalıcı başarılara imza atmaya başlayabiliriz.
Galatasaray’ın bu vizyonunu gören rakiplerimiz takımı karıştırmak için çalışmalara daha şimdiden başladı. Örneğin Selçuk’un oyundan çıkması sanki bir savaş ilanı şeklinde sunuldu. Selçuk’u beğenmeyenler hemen bu oltaya takılıp Selçuk kadro dışı bırakılsın diye kampanya başlattılar. Renkdaşlar Selçuk ligimizin en iyi 8 numarasıdır. Ne Tolga Ciğerci ne de De Jong Selçuk’un oyun kurma rolünü üstlenebilirler. Takımımızın şu an ki en büyük eksiği gözüken pozisyon zenginliğini gidermenin tek yolu Selçuk ve Sneijder’in performanslarını arttırmalarıdır. Buna Podolski veya Josue’nin sağ kanada yerleşmesi de katkı verecektir ama Selçuk ve Sneijder sistemin olmazsa olmazlarıdır.
Riekerink Bey’e sürekli çamur atan, yaptığı oyuncu değişikliklerinden takım kurgusuna kadar eleştirenlere ise diyecek bir şey yok. Bu kişiler ya Galatasaray düşmanıdır ya da futboldan zerre anladıkları halde boş teneke misali tıngırdayanlardır.
Taraftarlar olarak hem oyuncularımıza hem de Riekerink Bey’e sahip çıkalım. Çok değil biraz sabır renkdaşlar güzel günler göreceğiz güneşli günler…