Bir kere şunu bilin ki bu satırları yazan adam ömrünün 46 senesinde en az 500 defa Ali Sami Yen ve TT Arena da ,en az 150 kere de Kadıköy ,İnönü ,ve Türkiye ile Avrupa nın çeşitli statlarında sesini bırakmıştır. Yani emin olun ki en az sizler kadar bu renklere aşık bir insanım. Ancak şimdi söyleyeceklerim çok canımı yaksa da bu hafta Beşiktaş  bizi çok fena harcar gibime geliyor. Dilerim yanılırım ama Beşiktaş kadrosu bize ağır basmasa da Şenol Güneş Riekerink e çok ağır basar.

Bakıldığında takım hiç de fena gitmiyor gibi. Hatta bu Beşiktaşı süper kupa maçında penaltılarla da olsa yenmeyi başardı. Ancak eğer bir maçın adamı kazanan takımın kalecisi ,aynı maçın en çok eleştirilen oyuncusu da kaybedenin santrforu ise o maça iyi bakmak lazım. Kimseyi aldatmasın o maç şayet ne bir kaleci her maç aynı performansı gösterebilir ne de bir golcü her maç o kadar şanssız ,beceriksiz ,formsuz olabilir. Yani o kupayı kabul etseniz de etmeseniz de futbol oynayan ,golü düşünen ,kupayı hak eden değil şansı yaver giden ,kalecisi uzaydan gelen takım kazandı. Ama Musler da insan olduğunu özellikle geçen sezon bir çok maçta net olarak göstermişti.

Lige bakarsak 4 maç 10 puan var ortada. Ancak takımın performansına bakacak olursak hiç de öyle parlak bir tablo görünmüyor maalesef. Karabük ve Kayseri maçlarında vasata bile yaklaşamayan çok kötü bir futbol ,Akhisar maçında rakibin gol sonrası sadece savunmada kalması ile vasat bir oyun ,Rize maçında ise iyi gözüken ama pozisyon fukaralığından dolayı vasat altı bir görüntü. Muslera ile Eren yani atan ve tutan şapkadan tavşan çıkarta çıkarta takımı zirve adayı gösteriyorlar. Ancak bu defa 11 e karşı 2 çok adil bir oyun olmayacak gibi.

G.Saray takımı sahaya teknik adamsız çıkıyor. Riekerink in beyefendi olduğu ,kişilikli bir insan olduğu ,nazik ,kibar ,anlayışlı ,görgülü bir insan olduğu nasıl tartışma götürmez bir gerçek ise teknik direktör yetilerinin olmadığı da o kadar gerçektir. Riekerink iyi bir çalıştırıcı ,önemli bir sistem adamıdır belki. Ancak teknik direktörlük ,özellikle büyük takım teknik direktörlüğü çok farklı bir kulvardır. Riekerink in iyi bir teknik adamın ekibinde olması ya da büyük bir takımın alt yapı organizasyonunda görev yapması o teknik ekibe de ,kulübe de çok önemli faydalar sağlar. Ancak teknik direktörünüz Riekerink olursa emin olun ki işler sarpa sarar ve bu duruma düşüldüğünde toparlanmak sadece hayal olur.

Oynanan tam 5 resmi karşılaşma var ortada. Şimdi oynadığımız futbolu bir kenara bırakalım. Teknik direktörümüzün oyuna müdahalelerini bir hatırlayalım. Karabük maçı ,sahada hiç olmayan bir G.Saray ve kalesinde tam 5 pozisyon verdiği halde tek pozisyona giremeyen bir G.Saray. Hoca hata yapan Linnes e kızıyor oyuna Sabri yi alıyor. Sonra hiç bir şey yapmayan takımı tıpkı bizler gibi seyrediyor. Akhisar maçı ,daha 3. dk. da bağıra bağıra gelen gol. Golü 87 dk. korumak aptallığına kapılan bir garip Akhisar takımı sayesinde baskılı gözüken bir G.Saray. Ancak bu baskı neticesi üretilen tek pozisyon bile yok. Sonrası Eren in kişsel gayreti ile beraberlik. Uyanıp baskı kuran Akhisara karşı Bruma - Yasin çabukluğu ile bir kontraatak golü. Sonra yine Akhisar baskısı. Bakıyorsun kulübeye ,Yasin yorulmuş ,Snaijder ,yorulmuş ,Selçuk ve Tolga son mermilerini atıyor ama hoca da maçı seyre dalmış benim gibi. Kayseri de kötü başlamadı takım ,golü de buldu. Sonra hastalık tekrarı ve yenilen gol. İkinci devre ye Selçuk ve golü atan Yasin in yerine yeni transferler De Jong ve Josue ile başlıyor. Takım kaptanını değil dümenini yitirmiş bir tekne gibi oluyor. Ne yaptığını anlayan beri gelsin. Hele çok sevdiğim Tolga nın şutları yok mu kahroldum resmen. Son Rize maçı ,mücadele ,istek ,pres çok hoş. Daha 6. dk. da Eren in akıllara zarar golü muhteşem. Gol sonrası oyun hakimiyeti şahane. Bu hakimiyetin 90 dk. ya yayılması muhteşem. Muslera nın adını anmamak inanılmaz. Ama gel gör ki maç bitip pozisyonlara bakacak olursanız aslında Eren in biyonik adamlığı olmasa heyecan duyulacak tek iş yapmadığımız ,tek pozisyona girmediğimiz gerçeği ile yüzleşeceksiniz. 

G.Saray takımı üretmekten ,yaratmaktan ,heyecan vermekten fersah fersah uzak bir takım olup çıkmış. Eren değme atletlere taş çıkartacak atletizme ulaşıp ,Zlatan ı kıskandıracak vuruşlar yaparsa ,Muslera da insan gibi değil uzaylı gibi oynamaya devam ederse Riekerink ile bile şampiyon olabiliriz. Bruma ne kadar isterse o kadar zevk ve heyecan da yaşarız. Ancak normal şartlarda geçen seneyi de arayabiliriz. Lütfen bakın şu son Rize maçına ,siz Yasin i kaçıncı dk. da oyundan alıp Sinan ı sokardınız ?Kenar da bir teknik direktör olsa emin olun ki sırf Beşiktaş maçını düşünerek Cavanda ve Josue yi 30 dk. oynatırdı. Ama gerçek şu ki bizim kulübe de o teknik direktör yok maalesef. 

Şimdi bana hiç kimse sistem palavraları atmasın lütfen. Futbolcuya dayalı düzenden filanda bahis etmesinler. Hele hele adaletten hiç dem vurmayalım. Selçuk göze batarken Sneijder i görmeyenle tartışmam bile. Eğer Eren kendini yeryüzünde arz-ı endam eden Yunan tanrısı sanmasa Sneijder in asisti bile olmayacaktı bu ligde. Sinan ı ,Linnes i 2 maçta harcamak kolay hadi Sneijder i de kessene bir maç. Biz o kadar zeki olmayabiliriz ama futbolcular yemez bunu sayın Riekerink bey. İşte takım içinde adaletsizlik ,kutuplaşma da aynen böyle başgösterir. Bu takımın hücum planı nedir ,nasıl gol atar ,hafta içi gol için  ,atak için ne çalışır ? Duran top olacak ,birileri çıkıp imkansıza yakını yapacak ise Bruma Lamborghani gibi defansın arasına dalıp çıkacak ise şu maddi darboğazda bir de teknik direktör maaşına hiç lüzum yok sayın yöneticiler. Sahada ki istikrarsızlığa bakacak olursak Rize maçında ki pozisyonsuzluğa rağmen nispeten coşkulu ,istekli futbolu tribünlere bağlıyorum. Bu durumda takımı desteklemek yerine küfür etmek ,sahaya yabancı madde atmak G.Saray ı sevmek mi olyor sayın G.Saray taraftarı. 

Ve son sözümde hakemlere. Bakın eskinin kara şimdinin rengarek formalı hak dağıtıcıları. O düdükleri ya adalet için çalın ya da daha fazla küfür ,beddua yemeden gidip işinize gücünüze bakın. Ben olayın sadece G.Saray ı enterese eden taraflarına dikkat ediyorum. O kadar çok ve bariz yanlış var ki tesadüf diyemiyorum. Bir de tamamına baksam sanırım sinir hastası olurum ,yazık günah . Kayseri de maç berabere ,Yasin e yapılan bariz penaltı güme gitti. Hakeme bakıyorum görüş açısı uygun ,arada futbolcu filan da yok ,yan hakemin önü de açık ama görmek istemiyor nedense birileri. Hele hele öyle faul yorumları var ki maçın da temponun da içine ettiler düpedüz. Rize maçı ,Eren ceza alanında çekiliyor ,hakem göre göre devam diyor. Yasin net indiriliyor karar yine devam. 2. devrenin başı ,sarı kartlı Rize sağ beki Bruma yı arkadan yaka paça 20 metre çekip ancak indiriyor ,karar faul ama kart yok. Beşiktaş lı Tosiç de Akhisar da hakem kararıyla oyunda kalıyor. Tesadüf mü ?