Şu yerin dibine sokulan G.Saray takımı bu sene haklı olarak yere göğe sığdırılamayan Başakşehir takımına elendi. Maça bakalım. G.Saray iyi başladı ,topumuz direkte patladı ,10 dk. topa ve oyuna hükmeden bizdik. Daha 5. dk. da Sneijder i kaybettik ,Yine de kötü oynamıyorduk ama yediğimiz gol dengeleri Başakşehir e çevirdi. Ardından 2. gol tam anlamıyla şanssızlık denilebilir. Ardından devre sonuna kadar şaşkın şaşkın oyunu seyreden bir G.Saray. İkinci devre sözde oyunu çevirmeye çalıştı takım ama dediğim gibi sadece sözde. Asla takımda bir hırs ,bir isyan ,bir onur savaşı yok. Hollanda usulü bıktırıcı ,anlamsız ,hedefsiz bir pas trafiği. Rakip mutlu ,G.Saray mesut. Arada son dk. ya sıkışmış bir Eren golü. Linnes in asisti elenme sonucu hakettiği övgüyü alamadı maalesef. G.Saray ın bu maçta formasının hakkını verenlerini söylemek gerekirse Josue ve Linnes i çok beğendim. Maç işte bu, şimdi gelelim şu G.Saray düşmanlığına.

İlk sırada içerden ihanet eden Dursun Özbek ve saz arkadaşları. Arkadaşım kulübün içinde bulunduğu durum aşikar. Bu zorluklara rağmen kurulan kadro çok iyi. Burada takdir ettiğim ,alkışladığım yönetim nasıl olurda tribündeki her hangi bir futbol sever kadar bile futbol aklı olmayan ,zayıf karakterli ,liderlik vasfı sıfırın altında ,bir zavallıya takım emanet edebilir ? Bak kardeşim gidersin bir hoca bulursun, başarısız olur, yanlış tercih olur, hata olur, eleştiririz, kızarız ama anlarız. Ancak sen saçını kestirmek için kalkıp su tesisatçısına ,apandist ameliyatı için kamyon şoförüne ,diş ağrısı için emlakçıya mı gidersin ? Bu adamın teknik direktör olmadığını daha da vahimi bir teknik adamda olması gereken yetilerin hiç ama hiç birisine sahip olmadığını anlayamıyor musun ?

İkinci sırada Hollanda futbol tarihinin en zavallı ,aciz ama en ballı karakteri Riekerink var. Adamın bir A takım yönetmekle ilgili en ufak bir özelliği yok, liderlik vasıfları 0 bile değil, kişiliği çok zayıf, zeka seviyesi vasatın altında ama o dünyanın en saygın takımlarından birisinin bir şekilde başında. Kendisiyle aynı işi yapanlar yıllık 70-80 bin euro kazanırken 100 bin euro dolaylarında bir para ile G.Saray alt yapısına geliyor, oradan yıllık ücretine %750 zam yapılarak A takıma teknik direktör diye atanıyor. Takıma hiç ama hiç bir şey oynatmadan hatta sahada ezilerek 2 kupa kazanıyor. Hiç düzgün bir top oynatmadan ,doğru düzgün idman bile yaptırmadan sadece kadro kalitesi ile ligin tepesinde kalıyor. Bu kadar bal ile aldığım her 3 piyango biletinden birine garanti büyük ikramiye kazanırdım.

Federasyon ve hakemlere gelelim. Türkiyede futbolu sahada oynanan bir oyundan çıkartıp bir masa başı oyununa çeviren düzenbazlar birliğine. Kardeşim her maç hakem hataları ,her maç rezillikler. Bakın Karabük te Cüneyt Çakır maçı ve G.Saray ı katletti. Konuşana cezayı basıyorlar. Ama bu sene G.Saray ın hakem kıyağı ile kazandığı tek puanı gösteremezler. Hadi dediler telafisi var. Kupadan elendik ,bunun telafisi de var mı ? Mete Kalkavan ve Ceyhun Sesigüzel ikilisi maçı ve G.Saray ı bariz katletti. İyi oynarken açık bir ofsayttan gol yedik. Aynı yan hakem efendi gözünün önünde dirsek atan Emre yi görmezden gelerek mutlak kırmızıyı iç etti. Bu adamlara düzgün maç yönetsinler diye ,pozisyonları görsünler diye 10 binlerce lira para ödeniyor her maç için. Ama gel gör ki en basit ,herkesin rahatça gördüğü pozisyonları bile doğru yorumlamaktan acizler. Hiç bir futbol sever bu yanlışların gerçekten masum hatalar olduğuna inanmıyor doğal olarak. Sen kalkacaksın Karabük ü Kadıköyde doğrayacaksın sonra Karabükte G.Saray ı doğrayarak telafi edeceksin. Şu Mete Kalkavan Kayseri de vermediği penaltı ile 2 puanımıza kan doğrayan hakem değil mi ? Hadi bir bakalım bu sene G.Saray maçlarında tartışılan kararlara. G.Saray ın hakem sayesinde kazandığı tek puan ,tek gol averajı hatta tek taç bile yok. Sanırım bu sebeple kendisine "sen korkaksın" diyen adama 2. sarıyı gösterdi diye Mete Kalkavan ı çok tefe koydular. Ama G.Saray ın kazandığı ve kaybettiği bir çok maçta G.Saray aleyhine verilen ya da lehine verilmeyn tonla karar tartışıldı ve haksızlığa uğradığımız şöyle bir geçiştirildi.

Eğer şu son kupa maçında ki Mete Kalkavan kararları Fener ya da Beşiktaş ın aleyhine olsaydı bizim tarafsız medyamız Taksim meydanına darağacını kurmuşlardı çoktan. Fırat Aydınus Caner e Kayseri de gösterdiği haksız kırmızının bedelini Fener e her maç öde öde bitiremiyor. Beşiktaş ın hakem eli değmeyen maçı neredeyse yok. Ama medyaya bakacak olursak bizim gözlerimiz bozuk sanırım. Hele şu Başakşehir maçından sonra Rıdvan Dilmen e gülmekten karnım ağrıdı. Rıdvan Dilmen diyor ki "güce boyun eğmeyeceksin ,güçlüden taraf olmayacaksın". İster inanın ister inanmayın bunu Rıdvan Dilmen söyledi. Mete Kalkavan ı ilk G.Saray maçına verin diyor güce baş kaldıran en kahraman Rıdvan !!!!