Evet sevgili dostlar güzel bir maç daha geride kaldı. Kimileri için bir derby ,ben ve benim gibi düşünenler için ise temiz ve kirlinin kapışmasıydı bu. Maçı özel ve önemli kılan tek şey yıllar sonra oynadığımız futbol oldu. Sanırım en son Eric Gerets döneminde Galatasaray dan bu denli zevk almıştım ,bu kadar heyecanlanmıştım. Gerçekten özellikle ilk 45 dakikada sahada oynanan futbolu ,sarı kırmızı parçalı formaları çıkartıp Real Madrid ya da Barcelona formaları giydirseniz emin olun ki vay be adamlar kendilerini de aşmışlar şeklinde yorumlardık. Hele bir de düşünün ki ,mesela Kazım ın yerine Di Maria ,Baros un yerine de Higuain ,Tevez gibi bir isim oynamış olsun. Evet dostlar bu asla abartı filan değil ,oynadığımız futbol her türlü övgüyü hak etmekle beraber eldeki mevcut kadronun çok üzerinde bir kalite ve zenginlik yansıtıyordu. Ve bu futbol güzelliğine yapılacak en büyük haksızlıkta Aykut Kocaman ve Fenerbahçe nin ortaya koyduklarını eleştirmektir. Çünkü özellikle ilk yarıda ki takım rakip ayırt edecek bir futbol sergilemedi aksine rakibine mahkum olmaktan başka çare bırakmadı. Artık geleceğe gerçekten ümitle bakıyorum ,bu takım bu ülkeye yeni Avrupa kupaları getirmek üzere yola çıktı. 

Bu güzellikleri elden geldiğince dile getirdikten sonra aklıma takılan birkaç eleştiriyi yapmak istiyorum. Biz insanlar gerçekten iki yüzlüyüz. Eğer Emre başarısız olsaydı ya da takım bu patlamayı yapmamış olsaydı hatta futbolun ilahları 2000 de ki gibi Fener forması giyselerdi bu maçta ,Fatih Terim darağacına çıkartılmıştı çoktan. Ayrıca bu site de bile o kadar çok Mourinho ,Guardiola var ki bizim yöneticiler nasıl oluyor da Fatih hocaya bu kadar para veriyorlar anlamıyorum. Oysa ki memleket futbol dehalarıyla dolu ve hocanın aldığı paranın % 3 üne 5 ine filan balıklama atlayacaklar. Bakıyorum bloglara ,sitelere ,gazetelere filan "ben dememişmiydim" den fazla kullanılan bir ifade yok. Bu satırlarda özellikle Rijkaard döneminde bir çok renktaşla tartışmalar yaşadım. İşte bunu anlatmaya çalışıyordum ,Rijkaard ın 1,5 yılda yapamadığını içimizden çıkan Terim 14 haftada yapıyor. Artık bu isme ve yabancılara duyulan hayranlık ,verilen taviz bir son bulmalı. İnsanları yaptıklarıyla övelim ya da yargılayalım lütfen. Aşağılık komplekslerini en azından bizim çoktan aşmış olmamız gerekmiyor mu? Şimdi yapmamız gereken son maçta ki futbolun istikrar kazanmasını beklemek.  Taraftar olarak köstek değil destek olmak.

Alt yapımızdan gelen Semih ve Emre ye verilen destek gerçekten çok güzel ve anlamlı. Ancak bu desteği veren bizler aynı alt yapını mahsulü olan Arda ya gerek ASY de gerekse Antalya da ana avrat küfür de etmedik mi ? Ya da Sabri ye yapılanlar reva mıdır ? Servet ,Ayhan gibi değerlerimiz yapılanları gerçekten hak ediyorlar mı ? Bu çocukların suçları nedir. Çık oyna diyorlar ,çocuklar çıkıp ellerinden geleni yapıyorlar ,otur oynama diyorlar ,sessiz sedasız oturuyorlar. Öyle bazıları gibi sezonun yarısını sakatım diye yatarak geçirmiyorlar. Sakatlandıklarında da doktor 4 hafta oynayamaz diyor ,çocuklar 2 hafta sonra sahaya çıkıyorlar. Yönetimler yanlış transferler yapacaklar ,yanlış hocalar getirecekler başarısızlığın faturası da ,adresi de belli ,Servet ,Ayhan ,Sabri. Tek kelimeyle ayıptır. Şimdi koyun kendinizi 20 yaşında ki Semih in ,Emre nin yerine ya da daha da genç olan Mertan ın ,Oktay Derici nin yerine. Biliyorsunuz ki ağzınızla kuş tutsanız ilk başarısızlıkta hedef tahtasına konulan siz olacaksınız. Oysa yönetimin yanlış planlaması sonucu kurulan kadro da sizin 3-4 misliniz para alıp yılda 25 maç sakata yatanlar yine alkışlanacaklar. Sizi bilmem ama ben de ilk fırsatta İspanya ,İtalya ,Almanya ,İngiltere filan kaçıp giderdim bu çok sevdiğim ,yuvam dediğim kulüpten.

Bu arada mahkeme iddianameyi kabul etti. Federasyon bakalım hangi yöne kıvıracak şimdi. Gerçekten merak ediyorum. Meclis adalet komisyonu ise yeni yasa tasarısını aynen meclise iade etti. Yani biz sporda şikeyi de ,teşviği de uygun buluyor ve onaylıyoruz. Spor para demektir ,şerefin ,ahlakın yeri yoktur ,şerefli ve namuslu olmak sporumuzda yöneticilik yapanlarda aradığımız bir şart değildir diyor adalet komisyonumuz. Bakalım meclisimiz halkın iradesini nasıl yansıtacaklar sayın Cumhurbaşkanımıza. Yanlış acaba meclisten mi dönecek yoksa Cumhurbaşkanımız konuyu Anayasa mahkemesine mi havale edecek. Ya da en kötüsü gerçekleşip Türk futbolu şerefsizliğe ,namussuzluğa terk mi edilecek. Eğer bu olacak ise korkarım sayın savcı Berk ve iddianame de adı geçmeyen ,temiz kalmış insanlar için yeni bir mahkeme kurulacaktır. İçerde ki şikeciler ,çeteciler ise futbolumuzu ve hatta devletimizi yönetecek makamlara oturtulacaktır. 

Bir de iddianame de açıkça suçlanan ve ya suça karıştıkları belirtilen Beşiktaş ile Trabzon asıl cezayı büyük ihtimalle bizim oldu bittici federasyondan değil de bu konularda toleransı olmayan UEFA dan çok ağır bir şekilde alacaklardır. Bu büyük utanç için de federasyonumuzun büyük bir hassasiyetle kurduğu Etik kuruluna teşekkür etmeliyiz. 

Tekrar futbola dönecek olursak bu hafta Trabzon da Eboe yok büyük olasılıkla. İşte Sabri ye şimdi çok ihtiyaç vardı. Takımımız gerçekten iyi yolda olduğunu gösterdi. Florya ya yıllar sonra disiplin geldiği ,sevgi ve saygıya dayalı bir arkadaşlık ortamı kurulduğu belli. Her maç bu futbolu oynayamaz bu kadro. Ancak belli bir istikrara kavuşacağı ve zaman içinde mükemmele yaklaşacağını da tahmin etmek zor değil. Biraz daha sabıra ve güvene ihtiyacı var Fatih hocanın. Sayın Ünal Aysal yönetiminin de kulübü istikrar ve doğru planlamalarla yönetmeye devam etmesi bir kere daha hayallerin ötesine taşıyacaktır bizleri. Elebette ki bizlere düşende sabır ve inatla daima takımımıza ,teknik heyet ve yönetimimize tam destek vermektir. Ancak alınacak ilk kötü sonuçta ve ya oynanacak ilk kötü oyunda bazı futbolcularımızın alın terlerine yapılacak hakaretler asla ne takıma ne de bizlere hiç bir fayda sağlamayacaktır. Doğal olarak yanlış gördüklerimizi eleştireceğiz ama dozu doğru ayarlamak şartıyla. Eleştirmek demek hakaret etmek ,küfür etmek ,saygısızlık etmek demek değildir. Tıpkı desteklemek demenin rakibe küfür etemek ,sahaya yabancı madde atmak demek olmadığı gibi. Bunu da son maçta ders verircesine gösterdi Galatasaray taraftarı.

Ve son olarak da medya. Rıdvan ı izlediniz mi çarşamba gecesi %100 futbol da maçı yorumlarken. Adamın rengi benzi atmış ,kelimeler ağzından zorlukla çıkıyordu. Futbol resitali veren Galatasaray ımızı değil Fener ini ve Aykut hocayı anlattı durdu. Bir zamanlar takım arkadaşı olan Aykut Kocaman yanında olsa dövebilirdi rahatlıkla. Basında Fenerli yorumcular genel olarak bir kaç satırla hakkımızı teslim etmekle beraber kendi takımlarına sallamayı tercih etmişler. Sadece Gürcan Bilgiç saçmalamanın ötesine geçmiş. Efendi görünüşünün altında yatan gerçek yüzünü göstermiş. Hakeme sallamış durmuş. Yok Kadıköyde Aydınus olmayacakmış. El insaf artık ,bu insanlara bu işten ekmek yediren medya patronunun da ,bu yalanları yayınlayan editörün de ,böyle şeref yoksunu yazı yazan zihniyetin de................. Aynı Fırat Aydınus geçen sene aynı stadda Özer e kırmızıyı gösteremedi ,ne yazdın Gürcan efendi. Hadi gel seninle her Galatasaray Fener maçını tek tek izleyelim. Bu maçta hakemin en ufak bir rolü yoktur. Ayrıca hakemlerin maçın önüne geçmediği her maçın sonucunda Fener en iyi ihtimalle bir puan alabilmiştir. Bizi yendiğiniz her maçta o düdükler sizin için ötmüş ve ya ötmemiştir. Alıştınız herhalde böyle rezil yönetimlere ,bir maç doğru ve tarafsız yönetilince hakemi hatalı sanıyorsunuz. İnsanları da kendiniz gibi beyinsiz. Eğer Kadıköy e gelebilirsek ,yani siz hala süper ligde olursanız ne olur maçı siz yönetin ,kaçacak yeriniz kalmasın.