Makale Yaz
Bu haberi yazdır
Öldürmezse Güçlendirir
 Eki
04
 2012

 

Tam 3,5 yıldır sevgili Galatasarayımı bu siteden takip ediyorum ,sevgili renktaşlarımla bu site vasıtasıyla görüş alış verişinde bulunuyor ,tartışıyor ,fikir ediniyorum. Yaşım 42 ve mensubu olduğum ulusta pek bulunmayan bir özelliğim var ,ben hafızamı kullanıyorum bu sebeplede asla 2 defa kandırılmadım ömrümce. Kelimelerle aram iyidir ama laf cambazlığı yapmayı sevmem. Haksızsam ,yanılmışsam kabul edip özür dilemesini de bilirim. Futbol benim için bir hayat biçimi ,Galatasaray ise yaşam felsefemin temel taşıdır.

Sene 2009 ,Webaslan da ilk defa yazmaya başladım. Takımın başında Rijkaard var. Bir çok renktaşla görüş ayrılığı ,tartışmalar yaşıyorum. Bana göre Rijkaard la asla başarılı olamayız. Yalana gerek yok ,ilk geldiği günlerde inanamamıştım. Bencede istikrar şart ama adam tazminatını bırakmamak ,kovularak gitmek için adını ,kariyerini hiçe sayıyor. Takıma açık açık zarar verdiği gibi tam sezon açılışında ,transfer aylarında beyzade balayı yapıyor. Sonuçta gitti ama bizimde milyonlarca euromuz ve tam 2 yılımız rezil oldu. Yerine gelen Hagi nin bu takıma hiç ama hiç bir yararının olmayacağını da ilk günden yazdım. Özellikle Romanya dan alınan adamlara çok karşı çıktım. Ancak o dönemde ki sayın başkanımız adaşına olan sonsuz güveni yüzünden hem kendini hem koca G.Sarayı ateşe attı.

Bize hiç yakışmayan bir mali genel kurulun ardından sayın Polat dönemi kapandı ve sayın Aysal başkan oldu. İlk hamlesi Fatih Terim i takımın başına getirmekti. Gerçi kendi özel danışmanı olan sayın Tulun da Fatih hocayla pek sıcak ilişkiler içinde olmadı ama hocanın henüz ilk sezonunda hem de ilk 11 de 10 yeni oyuncuyla oynattığı futbol ve aldığı şampiyonluk patronu ve söz sahibini belli etti de kaos olmadan atlattık bu süreci. Bu dönemde yazmaya gerek yok ama rengim baştan belliydi ve takımın tek kurtuluşunun Fatih Terim olduğunu söylüyordum. Çünkü birilerinin çiftliği olan Florya yı bir tek o toparlayabilirdi ve başarının tek anahtarı da buydu.

Fatih Terim bu sene kurulan kadro ile bir anlamda başkan tarafından ödüllendirildi. Ancak ben şunu unutamıyorum ki ,burada bir çok renktaş sayın Aysal ve yönetimini mayıs ayında yerin dibine sokuyorlardı. Aynı kalemler temmuzda 180 derece dönerek yere göğe sığdıramıyorlardı. Birileri ısrarla rüya takımdan bahsediyorlardı. Ama gerçek şu ki bunların tamamı yanlış. Hamit bu takımın ciddi ihtiyacı ve sınıf atlatacak bir transferdir. Umut tıpkı Elmander gibi terinin son damlasına kadar mücadele edecek bir oyuncudur. Her ikisi de ihtiyaç olan doğru transferlerdir. Danny hocanın kendi seçimidir ve takımı o yaptığına göre hoca haklıdr ,defansta bireysel hatalarına rağmen süratli ve güçlü bir alternatif istemiştir hepsi bu.

Taraftarın bayram ettiği asıl transferler olan Amrabat ve Burak ise kadro kalitesi ve derinliğini arttıran isimlerir ,kabul. Ama ben bu takıntı huyunu bir türlü anlamıyorum. Amrabat için tam 8 milyon euro Kayseri ye bonservis ödendi. Amrabat ın değerini anlamayan Ajax bu futbolcudan çok düşük bir bedelle vaz geçerken Kayseri den başka da talip çıkmadı. Amrabat lı Kayseri bu ligde şampiyonluğa oynamak bir tarafa play off iddiası bile sergileyemedi. Peki nedir bu havaalanında karşılamalar ,bu ısrarın sebebi sadece Kayseri nin akılcı pazarlama stratejisi midir? Burak Yılmaz ise Trabzon formasıyla gol kralı oldu. Çok başarılı bir sezon geçirdi ama hepsi bu. Sonuçta aynı isim Beşiktaş ve Fener de ne yapmıştı ki ? Trabzon onu Eskişehirden bedavadan biraz fazlaya almadı mı ? Sözleşmesine 5 milyon euro getirirse istediği yere gider maddesini koyarken kimsenin bu parayı vermeyeceğini ya da Burak ın bu para etmeyeceğini düşünerek koymadılar mı ? Sonuçta da basında çıkan isimlere rağmen bu parayı bizden başka veren çıktı mı ?

Şunları anlatmaya çalışıyorum ,ne başkan bu transferleri yaptığı için büyük başkan olur ,ne de yapmasaydı bugünden daha az G.Saraylı olurdu. Hocanın eline öyle rüya takım filan da verilmedi. Kimse boşuna kendini kandırmasın ,bu takım ne ligde ki ilk 5 hafta süperdi ne de son iki maçta çok kötü. Resmin bütünün görmek gerekli. Ordu da rakip kadar koşmadık ,mücadele etmedik ve yenildik hepsi bu. Ancak  Manchester de hakem doğru düzgün maç yönetse ,biraz da futbol tanrıları rakibe az destek verseler 5 atar gelirdik. Ama rakip de o kadar pozisyonu harcamasa 5 lik de olabilirdik. Braga maçında basan ,sürekli hücum eden bizdik. Biz atamadık onlar attı. Ama hakem Braga nın 2. golünde ki pozisyon kadar net 2 pozisyonda Burak ı ofsayt bayrağıyla durdurdu. Bu yanlışlar olmasa o maçıda kazanabilrdik. Yani hakem hataları olmasa bugün 6 puanla gurubun tepesinde de olabilirdik.

Eğer biz bu 2 maçta 6 puan almış olsaydık bile öyle rüya takım filan olmayacaktık. Bu işler o kadar basit değil. Rus kulüpleri 40-50 milyon eurolara futbolcu alıyorlar ,PSG nin sırf Milan a ödediği paralar bizim borcumuzu karşılar ama rüya takım olgusunun yanından geçmiyorlar. Rüya takım denildiğinde insanların %90 ı Barcelona diyor ki onlarında rüya isimleri hep altyapı ürünü. Bakın 4-5 yüz milyonluk PSG en önemli futbolcularını satan Porto ya yeniliyor ,milyar dolarlık Man.City kendi evinde Dortmund dan hakem kararıyla mucize bir puan alıyor. Demek ki futbolda transferle rüya görenin uyanışı kabus olurmuş.

Galatasaray ne çok üstün bir kadro ne de bitik bir takım. Bu lig için ideal bir şampiyonluk adayı hepsi bu.  Avrupa da iş yapacağı ,performansının üstüne çıkacağı maçlar olacaktır ama başarı için girilen doğru yolda istikrar ve üstüne koyarak tam bir bütünlük halinde ilerleme şart. Takımı kurmak hocanın işidir ,şu niye oynuyor ,bu niye oynamadı demek taraftarın işi değildir. Bizim görevimiz hocamıza ve futbolcumuza güvenmek ,destek olmaktır. Elbette eleştirmek hakkımız vardır ama çizgileri doğru belirlemek sınırları aşmamak kaydıyla. Ne oldu Hakan Balta yoktu Braga maçında ? Sabri zaten kadroda yok ,Ayhan futbolu bıraktı. Ne kadar ilginçtir ki hep bu kasılı eleştirilerin ,hakaretlerin odak noktasında yıllarca bu kulübe hizmet eden ,kaptanlığa kadar yükselen Türk futbolcuları yer almakta. Şimdi de hedefte doğal olarak Fatih hoca ve takımın yenilirken bile en iyisi olarak göze çarpan Aydın olacaktır bu doğrultuda.

Şunu kabul etmek niye bu denli zor ,bu takıma bu sene şu ana kadar Melo zarar veriyor. Kötü sonuçlar alıyoruz çünkü Selçuk kötü olmasa da geçen sene ki tek kişilik süper performansını Erzurumda bıraktı. Muslera iyi ama geçen sen ki çizgisinde değil. Eboe maç seçerek oynamaya başladı. Semih 1 senedir oynadığı halde hala çok kolay çalım yiyor. Hakan belki formsuz ama önünde Amrabat la olduğundan da kötü gözüküyor. Forvette Elmander geçen sene ki ilk 25 maçlık performansına ulaşamıyor ,Burak Necati yi aratıyor ,Umut bir kaç maçtır düşüşte. Ama yine de iş Melo Selçuk iklisinde bitiyor.

Benim açımdan ümit kırıcı bir durum söz konusu değil ,bu takım Ordu maçında ben üzdü. Çünkü Fatih hoca döneminde ilk defa rakip kadar çok koşmadık ,mücadele etmedik ,savaşıp istemedik. Ama diğer mağlubiyetler de biraz futbol şanssızlığı biraz da hakem kararları etkin rol oynadı. Sevindirici tarafı ise G.Saray her iki Avrupa maçında da kendi bildiğini oynadı rakibin ne adına ne gücüne pabuç bırakmadı. Bana göre gidilen yol doğru ,bu sebeple endişem de yok. Yeter ki futbolcularımız rakip seçmesinler ,maç ayırmasınlar. Mutlaka şampiyonlar ligi çok önemli ancak oraya giden yol da Ordu dan ,Bursa dan ,Mersin den geçiyor.

 





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2022
 
Ağustos (1)
 
Haziran (1)
  2020
  2019
  2018
  2017
  2016
  2015
  2014
  2013
  2012
  2011
Son Girilen Makaleler
beawerheart
| 28 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 25 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 24 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 15 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 05 Ağustos 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...