28
2014
Şimdi kalkıpta sadece bu ülkenin değil belki de dünya futbolunun son çeyrek asırda yetiştirdiği en büyük futbol dehalarından birini tartışma cesaretini kendinde bulan abuklarla ağız dalaşı yapmayacağım. Neymiş efendim Fatih Terim in egosu büyükmüş ,adamın yaptıklarının çeyreğini hayal edebilseydim siz ego neymiş görürdünüz. Efendim kendisini G.Saray ın üzerinde görüyormuş ,Fenerin olsun Beşiktaş ın olsun açık çeklerini en az 2 şer kere elinin tersiyle itip pazarlık bile yapmayan adamın G.Saraylılığını tartışmak için acaba ben bu kulübe ne verdim diye kendine bir soran var mı ? Başkana saygısızlık yapmış ,o başkan basına çıkıp bir divan üyesine eleman derken ya da imzalanan 4 senelik mukaveleyi gece yarısı evine adam gönderip ben başarıya paralel çalışırım ,tek yıllık sözleşme istiyorum diye yırttırıp attırırken ve ya takımın yabancı oyuncusuyla prim pazarlığına girişirken çok mu saygın davranışlar içindeydi acaba. Sonuçta başkan Yıldırımların bile yapamadığını yaptı ve şampiyonun kırmızısını lacivertle değiştirdi.
Dediğim gibi artık boş tartışma zamanı çoktan geçti. Zaten gerçekler bu denli gün gibi açık ve ortadayken sırf birileri kendi hasta psikolojilerinin ,mazoşist ruh hallerinin tatmini için erişemeyecekleri ciğere mundar derlerse desinler. Şimdi ortada ki büyük resme bakmanın ,gerçekleri görmenin planlarını yapmanın vaktidir artık. Gerçek olan şu ki kulübün milyonları saçım saçım saçılıyor ,deli gibi transfer üstüne transfer yapılıyor ama ortada futbol namına yazılacak tek satır bile yok. Artık öyle bir keşmekeşin içine dalmışız ki kadroda kaç yabancı var ,kimin lisansı var kimin yok bilen yok. İki tane kanat oyuncusu alınmış takıma ,kontenjan sorunu diye lisans çıkartamadık ,sözde en önemli deplasmana sol kanatta Sabri ile çıkıyoruz. Yani buradan görünen o ki ne Aysal ın ,ne yönetimin ,ne ne profesyonellerin ne de hocanın ve teknik ekibin ne olduğundan ,ne olacağından hiç haberi yok. Sanki profesyonel futbol takımı değil hababam taburu ,salmışlar çayıra mevlam kayıra.
Bu hengame arasında Mancini takımı iyice tanıdı ,arzu ettiği çalışma fırsatını da devre arasında yakaladı. Antalya da harika bir hazırlık dönemi geçirdi ,bol ve iyi kalitede hazırlık maçları oynadı. Sonra Gaziantep deplasmanında da futbol diye ne oynattığını sabaha kadar tartışalım dilerseniz. Maç için yazacak tek satırım yok sadece alırım Melo ile Semih i gerisine 1 milyon dolar bonservis ödeyecek enayi bulursam saniye düşünmem ,elbette Muslera için de bir şikayetim yok. Ancak bu takımı son 4 resmi maçında izleyenlere sormak isterim. Tokat maçında rakibe karşı kurulan bariz bir oyun üstünlüğü gören var mı ? Rakip iki lig altımızda ve yabancısı filan yok. Antalya maçında hakeme sığınıp alınan bir puana şükrederken biz Mancini oynanan oyundan memnunum ,çok iyi oynadık ,sahada istediklerimizi yaptık demez mi ? Hakem Bitigen olmasaydı görürdüm senin memnuniyetini. Elazığ da Okan Buruk bir teknik adam bir takıma nasıl hükmederin dersini verdi zaten. Gaziantep maçı ise 8 puanı kapatma hayali kuran körlerin gözlerini açtı mı bilmem ,ancak artık o fark 10.
Bakın arkadaşlar kimse kimseyi boşu boşuna İmparator filan yapmaz. Önce başkalarının hayal edemeyeceklerini isteyeceksin ,büyüğü değil imkansızı vaad edeceksin ,güçlüğe zorluğa pabuç bırakmayacaksın ,bahane üretmeyeceksin ,iş yapacaksın iş. Ne zaman başı sıkışsa milli takımın ya da kulübünün ,ne zaman işler içinden çıkılmaz hale gelse çare sen olacaksın ve gelip herşeyi düzelteceksin. Ta ki çok bilen birileri tekrar rezil edene kadar. İşte ancak böyle İmparator olursun ve her seferinde tekrar tekrar birilerine kendini kanıtlamak zorunda kalırsın. Birileri yine de başarıları kendilerine mal ederler ama sensiz hem kulübü hem kendilerini rezil ettikleriyle kalır sonunda da çekip giderler kaçarcasına.
Alın size yorumsuz ,kemiksiz saf gerçek. Fatih Terim 2011 yazında bir enkaz devraldı. İki maç arka arkaya kazanamamış ,averajı eksi ,küme düşme tehlikesinden 31. haftada kurtulmuş ,so hafta kazanarak ligi ilk 10 içinde bitirmiş bir takım vardı ortada. Saf gerçek. Bu takıma sözleşmeleri Haziran ayında sona erecek olan Trabzon lu Sleçuk İnan ve Bolton lu Johann Elmander i kazandıran daha Mart başında kötü başkan Adnan Polat tı. Saf gerçek. O yaz mevsiminde takıma katılan Muslera ise tamamen Ünal Aysal yönetiminin yoğun çabasının ürünüydü. Saf Gerçek. Ancak Felipe Melo nun ve Umut un kiralanması olsun ,Eboue nin değerinin çok altında transferi olsun tamamen Fatih Terim isminin ,markasının kulübe hediyesiydi. Tıpkı bir sene sonra yapılan Hamit Altıntop ,Burak Yılmaz transferleri gibi. Bu isimler de daha iyi kontratları reddederek Fatih hocayla çalışmayı seçmişlerdi ki bunu kendileri haricinde menajerleri de açıkladı zaten. Bu da saf gerçek. Amrabat için ise hocanın raporu tüm basında yer aldı ve bugüne kadar da kimse yalanlamadı. Evet Fatih Terim alınsın dedi ancak asla 5 milyondan fazla vermeyin de dedi. Bu da birilerini acıtsa da saf ve kemiksiz bir gerçek. Ayrıca bu takımın bir yıda iki kere şampiyon olması da dahil 2 yılda iki tane rahat rahat şampiyonluğu da gerçek. Şampiyonlar liginde oynanan çeyrek final de bir diğer katıksız gerçek.
Konu olan Fatih Terim olunca gerçekler biter mi hiç. Hoca bu takımdan kovulurke ligde ki tek namağlup takım olunması da bir gerçek değil mi ? Üstelik bu yenilmezliğin içinde ligin en sert deplasmanları kabul edilen Bursa ve Eskişehir maçları atlatılmış ,Beşiktaş ise 70 bin taraftarının önünde yenilmişti. Liderle puan farkı ise sadece 3 tü o günlerde. Real e karşı Arena da alınan hezimette gerçekti elbette. Ancak sadece bir sene evvel Şampiyonlar ligine Manchester e deplasmanda ,Braga ya ise Arena da yenilerek üstüne yine Arena da Cluj a karşı beraberlik alarak başlayan G.Saray gerçeği ne çabuk unutuldu. Otakım son 3 maçına üstelik 2 si deplasmanda 9 puan sığdımamış mıydı ? Şimdi kim iddia edebilir ki Fatih Terim Kopenhag dan iki maçta 6 ,Juventus tan ise 4 puan çıkartıp daha rahat ikinci tur yapamazdı diye. Elbette bu sadece bir varsayım ,asla gerçek diye bir iddiam olamaz .Ancak şu bir gerçek ki Fatih hocanın devrettiği takıma enkaz demek hem ayıptır hem de terbiyesizlik.
Fatih hoca sonrası göreve gelen Mancini için konuşmayı kimileri hala çok erken görebilir. Ama Antep in başına gelen Sergen ,Elazığ ın başına gelen Okan üstelik son derece kısıtlı imkanlarına rağmen farklarını bu denli bariz olarak takım üstünde gösterebiliyorlar ise en az onların 5-6 misli kontrata imza atan Roberto Mancini de rahatlıkla eleştirilir. Zaten eleştiri noktam asla puan cetveli ya da sonuç odaklı değil. Sahada hiç bir şey oynamayan takım ,hiç bir rakibe karşı kurulamayan bariz üstünlük , bir türlü göremediğim hırs ,istek ve mücadeleyedir bütün itirazım. Eğer bu takım bunca antremana ,kampa ve transfere rağmen hala böyle rezil futbol oynayacaksa biz ne diye hoca için bu kadar milyon eurolar ödüyoruz acaba ? Bu futbolu oynaması için bu futbolcuların Mancini ye filan ihtiyacı yok ki. Alın 14-16 yaş takımının hocasın koyun A takımın başına bu kadar kötü futbol oynayabilirler mi acaba ?
İşte bu yüzden başından sonuna kadar Fatih Terim dedim. Ne demiş eskiler "Ainesi iştir kişinin ,lafa bakalımaz." Hiç bir dönem isimlere endeksli olmadım ,her daim bilirim ki mezarlıklar vaz geçilmezlerle doludur. Ancak her dönem çok iyi bildim ki iş yapanındır ,silah kuşananın. Emeğe saygı duymayı da alın terine iltifatı da Ali Uras lardan ,Alp Yalman lardan ,Ali Tanrıyar lardan öğrenen ve gurur duyan bir G.Saraylıyım. İşte bu yüzden it ürüyecek kervan yürüyecek ,işte bu yüzden Faruk Süren adını tarihe yazdırırken Ünal Aysal ismini kimseler hatırlamayacak.
Bu arada siteye ,bloglara ,haber kanallarına bakıyorum hala transferi bitirememişiz. Şimdi de stoper e yabancı geliyormuş galiba. Bana yetki verseler bu kadar uğraşmaya hiç gerek yok aslında . Sadece Telles kalsın aldıklarından tek bir hamle yeterdi bana. Ünal Aysal ve yönetiminin sözleşmesini feshederim ,Ali Dürüst ü başkan yapar ,Fatih Terim i de takımın başına tekrar getiririm. Sonrası mı ,çok basit Fener ve Beşiktaşlı dostlar şampiyonluğun hayalini bile kuramaz bir daha.