Artık şu klasiklerden sıtkım sıyrıldı iyice, hani demişlerya zaman tekerrürden ibaret diye tamaen doğru. Yaşım oldu 47, tam 40 sene olmuş ilk Fener maçıma gideli. Artık daha maç oynanmadan senaryosunu yazabiliyorum. G.Saray ile Fener maçı varsa ilk kural dağ fare doğurur, heyecan 5 yıldız futbol çeyrek bile etmez. Sonra eğer G.Saray daha iyi durumda ise ya zor zahmet ,renksiz bir galibiyet ya da saçma sapan bir mağlubiyet, kaleye şut çekmeden kazanan bir Fener takımı. Yok Fener daha iyi durumda ise sahada ezilen bir G.Saray, çok bir şey yapmadan rahat rahat kazanan bir Fener. 

Öyle maçlar seyrettim ki bu iki takım arasında hala inanmak gelmiyor içimden. G.Saray silindir gibi top oynuyor ama o top bir türlü 3 direğin arasından geçmiyor. Sonra kaleye şut bile olmayan bir top bir yolunu bulup bizim kaleye giriyor. Ya da G.Saray ilk düdükten son düdüğe kadar şiir gibi top oynuyor ama zorla zahmetle 1 - 2 farkla maç kazanıyor oysa maçın hakkı bir düzine gerektiriyor aslında. Ama şemsiye terse dönünce Fener öyle ahım şahım top oynamadan 4 atıyor, 6 atıyor. Bu saçma maçların tek istisnası 5-1 aldığımız kupa maçıydı. Elbette hakem kararlarının özellikle Kadıköy de ne denli belirleyici olduğuda bir diğer gerçek.

Şu maçta G.Saray iyi mi oynadı. Asla iyi filan oynamadık. Ama sorun şu ki rakibi yoktu sahada. Aynı senaryonun Kadıköyde ki ilk maçında iyi filan oynamayan Fener sahada olmayan G.Saray ı rahat rahat 2-0 yenmişti oysa. Tudor muhtemelen bir yerlerden talimat hatta uyarı almış ki oldukça doğru bir plan ve kadro seçimi ile çıktı maça. Sonuçta tenik direktörün ilk işi elindeki oyunculardan en iyi ve doğru 11 i sahaya sürmektir. Benim bu sene izlediğim kadrodan sadece Tolga- Josue konusunda şüphem var. Ama doğrusu Tolga da hocasını mahçup eden bir performans sergilemedi ve beni şaşırttı. Takım iyi mücadele etti, maçı istedi ama olmadı maalesef. Bundan sakın iyi oynadık anlamını çıkartmayın çünkü dediğim gibi sahada rakip filan yokken bu kadar kısır, pozisyonsuz oyuna iyi futbol denilemez asla. Hani hiç bir şey oynamayan Fener de hiç tedirgin olmadan bitirdi maçı.

Eğer bu G.Saray tekrar eski günlerine dönecek ise yönetimin işi imkansıza yakın zor olacak. Dursun Özbek yönetiminden bunu beklemek Emre Belözoğlu ndan sportmenlik, Volkan Demirel den adamlık beklemeye benziyor. G.Saray ligin tepesinde ki 4 önemli rakibiyle 2 si içerde oynadığı son 4 maçta puan almayı geçin gol bile atamadan tam 8 gol yiyerek 4 yenilgi aldı. Bu şu demek ki yönetim  kararını bir an evvel verecek ya Tudor ile devam edecek ya yeni hocayla hemen anlaşacak. Eldeki kadrodan da en az 10- 12 oyuncu ile yollar ayrılacak yerlerine de aynı sayıda yeni transfer yapılacak. Bu isimler kampa yetişecek, seneye eldeki kadrodan en fazla 3-4 oyuncu 11 görecek, bir çokları 18 e bile giremeyecek. Bunlar yapılırken bütçe aşılmayacak, Uefa kriterlerine uyulacak, yaş ortalaması düşürülecek. 

Oysa biz bu zorlu dönüşümü 6 sene evvel yaşamıştık. Yaşamakla kalmamış son derece başarılıda olmuştuk. Ancak futboldan anlamadığını itiraf eden bir kravatlının inanılmaz kaprisleri ve yanlışları sayesinde gümbür gümbür gelen takım yerle bir edildi. Borçlar misli misli katlanıp kulüp ekonomisi kurtuluştan iflasa sürüklendi. Şimdi bu yeni yapılanmayı bu yönetimden beklemek çok ama çok büyük bir hayal. Atılacak tek yanlış adım 3 değil tüm doğruları çöpe atar. Daha önce de çok zor durumlar yaşadık, çok kötü sezonlar geçirdik ama bu sefer umudumda yok gibi.