14
2014
Bu zevki bana yaşatan ,bu gururu tattıran ,çocuklar gibi mutluluktan ağlatan basketbol şubemize ve özellikle bayan basketbol takımımıza çok teşekkür ederim. Ve hepsinden tek tek özürler dilerim. Çünkü yıllardır yapılan onca yatırıma karşılık hep Fener in altında kalmaktan o denli sıkılmıştım ki şubenin kapatılmasını ya da alt yapıdan yetişen gençlerle yola devam etmesini söylüyordum. Ama bu aslan yürekli kızlar ve adam gibi adam hocaları Ekrem Memnun beni utandırdı.
Özellikle bu yıla kadar olan son 4-5 sene de kadın basketboluna çok ciddi yatırımlar yaptık. Gerek WNBA gerek ise Avrupa nın en önemli yıldızları formamızı giydi.Simone August ,Tina Charles ,Anne Wouters ,Diana Turasi ,Matoviç ,Lindsey Whalen ,Sylvia Fowles gibi çok büyük oyunculara rağmen bir türlü takım olmayı becerememek sürekli hayal kırıklığı yarattı. Halen A milli kadın basketbol takımızı da çalıştıran Ceyhun Yıldızoğlu ile takımdan ziyade bireysel yıldızlar topluluğu olabildik sadece.
Bu sene kadın basketbol şubesinde bütçe olarak ciddi bir küçülmeye gidildi. Bunu şu şekilde açıklayabiliriz. Evvelki 4-5 senelik periyotta Fenerbahçe ile eşit hatta biraz daha üst bütçelere takım kurulurken bu sene Fenerbahçe nin 4 de 1 bütçesine takım kuruldu. Yani geçtim Avrupa yı Türkiye liginde bile harcanan para bazında gerilerde kaldık ,öyle ki Kayseri Kaski takımının bütçesi dahi bizden yüksekti.
Avrupa baz alındığında zaten paranın alabileceği en üst düzey yıldızları kapatan Rusya nın Ekaterinburg takımı geçen yıl olduğu gibi bu sene de kadın Eurolig in en önemli hatta tek favorisiydi. Rakibi de onlardan sonra ama çok sonra en çok parayı harcayan Fener den başkası değildi. Ama dediğim gibi Ruslar açık ara favoriydi yine.
Ekaterinburg un ev sahipliğinde öyle bir 8 li final oynadık ki akıl alacak gibi değil. Aslında her şey olması gerektiği gibi başladı gurup aşamasında. Ekaterinburg kendi gurubunu rahatça forse ederek 3 de 3 le yarı finale kaldı. Bizim gurupta ise Fener lider biz ikinci olduk. Elbette az bir farklada olsa yenildiğimiz takım yine Fenerdi. Ama yarı finallerde apayrı bir hikayenin yazılacağını kimse tahmin edemezdi.
Yıllarca yapılan büyük yatırımlardan hiç bir sonuç alamayan G.Saray son derece kısıtlı bir kadro ve dar bir rotasyonla oynadığı turnuvada önce herkesin şampiyon ilan ettiği Ekaterinburg u inanılmaz bir şekilde devirdi. Bu maça çok iyi başlayan Sancho Lytlle ın daha ilk devrede ki şanssız sakatlığına rağmen özellikle Alba Torrens in mantık dışı oyunu ile Ruslar ne olduğunu şaşırdılar.
Aslında bu galibiyete Fenerliler de çok sevindi. Sonuçta karşılarına başedemeyecekleri bir Rus devi yerine dar kadrolu bir takım çıkıyordu. Şimdi finalin favorisi konumuna gelmişlerdi. Ancak bütün turnuvayı sadece 6-7 oyuncuyla oynayan bir takım tıpkı evsahibi Ruslara yaşattığı hayal kırıklığı gibi bir senaryoyu da ezeli rakibine hazırlamıştı.
Ekrem hoca öyle bir takım kurmuş ki birilerine sistem takımı nasıl olunur ,bir takım nasıl kenetlenir gibi dersler verdi. Işıl Alben ,Alba Torrens ,Zelleus gibi oyuncular neredeyse her maçı 40 dakika sahada kalarak oynadılar. Hiç bir takım bu denli özverili ,bu denli karakterli oyunculara sahip olmadığı için ve hiç kimse bizim kadar takım olmadığı için kupa bizim müzemizde. Maç sonu oyuncuların ve Ekrem hocanın verdiği röportajları dikkatli dinleyenler takım içinde ki sevginin ,saygının ,arkadaşlığın ne denli üst sınırda olduğunu ,nasıl birbirleriyle kenetlenip hedefe yürüdüklerini çok iyi anlamışlardır. Takım sıkıştığı ,yorgunluğun tavan yaptığı bölümde oyuna giren Şebnem in hiç elleri titremeden 8-9 metreden kullandığı üçlüklere bu sebeple hiç şaşırmamıştır Ekrem Memnun.
Öyle bir taktik üretmiş ki hoca tüm riskleri göze alarak başladı son iki maça. Takım öyle bir ilk periyot oynadı ki bu son iki maçta inanılması mümkün değil. İlk devreleri her iki maçta da çift haneli farklarla geçtik. Üçüncü çeyrekleri mümkün olduğu kadar kontrollü oynadık. Son çeyrekte yorgunluk zirve yapıyordu ama direnç ve inanç bir milim geri gitmiyordu. Fark azalıyor ama asla rakibe skoru teslim etmiyorduk. En sıkışık durumlarda hep verecek bir cevabımız oluyordu. Bu takımla gurur duymayacak tek bir G.Saray lı olacağına asla inanmam.
Bu Fener de gerçekten bahtsız bedevi gibi bir şey. Buraya kadar hiç yenilmeden geldiler ,18 de 18 yaptılar tek yenilgi de kupadan oldular. Üstelik finalde yenilmezliklerini bitiren takım da tüm dünya da yenilmek istemedikleri tek takım. Onlar bizi gurup maçında yenip sakalımızı kestiler , biz onları final maçında yenip kafalarını kestik. Bu kadar yatırıma rağmen yine bu ülkeye spor tarihinin en büyük kupasını getiren en sevmedikleri rakipleri oldu. Yemin ediyorum şu sonucu tahmin edebilselrdi daha ekim ,kasım aylarında maç kazanmadan guruptan elenirlerdi. Yoksa final oynamak filan umurlarında bile değildir. Elbette onlar Ekaterinburg a finalde kaybedeceklerini hesap etmişlerdi. Ama işte bazı şeyler parayla filan satılıp alınmıyor ,evdeki hesapta G.Saray a hiç ama hiç uymuyor.