23
2012
Asıl zor olan şey gerçekleri kabullenebilmektir. Bunu kabul ettiğimizde bir çok problem artık korkutucu olmaktan çıkar. Galatasarayımız için en büyük sorun aşılmıştır benim gözümde artık. Çünkü dün gece ki maçın ardından hocamızın yaptığı açıklamalar dimdik ,dosdoğru saptamalardı. İnsanlarımız bu bilince eriştiği gün yepyeni bir dünyaya merhaba diyeceğiz.
Aslında Eskişehir de kötü oynadığımızı kabul etmiyorum ben. Çünkü kötü oynamak için dahi bir şeyler oynamanız ,bir şeyler yapmanız gerekir. Oysa bizim takım dün gece sadece eksi 7 derecede donmamak için ısınma hareketleri yapar gibi gözüktü. Şimdi kimse çıkıp da havadan ,sahadan filan bahsetmesin boşuna. Biz o sahada oynarken rakip de Wembley in çimlerini çiğnemiyordu. Bizim yapamadığımız her şeyi onlar yaptılar. Ayağa pas ,uzun pas ,pres ,markaj ,kanatları kullanma ,ortadan delme ,ver kaç ,orta ,şut ,Eskişehirli oyuncular kabiliyetleri ölçüsünde bizim yapmadığımız herşeyi sahaya koymaya çalıştılar. Bu maçta asla 2 puan kaybetmedik ,aksine 1 puan kazandık ,hem de hiç bir şey oynamadan. Üzülmesi gereken taraf Eses idi.
Çok ilginçtir ki kuzeyin sert iklimine alışık olan Elmander ayakta bile duramazken tropik iklim çocukları olan Tello ,Camara ,Diego ,Dede gibi oyuncular sahaya hükmettiler. Gerek Hürriyet gerek ise Alper çok iyi işler yaparken Selçuk saklambaç oynuyordu. Emre ve Engin zaten hiç yoklardı. Kazım için diyecek bir lafım yok ,o takım iyiyken bile zayıf halka zaten. Volkan ı niye sattığımızı ise ben zaten yıllardır hiç anlayamadım. Takımda bir şeyler yapmaya çalışan sadece Semih ve Melo vardı. Ne kadar ilginçtir ki takımın en iyisi Semih 2 tane basit hatayla mağlubiyete davetiye çıkarttı ama rakip bu ikramları geri çevirdi. Muslera her zaman ki gibi görevini yaptı ve güven verdi. Sercan hiç bir şey yapmamaya devam ediyor ,Gökoğlan ise aldığı her topu ya taca ya da rakibe verdi. Günah keçilerimizden Sabri çıktı ama takım yine de şut bile çekemedi ,Servet ise hiç oynamadı ama semih in yaptığı o iki ölümcül hatayı Servet yapsaydı neler yazılıp çizilirdi diye merak etmeden de edemiyorum.
Maç sonu Fatih hoca hiç alışık olmadığımız biçimde açıklamalar yaptı. Oysa suçu rahatlıkla saha zeminine ,hava durumuna ,bu sahada bu saatte maç oynatan federasyona filan atabilirdi. İşte bu sebeple bu ülkeye bir Avrupa kupası daha gelecek ise yine aynı yerden gelecektir. Mazaret üretmek ,suçu başka mecralara atmak ,sorumluluktan kaçmak en kolayı. Ama gerçek başarılar asla kolay yollardan gelmiyor. Bizim hocamız gerçekleri görüyor ,kabulleniyor ve sorumluluk alıyor. Eğer birileri çıkıp yapılan doğruları yok etmez ise Galatasaray çok iyi yolda.
Evet arkadaşlar gerçekleri kabul etmekten çıktık yola. O halde aynı yolda devam edelim. Biz iyi bir takım olma yolundayız ,bu bir gerçek ama eksiklerimiz de çok çok fazla. Bir kere kadro kalitemiz asla yeterli değil. Her iki kanadımız da çok zayıf. İki forvetimiz var ,birisi sakatlanınca hoca sistem değiştirmek zorunda kalıyor. Sercan girince daha iyi anladık ki asla forvetimize alternatif olamaz bu haliyle. Yani bu takımın play off u da hesap edersek sadece bu sene ve bu lig için bile en az 2 iyi ve banko oynayacak nokta transfere ihtiyacı var. Bu iş öyle Yiğit le filan olacak iş değil.
Fener asbaşkanı Nihat beye ateş püskürdük topyekün. Ancak gerçekleri kabullenmek diyorsak haklı olabileceği noktaları da görmezden gelerek kendimizi kandırmayalım. Eğer Fener şu haliyle Fransa şampiyonunun Fransa gol kralı forvetini alabiliyor ise biz İsviçrenin bir takımından genç bir futbolcuyu milyon kere alabilmeliyiz. Hoca bir Belçika takımından 2 futbolcunun ismini veriyor ancak yönetim biz bu defteri kapattık diyor ise ortada ciddi bir sorun var demektir. Arkadaş Fatih hoca kalkıpta Real den ,Barcelona dan ,İnter den ,Juventus tan ,Chelsea den ,Manchester den ,Bayern den filan adam istemiyor ki. Altı üstü 3 isim veriyor ,Shaqiri ,Suarez ve Gillet. Biri İsviçre nin Basel in de ,diğer ikisi ise Belçika nın Anderleth in de. Sen eğer Galatasaray yöneticisiysen ,sözünün arkasındaysan ,hedeflarin açıkladığın doğrultudaysa gidersin bu 3 adamı alır ve gelirsin. Hoca da direk koyar takıma ,oynatır kafadan. Tıpkı Trabzon un Olcan ı oynattığı gibi. Eğer Fener Sow u alacak ise ,Kristiç için Juventusla ve oyuncuyla görüşüyor ise maalesef Nihat bey haklı demektir.
Sayın başkanımız Ünal Aysal bey in ve yöneticilerimizin iyi niyetlerinden şüphe etmek aklımdan bile geçmez ama transferde bunca başarısızlık da biraz fazla gibi. Adı geçen her isim yılan hikayesine dönüyor nedense. Ben şahsen hiç istemedim gelmelerini ama gerek Forlan ,gerek Reyes ,gerekse Drogba gibi isimler için başkan bizzat gitti. Haberlerde borsaya bildirildi denildi. Sonuçlar ortada maalesef. Eğer durum müsait değilse çıkarsı adam gibi transfere ayıracak bütçemiz yok ,mevcut kadroyla devam edeceğiz dersin. Hoca da planlarını ona göre yapar ,işine gelmezse de yoluna gider. Taraftarda her gün temcit pilavı gibi medya palavraları dinlemez ,kafalarından kadro kurup durmazlar. Ve emin olun ki çok büyük bir çoğunluk bu şeffaf ve doğru yaklaşımı eleştirmek bir yana sizleri alkışlar.
Elbette Nihat beyin hakkını teslime edreken kendisinden de küçük bir ricam olacak. Sayın Özdemir ,devleti dolandırmaktan hüküm giymiş ve yasal boşluklar sayesinde zaman aşımından yırtmış bir insan olarak hiç olmazsa bundan sonra sözlerinize ve icraatlarınıza dikkat edin. İnanın kimse yemiyor bu yasalar uygulansın ,58. madde kalkmasın söylemlerinizi. Metris te ki başkanınızın açıklamalarını da yiyen enayi kalmadı artık. Şu çok açık ki yoldaşınız federasyon başkanı ve kulüpler birliği ile ortak bir senaryoyu oynuyorsunuz. Elbette ki baş yardımcılarınız da tarafsız Türk medyası.
Fatih hocamızın dün gece ki maç sonrası yaptığı açıklamalar Fener in Kocaman teknik direktörüne bir ders niteliğide taşımaktadır. Gerçi Aykut hocanın anlayabilme kapasitesinde olduğuna ihtimal vermiyorum . Zira kendisi suçu oraya buraya atmak için kullanıyor beyin mesaisini. Hesapta Fener ile federasyon kavga ediyor ,hakemler Feneri ince ince doğruyor ,herkes Fenere düşman. Ama işin aslı tam aksini gösteriyor nedense. Adamlar oyun sahnelemekte usta olmuşlar yıllardır. Aykut efendi yarım puanımız bile silinemez diyor ,kaptanı Alex şampiyonluğumuz temizdir diyor ve ekliyor eğer 12 puanımız silinirse play off a kalabiliriz. Yöneticiler ise biz temiziz ,58 değişmesin diyorlar. Kulüpler birliği bir defaya mahsus düşme kaldılısın havasında. Federasyon Türk futbolunu düştüğü bataktan çıkartacak icraatlar peşinde ,topu kendisini her türlü kararı alıp futbolu yönetmek görevine atayan genel kurula atıyor. Ama federasyon başkanı gidip Cenevre de UEFA ile görüşerek yardım dileniyor. Herkesin doğru söylediğini düşünün ve çıkın işin içinden de göreyim.
Hadi olaylara başka bir pencereden yaklaşalım şimdi. Hukukta çok önemli bir ayrıntı vardır ,tüm ceza davalarında da geçerlidir. İyi hal ve pişmanlık. Örneğin suçunu itiraf edenler ,polis ve savcıya yardımcı olanlar ,pişmanlığını bildirenler için ciddi cezai indirimler hatta duruma göre af bile uygulanabilir. Eğer Avrupa ve Dünya futbolunu yönetenler ikna edilebilir ise bizde de bu işlere bulaşanlar affedilsinler. Ancak kamu vicdanını rahatlatmak için itiraf ve pişmanlıkların bildirmek koşuluyla yapılsın bu iş. Genel kurulda da mutlaka ve mutlaka açık oylama yapılsın. İnsanlar görsünler ve bilsinler kimin rengi nedir ,kim hangi taraftadır. Buna karşılık olarak da küme düşme cezası kaldırılsın. Hatta bu kulüplerden puan silme olayı da normal sezonun sonuna ertelensin ve federasyon kimden ne kadar puan silinmesi gerekiyor ise kararını puan cetveline göre versin. Örneğin Fener ile 5. olan arasında 12 puan fark varsa Fenerden 11 puan silinsin ,olsun bitsin.