08
2016
Aziz Yıldırım hazretleri şikeyi G.Saray tarihi ile bağdaştırmış. Salla Azizim salla ,nasıl olsa bu ülkede iş yapan değil sallayan ,çamur atan prim yapar. Bak Yıldırım Demirören Beşiktaş ın içine etti ,kulübü rezil rüsva eyledi ,Beşiktaş tarihine sahtekarlık suçu ekledi ,ödül olarak Türk futbolunun başına getirildi. Adaşın olmasından başka tek benzerliğin olmayan Aziz Nesin anlatmış zaten Türk milletinin ne olduğunu. Bak Aziz başkan ,sen ne kadar zıplarsan zıpla Fenerbahçe bu ülke sporunun kara lekesi ,utanç kaynağıdır. Atatürkçülük ,cumhuriyetçilik gibi yüce makamlara da sığınıp maske takmayın artık. Şayet seni ve F.Bahçeni ,kuralları hatta kanunları değiştirerek nasıl ve kimlerin kurtardığı aşikar. Aziz Yıldırım ,sen mahkemede hakim karşısında ,savcının elinde ki milyon tane kanıta ,tapeye bakarken bir sürü şey söyledin ama asla biz şike yapmadık diyemedin. Bir sürü şey anlattın ama aslında hiç bir şey anlatmadan laf salatası yaptın. G.Saray tarihinde tek kara leke varsa o da senin gibi spor etiğinden ,ahlaktan ,şereften hiç nasibini almamış bir seviyesizin ağzına adının alınmasıdır.
Dursun Özbek başkan kanal kanal dolaşıyor saçma sapan konuşuyor. Arkadaş sen göreve gelirken de ,gelmeden evvel de Fifa nın ,Uefa nın kuralları ,istekleri belliydi. Adamlar o denli bunaldılar ki futbolda ki uçuk kaçık rakamlardan ,verilipde tutulamayan sözlerden ,şikayetlerden ,davalardan ,itirazlardan mecburen en katı şekilde kulüpleri mali disipline sokuyorlar. Şimdi alınacak cezadan dolayı ağlamanın gereği yok işte. Aslında bu işte Dursun Özbek in hiç bir suçuda yok. Duygun Yarsuvat öncesi G.Saray ı yönetenlerin kulübe çıkardıkları zarar faturası 3 yılda 164 milyon euro. Dikkat edin bu rakam sadece 3 senede kulübün ettiği net zarar. Yani sponsorlardan gelen paralar ,tribün gelirleri ,yatırımların kazançları ,satılan hisse senetleri ,satılan sporcular filan gibi gelirler gittikten sonra kalan net zarar.
Dursun Özbek aslında hiç sevmediğim ,G.Saray ıma yakıştıramadığım bir başkan profili. Ancak beni rahatsız eden şey asla burada yorum yapan bir çok renktaşımı rahatsız eden şeyler değil. Ben kulübün bu maddi yapısında İbrahimoviç i ,Pato yu ya da başka yıldız isimleri almadı diye eleştirmedim adamı. Aksine 3 kupalı takıma çok az sayıda transfer yapmasını alkışladım. Ancak bir G.Saray başkanı kalkıp zor anda çalışanının arkasına saklanmaz. Bir G.Saray başkanı hocasını kendine siper edip eleştirilerden ,tepkilerden korunmaz. G.Saray başkanı tam aksine en zor günde çıkar hocasının ,oyuncusunun önüne siper olur ,arkasında duvar gibi ,dağ gibi durur. Tıpkı zamanında Fener den ASY de 4 gol yiyen Fatih Terim in arkasında duran ,önüne siper olan Faruk Süren başkan gibi. Bir G.Saray başkanı kimsenin 2. likten bile umudu olmayan sezonu 3 kupayla kapatan hocasını ortada hiç bir başarısızlık bile yokken kovmaz. Ayrıca Dursun Özbek in genel kurulda kulübün içinde bulunduğu durumu bile bile saçma sapan transfer sözleri ile camiaya masal anlatmasıda hiç hoş olmadı.
G.Saray bugün çok ciddi cezaların ,yaptırımların eşiğinde. Oysa fazla değil sadece 5 sene evvel 2011 de Adnan Polat başkanlığında ki kulüp sportif açıdan kabus yaşarken mali açıdan gerçekten son derece ciddi yol almıştı. Belki de o sportif başarısızlığın temeli Adnan Polat ve yönetiminin tüm mesailerini kulübün mali davalarına harcamalarıydı. Başkanın futbol takımını gerçekten çok hatalı bir seçim olan Adnan Sezgin e emanet etmesi ,yanlış insana güvenmesi hem sportif çöküşü hem de kendi sonunu hazırlamıştı. Ancak kulüp 55 bin kapasiteli yeni stadına kavuşmuş ,stadyum gelirleri 10 mislinden fazla artmıştı. Kulübün başında kılıç gibi sallanan ,her sene 25 milyon doların üzerinde nakit çıkışına sebep olan şirketler sözleşmesi ,şirket birleştirme operasyonu ile kulüp lehine sonuçlandırılmıştı. Çoğunluğu AİG denilen şirkette olan tam %22 lik hisse senedi geri alınmıştı. Bu süreçte kulübün kasaından çıkan para net 130 milyon dolardı. Gerek Türkiye gerek ise Avrupa ve Amerika da açılan davalar G.Saray spor kulübü lehine sonuçlanmış ,davacılar kulübün sırtından rant elde etmekten mahrum kalmışlar ,haklarımız geri alınmıştı. Evet futbol takımı berbat günler geçirmişti. Ancak herşeye rağmen takım hiçte şimdi anlatıldığı gibi öyle BAM takımı filan değildi. Kan uyuşmasa bile takımın başına getirilen Frank Rijkaard önemli bir kariyerdi. Evet belki hataydı ,yanlış seçimdi ama gerçekten saygın bir isimdi. Yine Adnan Polat döneminde formamızı giyen Lincoln ,Baros ,Kewell ,Keita ,Elano ,Misimoviç ,Jo gibi oyuncular son derece önemli ,saygın isimlerdi. Ancak her zaman söylediğim gibi futbolu isimler değil iyi takımlar oynar. Takım olmayı başaramayan topluluklar ise asla başarılı olamaz. Tıpkı o senelerin G.Saray ı gibi.
Adnan Polat mali konuların halledilmesi ile futbol takımına geri dönüş hazırlıkları yapmaya başlamıştı. Adaşı Adnan Sezgin den yetkilerini geri alıp takıma kendi imzasını atma aşamasına gelmişti. Bu çerçevede Trabzonda harikalar yaratan ,mukavelesi sezon sonu bitecek olan Selçuk İnan ve İngiltere de Bolton forması giyen Johann Elmander ile sezon sonu için ön protokol imzalamıştı. Ancak G.Saray tarihinde olmayan şey oldu ve Mart ayında Adnan başkan mali ibra alamadı. Kulübün sırtındaki kamburlardan kurtulduğu ,ciddi stadyum gelirine kavuştuğu anda İnan Kıraç ve duayen abilerin birden ortaya çıkıp kim olduğunu bile kimsenin bilmediği Ünal Aysal ı gökten zembille indirmeleri ne kadar manidar değil mi ?
İşte o Aysal ,Adna Polat ın son 3 yılı başkan ,evvel ki 3 yılı ise başkan yardımcısı olarak 6 senede yaptığı işleri 3 senede eskisinden de beter ,içinden çıkılmaz hale getirmeyi başaran şahsiyettir. Kulübe maliyeti 2011 Mayıs ayından 2014 Kasım ayına kadar 3.5 senede 164.5 milyon euro net ,kemiksiz zarardır. Aynı dönemde Arda Turan ın satışından elde edilen 12 milyon euro bonservis bedeli ,stadyum geliri olarak kayıtlara geçen yıllık net 20 milyon dolar ,kendisinden evvel ki başkanın kulübe geri kazandırdığı hisselerin sadece 1/4 i karşılığı kasaya koyduğu 32 milyon dolar sıcak para da tıpkı şampiyonlar liginde 2 sene üst üste elde edilen çeyrek final ve guruptan çıkma başarılarından gelen 50 milyon euro gibi buhar olmuştur. İşin en acıtan tarafı da bu inanılmaz paraların sadece %40 lık bölümü şampiyonlukların ,başarıların yaşandığı ilk 2 Aysal senesinde ,%60 lık bölümü ise Fener in tozunu yuttuğumuz son 1.5 Aysal senesinde harcanmıştır. Elbette bu hesapları yaparken Ünal Aysal ın kendisinden evvel ki yönetimlerin her sene ödemek zorunda kaldığı 25 milyon dolar civarı temettüyü hiç ödemediğini de dikkate almak lazım. Çünkü Adnan Polat şirketleri birleştirerek bu kamburu kulübün sırtından almıştı.
Dursun Özbek başkanın zaten seçimlerde Duygun başkandan aldığı destekle açık ara geleceği her G.Saraylının bildiği bir gerçekken kalkıp popülalist transfer palavralarına hiç ihtiyacı yoktu. Hamza hocayı kurtların önüne atıp kendisine sioer etmesi ise başlı başına bir skandal. Yapmadığı transferlere tek bir eleştirim yok ama Kevin Groskuertz ve Burak Yılmaz transferlerinde yapılan yanlışlar çok ciddi hatalar. Sadece ayıp diyebilirim. Sen o kadar kuruş hesabı yap sonra son ana bıraktığın imza yüzünden oynatamadığın adama 6 ay para öde. Takımda ciddi bir forvet sıkıntısı olduğunu ilkokul çocuğu bile görürken transfer dönemi sona erdikten sonra en önemli forvetini Çin e sat. Bilmem Konya maçında gördünüz mü ama eksik olan sadece Burak değildi ,onunla beraber Selçuk un ,Sneijder in ,tüm takımın inançlarıda satılmıştı adeta. Bu saatten sonra Lazio maçlarına çıkmasak da olur Dursun başkan.
Son olarak bazı zeki renktaşlara söylemek istediğim bir kaç cümle var. Arkadaşlar bazılar diyorlar ki Ünal Aysal a genel kurul Riva yı satma yetkisi vermemiş. Bu sebeple çekip gitmiş. Kardeşim Ünal Aysal a o yetkiyi verselerdi zaten kulübe vur kildi ,kapat git ,kayyum baksın. Ünal Aysal bu kulübe ne verdi ? Harcadığı onca paraya karşılık ne kattı ? Kulübe en küçük bir arsa ,bir bina ,gelir getirecek bir teminat mı kazandırdı ?Derseniz ki 2 şampiyonluk ,şampiyonlar liginde başarı ,başta Fatih Terim sonra Ali Dürüst ,Adnan ,Öztürk ve Abdürrahim Albayrak kovulduktan sonra hangi başarı kazanıldı sportif açıdan ? Şimdi ben sorarım o 2 şampiyonluk ve Avrupa da çeyrek final başarıları Ünal Aysal sayesinde mi yoksa Ünal Aysal a rağmen mi kazanılmıştı ?