06
2013
Futbol bir yönüyle dünyanın en basit ,en anlaşılır oyunu ki bu denli büyük kitleleri peşinden sürükleme sebebi de bu. Diğer açıdan bakıldığında ise çok değil çok çok bilinmeyenli bir denklem ki bazı futbol adamlarını diğer insanlardan ayıran ve milyon dolarlar kazanmalarını sağlayan da bu. Öylesine basit ki şurada yazan hemen herkes bir takımı çalıştırabilecek futbol bilgisine sahiptir. Öylesine zor ki ömürlerini futbola vermiş ,üst düzey top oynamış bir çok insan teknik direktör olarak tam aksi bir kariyere imza atabilir.
Sözü çok dolandırmayacağım. Ben bu sene ki Galatasaray ı ve Fatih Terim i hiç ama hiç beğenmiyorum. Daha evvel ki yazılarımı okuyan arkadaşlar bunu bir ikilem ,bir U dönüşü olarak algılayabilirler ama tüm düşüncelerimin hala sonuna kadar arkasındayım. Hala Galatasaray ın bu ligde şampiyonluğun tek aday olduğunu düşünüyorum. Hala Şampiyonlar Liginde Schalke karşısında ki şansımızı % 50 olarak görüyorum. Ve hala Fatih Terim in emekli olana kadar bu takımın hocası olması gerektiği kanaatindeyim.
Benim rahatsızlığım takımın özellikle Avrupa kupası ve lig derbyleri haricinde oynadığı heyecansız ,coşkusuz ,temposuz ve zevksiz futbol. Fatih hocanın kendi kişiliğinin tam zıddına verdiği yorgun ,küskün ,umursamaz görüntü. Bazı oyuncuların önlenemeyen bir düşüş içinde olması ,maç seçme hakkını kendilerinde görmesi. Yönetimin ve özellikle de sayın başkanın deneyim eksikliği yüzünden tarafsız !!! medyaya malzeme vermesi.
Şimdi geçen hafta sonu oynanan maçları bir inceleyelim. Beşiktaş berabere kaldı. Adamların elinde ki malzeme belli ,takım kaliteleri belli ,her sonuç normal. Sadece kaliteli kadrolara karşı kazanmaları sürpriz olur. Fener ise Sivas a yenildi. Ancak adamları günahım kadar sevmesem de aynı maç 100 kere oynansa 99 unu 4-5 farkla kazanırlardı. Zaten hızlı ,baskılı ve agresif bir futbol oynadılar bir de şeker gibi hakem bulmuşlar yanlarına ,sanırsınız Fenerin 12. adamı ,yeni transfer Cüneyt. Ama olmayınca olmuyor işte. Gelelim Galatasaray a. Hakem berbat ,oyun desen yılın normallerinde ,Bursa hırslı ve agresif. Beraberlik kötü sonuç değil işte.
Asıl kötü olan ,rahatsızlık veren ise bu yıl ligde bir çok maç için beraberlik kötü değil diyebilmemiz. Fener yenilse de ablukaya alırken ,Beşiktaş kalitesiz ,alternatifsiz kadrosuyla canını dişine takarken biz oyunun hiç bir bölümünde rakip üzerinde baskı kuramıyoruz ,mücadele zaafımız var ,konsantrasyon sorunumuz var.
Bu işler düzelmez mi ? Elbette düzelir ,zaten Galatasaray da bir sorun olduğunda düzeltecek ilk alternatif Florya da. Ancak Fatih hocayı önce bir revize etmek ,motive etmek ,küskünlüğüne bir son vermek gerekiyor. Bu işi yapacak isim de bana göre en tecrübeli yöneticimiz olan sayın Ali Dürüst olur. Elbette yanında Abdürrahim Albayrak ile beraber. Sakın yanlış anlamayın ,bu iş Fatih hocayla görüşerek değil sayın başkan ve Fatih hoca arasında sağlıklı bir iletişim kurarak başarılır. Sonuçta herkes aynı hayali paylaşıyor ,aynı hedefi kovalıyor ,aynı sevdayı yaşıyor.
Galatasaray futbol takımı ara transfer döneminde ülkenin değil Dünyanın gündemine oturdu. Gelen 2 oyuncuya hayır diyecek bir teknik adam ,takımında görmek istemeyecek bir yönetici ,karşı çıkacak bir taraftar yoktur herhalde. Ancak şu bir gerçek ki her iki oyuncu da oynadıkları mevkiler açısından bu takımın SOS veren bölgelerine yapılmış takviyeler değil. Arabanın sol arka lastiği patlak ,akü ateşleme yapmıyor ,buji değişmeli. Ancak serviste lastiğe ve bujiye dokunulmadan xsenon far takılıyor ,pasta cila yapılıyor. İşte bizde olan budur. Yoksa örneğin santrfor olarak Drogba yerine Webo ,orta alana da Sneijder yerine Emre alınsa idi herkes isyan ederdi ,ne gerek var diye. Ancak gelenler Sneijder ve Drogba gibi 2 dünya starı olunca tadını çıkartmak daha güzel oldu elbette. Sonuçta bu isimlere karşı çıkabilecek bir kariyer bu ülke de daha dünyaya gelmedi.
Elbette sahada oynayacakları oyunla ,yapacakları hatalarla her oyuncu ve hoca eleştirilir. Bu konuda problem yok ancak bu formaya hizmet eden hiç kimse hakarete ,eleştiri kisvesi altında aşağılamaya maruz bırakılamaz. Bu renkler gönül veren hiç kimseye yakışmayan tavırlardır bunlar. Şimdi biz Ordu ya yenildikten sonra Fatih Terim gitsin ,Hector Cuper gelsin diyen görüş sahibi futbol dahisi arkadaşlar kafalarını hangi çukura soktular acaba ? Sabri yi atanlar ,satanlar ,kovanlar ,dünyanın en kötü futbolcusu ilan edip akıllarınca alay edenler Eboue yi aradılr mı ,yokluğunu hissettiler mi ? Elbette Eboue varsa sağbekte Sabri değil Eboue oynar. Ama olmadığında üstelik yerli kontenjanında bir Sabri varsa elinde işte buna kadro derinliği denir.
Şunu tekrar tekrar belirtiyorum ki benim için sahada ki Galatasaray takımının asıl problemi budur. Galatasaray kontollü futbol diye ,topa sahip olmak adına al gülüm ver gülüm pas oyunu oynamaz ,oynayamaz ve oynamamalı. Yavaş oyun bizim tarzımız olamaz ,baskısız futbol bu takıma yakışmaz. Yoksa sahada hangi sistem ve taktik dizilişle oynarsa oynasın hiç fark etmez. Yeter ki hızlı ,baskılı ,agresif bir oyun anlayışı ile sahaya çıkalım. Aksi halde rakibin ekmeğine yağ süreriz. Maç seçmek ,rakip ayırd etmek bu formayı giyen hiç bir oyuncunun ,maça konsantre olmamak ise bu takımı çalıştıran hiç bir hocanın lüksü olamaz. Hoca gerekirse rotasyon yapar ,farklı 11 ler çıkartır ,rakibe göre değişik varyasyonlar yapar ama sahaya çıkan takım her kim oynarsa oynasın kazanmak için en az rakibi kadar mücadele eder ,en az rakibi kadar maçı ister. Galatasaray ın başta hocası ve futbolcusu olmak üzere her bireyi bilmelidir ki Akhisar maçı da Schalke maçı kadar değerlidir ,önemlidir. Galatasaraylı için Galatasaray formasının çıktığı her maç kazanılması gereken bir hedef maçtır. Ve Galatasaray taraftarı da bilmelidir ki ,formasını giyen her futbolcusu sevgisine ,saygısına en az diğer takım arkadaşları kadar layıktır.
Türkiye futbolunda tartışmalar bitmedi ,bitmez de. İsteyen istediğini düşünmekte özgürdür. Bana göre bu ülkede şike de vardır ,teşvik de. Bu ülkede maç yöneten hakemden ,federasyon başkanına ,MHK den ,PFDK na ,ülkeyi yöneten siyasetçilerden spor medyasına kadar hiç bir birime inancım da yoktur ,saygım da. Benim gözümde hepsi rüzgarın yönüne ,rant ve çıkarlarının cihetine göre karar veren adalet ,hak ve hukuk tanımayan ,namus ,şeref ,dürüst oyun gibi kavramları hiç bilmeyen kirli pazarlıkların mümessilleridir. İşte bu sebeple de Türk futbolunda temiz kaldığına inandığım tek ve son kale olan Galatasarayıma daha da fazla görev düşmektedir. Yani biz her bireyimzle kenetlenmek ,birlik ve beraberlik içinde olmak ,gözümüzü daima açık tutmak zorundayız. Saygılar...