Ciddi bir değişim yaşanıyor bu aralar. Taşlar yerinden oynamaya ,dokunulmazlara dokunulmaya ,konuşulmazlar konuşulmaya başlandı. Belki biraz endişe verici hatta korkutucu ama yalanlarla yaşamaktansa gerçeklerle ölmek daha iyidir.

Ben daha çocuktum ki üstüne neredeyse 40 sene geçmiş. Ezeli rekabet ebedi dostluk masallarıyla uyuturlardı hep. Meğer rahmetli babamlar bile aynı masallarla büyümüşler. Doğal olarak bizim çocuklarda aynı masalları dinlediler. Hepsi iyi güzelde eğer özellikle G.Saray ile Fener arasında ki ilişki dostluk diye adlandırılıyorsa insanın düşmana ne ihtiyacı var ,bunu anlatan yok.

Adamlar her fırsatta kuyumuzu kazamaya çalışmışlar tarihleri boyunca. Bundan yıllar evvel basketbolda yenilmez armada dönemleri yaşanıyor. G.Saray ile Modaspor şampiyonluk yarışında. G.Saray son maçında Fener i 5 sayı farkla yenerse şampiyon olacak. İlk maçı 56 - 17 kazanmışız zaten. Yani değil 5 ,25 sayı fark gerekse zayıf Fener takımına atarız rahat rahat. Fener sahaya çıkmıyır ve kurallar gereği 2-0 hükmen yenik sayılıyor. G.Saray itiraz edince dönemin federasyonu o sene 2 takımı şampiyon ilan ediyor. Bakın daha 1950 -1960 yıllarında ki F.Bahçe nin centilmenliğe ,sportmenliğe ,spor ahlakına ,namusuna ,sporcu şerefine ,alın terine bakış açısı. Aradan geçen yıllar hiç bir şeyi değiştirmedi asla ,genler değişmiyor ki.

F.Bahçe gibi bir camia eğer Türk sporunun temel taşlarından birisi olarak sayılıyor ise bu saatten sonra G.Saray ımızı bu temeli çürük pisliğin bir parçası olarak saymasınlar. Adamların spor anlayışına göre tek gerçek kazanmak ,nasıl olduğu ,nelerin feda edildiği teferruat bile değil. Kaybederken de büyük olunacağından bihaberler hala. Onlar her türlü ahlaksızlığı ,şaibeyi yapacaklar ,besledikleri tarafsız medya ve çıkar peşinde ki siyasiler pisliklerini temizleyecekler. Kitleler yalanlarla kandırılacak ,masallarla uytulacak ,geriye de başarı hikayeleri ve şerefi kalmamış kupalar kalacak.

Kardeşim yöneticilerin çete kurmuşlar ,tarla sürmüşler ,ekin almışlar ,ortalık elden ele ,cepten cebe dolaşan kirli paralarla dolmuş. Memleketin polisi kanıtları toplamış ,savcısı dosyalar ,klasörler dolusu itirafları ,tapeleri değerlendirmiş. Mahkeme şike ve teşvik primi suçunu kabul etmiş ,yargıtay cezayı tescillemiş. Uefa kendi organizasyonlarından men etmiş ,Cas itirazı reddetmiş ,bağımsız İsviçre spor mahkemeleri suçlu bulmuş. Uefa tarihinde 52 insanın ölümünden sorumlu olan Liverpool dan sonra en ağır cezayı almışsın. Bakma TFF nin vermediğ cezaya ,onlar zaten bu çeteyi kurtarmak üzere atanmış iş birlikçiler sadece. Başlarında da Uefa tarafından dolandırıcılığı ve sahtekarlığı belgelenmiş ,Beşiktaş a tarihi ayıp olan cezaya mal olmuş Demirören in olduğu bir yancı çete. Ne olacak ki başka ,kim farklısını bekliyor ? Ülke de siyasetin başı gerekirse 4-5 sene uluslar arası maç oynamayız diyor. Meclis bir tek gecede ilgili ceza yasasını değiştiriyor. Federasyon başkanı bir gece yarısı ilgili kuralda değişiklik yapıyor. Basın uyuyor ,iktidar uyuyor ,muhalefet uyuyor ,kulüpler birliği denilen şer birliği üç maymunu oynuyor. Bu kadar pisliğin içinde temiz kalmış bir G.Saray bir Bursa feryat ediyor da kim duyacak ki ?

Minareyi çalmışlar ,kılıfı harbi komik. Kardeşim siz maç almışsınız ,maç satmışsınız ,şike yapmış teşvik vermişsiniz. Sizin yaptığınız adi suçun vatan kurtarmakla ,Atatürk ilkelerini korumakla filan ne alakası var ? Çete kurup şike yapmaktan ,rüşvet vermekten ,rakibinin rakibine teşvik göndermekten hapis yatan asker kaçağı Aziz Yıldırım ın şerefli Türk ordusunun komutanlarıyla ne gibi bir benzerliği var ? Anıt kabire yapılan çıkartmalar ,ülkede ki düzen için çıkan ayaklanmalara tüm kulüplerden katılan futbol severler olduğu halde sahiplenmeler filan tamamen hedef saptırmak ,gerçekleri unutturmak ,suyu bulandırmaktır. Bu işte de en büyük yardımcıları başta yayıncı kuruluş ve diğer spor kanalları ve spor gazeteleri olmak üzere sözde tarafsız tüm Türk basınıdır.

Bizim tarihimize yapıştırılan en büyük kara leke o da iş bilmez ,beyinsiz bir hoca sayesinde hazırlık maçında cezalı oyuncuyu oynatarak yaratılan skandaldır. Biz ise bu rezilliğe gereken tüm cezaları en ağır şekilde çekerek tepki koyan bir camiayız. O dönem ilgili yönetici suç işlenirken Almanya da olmadığı halde istifa etmiş ,yönetim TBF na küme düşürme dahil tüm cezalara itiraz edilmeden uyulacağı söylenmiş ,Cemal Nalga bir daha G.Saray forması giymemiştir. Verilen son derece ağır cezaya rağmen takım bir mucizeye imza atarak ligde kalmayı başarmıştı. O dönem Fener idarecileri olaylara sonuna kadar takipçi ve müdahil olacaklarını sıklıkla deklare etmişlerdi.

Orman adamına benzeyen kaptan kalecisi evinden adam kaldırtacak kadar gözü dönmüş bir mafya özentisi. Cüce karışımı diğer kaptanı ağzından ana avrat küfür eksik olmayan ,ırkçı bir kabadayı bozması. Punk model bir yabancısı el kol ve bacak hareketleri uzmanı bir tükürük hokkası. Ama Türk futbolunun patronu hedef tahtasına Felipe Melo yu koyuyor. Neden ,Melo mu senin hakeminin suratına balgam yapıştırdı ? Melo mu rakip takımın yabancı teknik direktörünün Türkçe öğrendiğime utandım diye demeç vermesine sebep oldu ? Ya da ırkçılık mı yaptı Felipe ? Yoksa bir maç sonrası bir basın mensubunun eliyle koluyla sülalesinin hatrını mı sordu ? Evinden adam mı aldırdı Melo ?

Türk futbolunda artık taşlar yerinden oynamıştır. Bir federasyon başkanının elini havada bırakan ,o eli sıkmaya layık görmeyen sporcular vardır artık. Tüm takımı alkışlarken o takımı alkışlanmaya layık görmeyerek ellerini arkalarında birleştiren oyuncular vardır artık. Ne ekersen onu biçeceksin arkadaş. Bana sorarsan bu sene sahada oynanan futbola ,futbolcularda ki isteğe bakarsak şampiyon doğrudur. Ancak eğer geçmişin temiz değilse ,şaibeliysen ,alın terine ,emeğe saygısızlık ettiysen ,kirliysen kim inanır ki ağzınla kuş tutsan bile.

Mahmut Uslu beyefendi çıkacak Abdi İpekçi de ki finalden önce G.Saray kulübünün başkanına hakaret ve tehdit içeren sözler söyleyecek. Ülker Arena da kadın sporcularımıza ,yönetici ve hocalarımıza küfürler yağdırıp ,el kol hareketleri yapacak. Sonra bir makas almayı yumruk yalanıyla provake edecek. Bütün bunlar tesadüf mü gerçekten. Eğer işin bir tarafı Fener ise tesadüflere yer olamaz. Plan son derece basit. Zaten finalin son ayağında o taraftarın önünde hiç bir şansları olmadığını biliyorlar. Belki ilk ya da ikinci maçta bir şansları olabilirdi ama son maçta asla. Amaç taraftarı provake etmek ,dayak yemeyi ,sahaya yabancı madde yağmasını hatta mümkünse ufak tefek bir kaç yaralanmayı zaten göze almışlar. Çünkü Trabzon da olduğu gibi oynamadan kazanacaklar üstelik kamunun gözünde en sevdikleri rol olan mağduru oynayacaklar. Ama geçtik yabancı madde yağmurunu Ülker Arena nın aksine küfür bile olmadı maçta. G.Saray taraftarı bu pis komploya gelmedi. Onlar da şampiyonluğumuzu gölgelemek ,başarımızı unutturmak için bir makas alma hareketini yumruk olarak lanse ettiler.

Kadıköy de kafası yarılıp ,kan akarken  dimdik duran Gerets ile Trabzon da kat kat paltonun üstüne gelen nohut kadar taş ile yerlere yığılan Otto Bariç arasında ki farktır G.Saray ile F.Bahçe nin farkı. Kulübün hatasına mazeret aramak yerine en ağır cezayı isteyen yöneticilerle ,ahlaksızlığı ,adi suçu vatan meselesine çevirip dosyalarca delili yok sayan ,mağduru oynayan idarecilerin farkıdır G.Saray ile Fener in farkı. Taraftarına ,sevenlerine bir bakın isterseniz ,kimin tribünleri rakiplerinin siyahi oyuncularına muz gösteriyor ? Kimin taraftarları şampiyonluk kutlama bahanesiyle ,yağmacılık ,gasp ,hırsızlık ,kundaklama gibi vandallık yapıyor ?

Memleket öyle bir hale gelmiş ki sahaya bıçak ,taş gibi maddeler atmakla pet şişe atmak arasında bir fark yok. Tek fark biri insan öldürür ,yaralar diğeri sadece görsel kirlilik. Ama bomba da atsan ceza aynı pet şişede.  İtalyan federasyonu ,İngiliz ,Fransız federasyonu takım farkı gözetmeden cezayı yapıştırıyor. Biz de şike suç kapsamından çıkartılıyor. Fener in yöneticileri teşvik verir ,şike yapar ,suçu sahaya yansımaz. Fener in futbolcusu ırkçılık yapar ,tehdit eder ,küfür eder ,görüntüler kameralara yansımaz. Fener in yabancısı 5 dk. boyunca hakeme el hareketi yapar ,suratına balgamı yapıştırır ,tükürük surata yansımaz. Fener in taraftarı bencinliği ateşe verir ,polis arabalarını devirir ,mağazaları yakar ,soyar ,yağmalar ,suç spor suçları kapsamının dışına çıkmaz.

Fener bu ülke sporuna ne vermiştir ? Hangi ilkleri yaşatmıştır ? Futbolcu kaçırmayı mı ? Sahada rezil olurken ışıkları karartmayı mı ? Şike suçundan Avrupa dan men edilen ilk Türk takımı olmayı mı ? Rakip takım kalecisinin kulağını ses bombasıyla sağır edip ,2 hafta rapor aldırmayı mı ? Küfürden en fazla ceza almayı mı ? Kendisinin ve milli takımın kalecisini kendi tesislerinde dövdürmeyi mi ? Hakemleri etki altına almayı mı ? Başkanının itiraf ettiği gibi maçları saha dışında kazanmayı mı ?

Fener stadını yeni hali inşa edilmiş ,Aziz bey ve yöneticiler basına tanıtıyorlar. Aziz başkan Fatih Altaylı ya diyor ki bu staddan G.Saray nasıl çıkacak ? Fatih Altaylı "sayın başkan G.Saray Old Trford dan ,Nou Camp dan ,Barnebau dan çıkmış takım". Aziz Yıldırım şu cevabı veriyor "Evet ama orada Türkçe küfür edilmiyodu ki". İşte tipik Fenerbahçe kafası ,tipik ,Faenerbahçe zihniyeti. Ne zaman dostluk vardı ki ? Rekabet ne zaman sportmendi ki ? Fener kazanırsa sorun yok ama aksi olursa hep yalan ,hep iftira ,hep tahrik ,hep saldırı. Altlarında Aziz Yıldırım ın aldığı Audi marka seri plakalı arabalara binen spor müdürleri ve editörlerin listesini plakalarıyla yayınlamıştı Hıncal Uluç. Tek bir yalanlama ,tek bir itiraz geldi mi Fener yönetimi ya da medya kuruluşlarından ?

G.Saray bu ülkede adı skandallara ,ahlaksızlığa ,şaibeye karışmamış tek büyüktür. Tarihinde kara sayfalar olmayan ,utanç izleri taşımayan tek markadır Türk sporunda. Bizi Fener ile aynı kefeye koyamazlar. Adamların savunması bile kendilerinin temiz olduğu yönünde değildi. İş bize çamur atmak ,kendi pis bataklıklarına çekmekti. Bu rezzilliğin içinde hangi dostluk ,hangi rekabet ? Hiç olmazsa insanlar artık kimin ne olduğunu görmeye ve anlamaya başladılar. Görmek istemeyen ise zaten görmeyecektir. Onlar kendi karanlıklarında hayalleriyle yaşamaya devam etsinler.