18
2016
Yahu arkadaş bir özür borcumu ödemem lazım en başta. Sayın Mustafa Denizli ye hiç bir zaman iyi bir teknik adam gözüyle bakamadım. Adam hemen hemen gittiği her yerde imkansız şampiyonluklar yaşadı. Ben ona "ballı Mustafa " diye isim takmıştım. Şayet aldığı her başarıda kendi takımının iyi futbolundan ziyade rakiplerin neredeyse altın tepsi ile ikramları ön plana çıkıyordu. Ama eğer Mustafa "ballı" ise Riekerink denilen şahs-ı muhterem kovan olur kovan.
Ankara da berabere kaldık ki inanılmaz 1 puan. Bakmayın skor tabelasında ki eşitliğe futbol sahasında fark yedik aşikar. Öyle bir maç oldu ki milyon tane senaryo yazsanız G.Saray ın tek puan alabileceği şekil bu olur. Adamlar oyun olarak ,futbol olarak fersah fersah önümüzde ,sahada her istediklerini her istedikleri anda yaptılar resmen. Ama biz Hollanda dan bal getirmişiz ,onu yiyemediler işte.
Rakip ligin en dişli en iyi top oynayan ekiplerinden biri belki de birincisi. Biz iki pas yapma becerisi olan her rakibe yenildik neredeyse. Beşiktaş a karşı bir 45 dk. harika futbol oynadığımızı söylerim. Bu da beraberlik getirdi. Bursa ya karşı oyuncular onur savaşı verdiler ve kazandılar. Süper kupa maçı Hollanda balının zirve etkisi gibiydi. Hiç bir şey oynamadan ,pozisyona bile girmeden gol bulduk. Beşiktaş kaçırmaktan ,Muslera kurtarmaktan bıkmadı. Penaltılarda da aynı inat ,hem Beşiktaş futbolcularında hem Muslera da tek adım geri atmadılar.
Maç başladı ,Osmanlı direğe takıldı ,daha ah diyemeden Yasin golü attı. Osmanlı ya karşı önde oynamak çok iyi bir avantaj oldu. Sonra Osmanlıspor 5-6 tane gol kaçırırken biz adamları seyrettik ve beraberlik golü bağıra bağıra geldi. İkinci devre yine aynı senaryo devam etti. Şu bir gerçek ki bizim kazandığımız mesela G.Antep ,Kasımpaşa ,Adana ,Rize gibi maçlarda hiç bir rakip bizim Osmanlı karşısında ki aciz ,zavallı durumumuza düşmedi. Osmanlı yine bas bas geliyorum diye bağıran bir golle 4 dk. kala öne geçti. Ama bizim ballı Hollanda beyini santradan sonra orada ne işi olduğunu hala anlamadığım Semih kurtardı bu defa.
Arkadaşlar en başta söyleyelim ,bu sahada futbol oynatan organizasyona kim süper diyorsa aklından şüphe ederim. Topu iyi kötü dürten adamın ülke oralamasının en az 70-80 misli para kazandığı bir ligde milyon eurolar ödenen adamları bu saha şartlarında oynamaya mahkum edenleri kutlarım. Ancak altı net buz olan zeminde futbol oynamak ne denli zor olsa bile bu koşmamak için asla mazeret olamaz. Hiç kimseden bu rezil zeminde iyi futbol filan istemedik de mücadele etmemeyi ,ayağına gelen her topu rakibe hediye etmeyi de kabullenmiyorum. Bak Selçuk çok kötü oynadı ,tonla hata yaptı ,Sabri iyi kötü her şeyi yaptı ,Semih öyle ,Yasin öyle ,De Jong ,Eren ,Hakan ,Linnes hatta çok kötü oynamasına rağmen Carole bile öyle. Ancak Sneijder ve Bruma yı ben seyretmeye tahammül edemedim. Arkadaş bari ısınmak için biraz koşsanıza. Zavallı Carole Bruma sayesinde hayatının en zor ,en kötü göründüğü ,en çaresiz kaldığı maçını pynadı. Sneijder in ayağına gelip rakibe giden toplardan savunmanın anası ağladı. Ben seyretmeye dayanamadım ama ballı bey seyrettiğini bile görmekten acizdi yine. Kalkıp kimse attığımız gollerde payları var demesin. Böyle oynayacaklarsa yoklukları varlıklarından daha değerlidir.
Bakın beyler tekrar tekrar söylüyorum ,yazıyorum ,anlatıyorum ,Riekerink ile kümede kalmak bile G.Saray ın büyüklüğünün en bariz göstergesidir. Bu Hollanda ballısı teknik direktör filan değildir asla. Geçtim teknik direktörü futboldan anlayan bir insan bile değildir. Gördüğünü anlayacak zekaya bile sahip değildir. G.Saray takımı bu denli büyük alanlarda ,uzun mesafelerde futbol oynamaz ,oynayamaz. İşin aslı zaten böyle oynayan bir takımda dünyada yok. Ayrıca G.Saray ın sahaya yayılması yanlış ,rakibe gölge markaj yapması ise olsa olsa komik. İstisnasız her takım en rahat ,en sorunsuz maçını bize karşı oynuyor. Takım filan da değiliz zaten ,bize olsa olsa çok klas futbolcular topluluğu denilebilir. Biz hücumdayken ayağına top gelenin oynadığı ,diğerlerinin seyrettiği ,savunmada ise 6 kişinin savunup Eren ya da Podolski ,Sneijder ,Bruma ve Yasin in eli belinde seyrettiği 2-3 farklı takımız.
Riekerink hoca filan olmadığı için takım olgusu zaten oturmaz da adam çalıştırıcı bile değil ki bireysel performanslar da her geçen gün yerlerde sürünüyor. Bakın Eren ,Sneijder ,Selçuk ,Bruma gibi oyuncularda ki her hafta istikrarlı bir şekilde görünen performans düşüşleri ortada. Oysa G.Saray ın kulübesinde bile kendilerine yer bulacak kadar klas olmadıkları için gönderilen Ferhat ,Uğur ,Yalçın ,Mehmet Batdal gibi isimler Abdullah Avcı nın elinde Başakşehir de ,Mehmet ,Musa gibi isimler M.Reşit Akçay ın elinde Osmanlı da her gün futbollarını geliştiriyorlar ,üstüne koyuyorlar. Sonuçta uzun lafın kısası iyi teknik adam kazmadan futbolcu yaratırken kötü teknik adam en klas futbolcuyu ıskartaya çıkartır. İş bilmez yöneticilerde üç kuruş kar ediyoruz diye futbol cahiline takım emanet eder sonra biz niye beceremedik diye kendi kendilerine sorarlar.
Son olarak yönetime net bir uyarım olacak. Eğer hocayı değiştirmeyecekseniz sakın Ocak transferi yapıp kulübün 3 kuruşunu daha ziyan etmeyin. Şayet bu Hollanda kibarının eline Ronaldo ,Messi ,Modriç ,İniesta ,Ramos dan oluşan bir paket verseniz yine bir halt edemez bir de adamların kariyerini lekeler. Yok adam gibi bir teknik direktör alacaksanız yine transfere gerek yok. Şayet eldeki kadro iyi bir hoca ile bu lige yeterde artar bile.