Önce iğneyi kendimize batıralım ki söylediklerimizin bir anlamı olsun. Şu rezaletin sahada ki sorumluları en başta Muslera ve Belhanda dan başkası değildir. Arkadaş güle oynaya kazandığımız maçı göz göre göre beraberliğe getirdi bu 2 arkadaş. Muslera nın hiç yoktan hediye ettiği penaltı ve Belhanda nın bir taç atışı için maçı bırakıp yerlerde oturması Fener in hayalini kurmadığı puanı hanesine yazdırdı. Sonra sinirler gerildi, provakasyonlar hortladı, maç maçlıktan çıktı.

Elbette bu işin saha içi tarafı. G.Saray futbolcusu hata yapar, kötü oynar, yeterince koşmaz, mücadele etmez, teknik ekip hata yapar, yanlış idman yaptırır, yanlış kadro tercihi ile, yanlış taktik anlayış ile oynatır o da bizim sorunumuz. Ancak işi maçı yönetmek olan hakem idare etmeye, şirinlik yapmaya, eyyama giriştimi işler değişir. Fırat efendi skor 2-0 olduktan sonra çaldıklarına, çalmadıklarına, verdiklerine, vermediklerine bir bakarsa neden isyan edildiğini kendi de görür ama görmek ayrı gereğini yapmak apayrı. Arkadaş öyle bir penaltıyı belki sahalarımızda ilk defa verdiler, sonuçta adam hareketini tamamladı, topu oynadı, istediği aksiyonu gerçekleştirdi. Muslera nın amatör hareketi daha sonra gerçekleşti. Ancak buna penaltı verdi diye itirazım yok, çünkü asıl suçlu yıllık 4-5 milyon euro para kazanan Muslera. Benim tepkim maç 2-0, Sinan ı ceza yayında, çizgide indiriyorlar, hakemin gözü önünde, devam. Fener atağa çıkıyor, Onyekuru orta sahada topu tertemiz alıyor, 4 e 3 filan yakalıyoruz adamları ama karar faul ve yine hakeme 3-4 metre mesafede yani gözünün önünde. Sonra hiç ilgisiz alakasız bir pozisyonda Fener e bir faul uyduruyor, o top geliyor ve penaltı oluyor. Sonra Belhanda ya yapılan faulü görmüyor, Fenerli oyuncudan çıkan topu taç olarak yine Fenere veriyor. Ne diyelim ki, elinsaf.

Geliyor Konya maçı. Eğer hakem ve VAR maçın içine etmeseler 1-0 lık galibiyete rağmen G.Saray taraftarının büyük kısmı maçın hakkının Konya galibiyeti olduğunu söyleyecek, 3 puanın tamamen şans ve tesadüf olduğunu konuşacak. Takım, yönetim ve Fatih Terim en sert şekilde eleştiri yağmuruna tutulacak. Ama Hüseyin Göçek ve Halis Özkahya bunada izin vermiyorlar. Hüseyin Göçek VAR dan evvel yan hakemden "aman hocam pozisyon tertemiz, net gördüm, oynat" uyarısını aldığı halde penaltı diyor. VAR hakemi her açıdan açık ve net seyrettiği pozisyonda ne görüyorsa onay veriyor. Özkahya nın sonra ki yorumu da ilginç, beyzadenin basireti bağlanmış.  

Kulüpler birliği G.Saray moskova da şampiyonlar ligi maçına çıkmadan 4-5 saat evvel federasyon ve hakemleri koruyan açıklamaya imza atıyor. Ancak Antalya başkanının açıklamalarından anlaşılan Fikret Orman kendi kulüp organlarından yapması gereken açıklamayı, oldu bitti anlayışı ile kulüpler birliğine hibe etmiş. Tam da Beşiktaş maçımızdan önce, ne tesadüf ama.

Yönetimin zayıf olduğu, işi beceremediği, baskılar karşısında dağıldığı sır değil. Zaten Fatih Terim in asıl yükü de sahada oynanmayan oyunun baş sebebi de bu yönetimsizlik. Ancak artık net olarak savaş baltaları çıkartıldı, kılıçlar çekildi. Belki de Türk futbol tarihinde ilk defa yaşanıyor bu kadarı. Çünkü federasyonda net olarak "ben G.Saray filan tanımam, takmam, bildiğimi yaparım " şeklinde tavır aldı. Neye güvendiklerini aşağı yukarı herkes biliyor. Bu saatten sonra bu savaşı ya G.Saray kaybedecek ya da şer birliği kuruldundan beri en büyük tokadını yiyecek. 

Gerçek olan şu ki hiç kimse hakem seyretmek için, senaryosu yazılmış, sonucu belli oyun görmek için kombine almaz, decoder bağlatmaz. G.Saray yönetimi bu saatten sonra tek adım geri atmamalı. Ceremesi ne ise hep beraber çekeriz. Önce Serdar için filan tahkime gitmeyelim. Hakem ve yönetim ile ilgili tüm şikayetleri Uefa,Fifa, Cas, Aihm ve ilgili ne kadar uluslararası hukuk kurulu varsa en ince detayına kadar başvuru yapalım. Taraftar dea elinden gelen her desteği versin elbette. Sonra ilk adım olarak kupa maçına çıkılmasın. Eğer federasyon tüm kukrullarıyla istifa etmiyorsa daha sonra ligden çekilmek bile değerlendirilecek bir seçenek olsun. Bakalım G.Saray ın olmadığı bir Türk futbolunu marka değeri, ederi kaç kuruşmuş. Bu saatten sonra kim geri adım atarsa çok şeyi değil her şeyi kaybeder.