10
2012
Vay anasını ,meğer biz ne ahlaklı ,ne etik ,ne centilmen bir milletmişiz de haberimiz yokmuş ,şaşırdım ki o kadar olur. Galatasaray idmanında bir kavga oluyor ,yabancı oyuncularımızdan birisi bir diğerine yumruk atıyor. Kulüp hiç örtbas etme yoluna tenezzül etmeden olayı eğip bükmeden gerekli yaptırımları uyguluyor. Ama bizim ahlak ve namus timsali futbol yorumcularımız ,basın mensuplarımız hemen her gün bu konuyu temcit pilavı gibi önümüze koymaktan vaz geçmiyorlar.
Aslında olay son derece net. Aynı şeyler sadece Türkiye de değil Avrupa dan Amerika ya ,Asya dan ,Avusturalya ya kadar dünyanın her yerinde ve tüm kulüplerinde zaman zaman yaşanan basit bir kavga olayı. Sonuçta futbol takımı dediğimiz topluluklar genelde 20 - 30 yaş arasında ve dünyanın çeşitli yerlerinden ,farklı farklı kültürlerden gelmiş insanlardan oluşmaktadır. Bu genç insanlar eşlerinden ,sevgililerinden ,ana babalarından ,arkadaş ve dostlarından daha fazla birbirleriyle beraber olmaktadırlar. Yaptıkları iş her ne kadar çok sevilen ve zevkli bir uğraş olsa da son derece meşakkatli ,stresi ve gerilimi yüksek bir iştir. Ara sıra bu gibi gerginliklerin olması değil omaması gariptir aslında. Elbette birisine yumruk atmak doğru bir davranış değildir ,bu gerçek Ancak yol vermedi diye insanların vurulduğu ,farklı düşünceleri nedeniyle bıçaklamaların olduğu bir dünyada yaşadığımız da yalan değil herhalde.
Şimdi bu yalancı yaygaranın sebebi de sadece normal ligi açık ara önde kapatmış ,play off denilen saçmalıkta oynayacağı rakiplerine hiç kaybetmemiş ve her birini yenmiş bir takımın önünü kesme çabasından başka bir şey değildir. Bu akıl küpleri bir tanesi takımın en önemli parçalarından biri olan 2 oyuncuyu kopartarak takımda ki oturmuş ahengi ve oyun yapısını bozmak peşindeler. Bütün dertleri de bundan ibaret. Daha 2 sene evvel hem de idmanın ortasında Arda Turan o dönem bizde oynayan Caner Erkin i yumrukladığında şimdi davul zurnayla olayın üstüne giden namus timsallerinden çıt bile çıkmıyordu. Çünkü o dönem Galatasaray çok kötü ve başarısız sezonlar geçiriyordu zaten. Yani tekere sokulacak extra bir çomak gerekmiyordu. Ayrıca bu sezon henüz 2-3 ay evveline kadar Emre Belözoğlu nun baş rolünü üstlendiği Fenerbahçe idman kavgalarıda hiç kimsenin ilgisini çekmeden örtbas edilip geçiştirilmişti.
Manisa da Muslera nın gol atması da bizim namus timsallerimizi çok rahatsız etti nedense. Rakibe karşı yapılmış bir saygısızlık ,bir aşağılama görmüşler ne hikmetse. Bursa da İvankov atarken çıt çıkartan kimseyi duyanınız ,hatırlayanınız var mı ? Tanju 39. golü atıp altın ayakkabıyı alırken Yusuf un kale çigisinde stop ettiği topu ayıp olarak adlandıran kimse duydunuz mu ? Frikikleri kullanan ,neredeyse Elmander den fazla gol atan kaleciler varken bu etik değildir ,ayıptır diyen bir yorumcuya rast geleniniz oldu mu ?
Fatih Terim hocamız bir sezonda tam 16 maçta kalesini gole kapatan ,bir çok maçta alınan puanlarda önemli rolü olan ve takımın gol atmamış tek oyuncusu olan kalecisi Fernando Muslera ya üstelik de taraftarının büyük ve ısrarlı isteği sonucunda ligin son maçında kariyerinin ilk golünü atma fırsatını tanımış. Bunda terslik nerede ,terbiyesizlik nerede ,aşağılama nerede ? Bu kadar doğal ve masum bir olayı çok farklı boyutlara taşıyanlar Fener kalecisi Volkan ın kazandıkları maçın son dakikasında gelen bir topu gerisiyle kontrol etmesine ne tepki vermişlerdi acaba.
Memlekette birilerinin sayesinde şampiyonluklar ,kupalar illegal bir şekilde el değiştirdi. Türk futbolu denilen olgunun ne saygınlığını ne de güvenilirliğini bıraktılar. Futbolumuzdan namus ,şeref ,etik ,ahlak gibi kavramları itinayla yok ettiler. Yüzlerce klasör dolusu binlerce belgeyi ,ses ve görüntü kayıtlarını ,delilleri görmezden geldiler. Birilerini kurtarmak için yasa değiştirdiler. Bazıları rant ve çıkarları için bazıları da korktukları için görevlerini ihmal ettiler ,kötüye kullandılar. Suçluyu korumak adına masumu cezalandırmaktan çekinmediler. Bu rezalete göz yummak değil açık açık taraf olan ,suç ortağı olan tarafsız medya şimdi ahlak diye etik diye nelerle uğraşmakta. Herkesin elinde imkanı var ,bir bakın bakalım geçtiğimiz sezon Ankaragücü maçından önce kart sınırında olan oyuncularını kart cezalısı durumuna düşüren ve böyle şeylere tenezzül etmeyen takımlar kimlermiş. Bu ahlak bekçiliğine soyunan ahlaksızlar bunları bir yazsın da görelim. Kim neymiş ne değilmiş insanlar anlasın. Ya da kulüpler birliğinde Ankaragücü başkanına söz verdikleri halde ara transferde bu kulübün futbolcularını kapışanları afişe etseniz de insanların gerçek yüzlerini görse herkes.
Galatasaray idmanında bir kavga olmuş ,bir futbolcumuz bir başka futbolcumuza yumruk atmıştır. Bunun Türk futbolunun etik değerleiyle alkası filan da yoktur. Hele ki bu futbolcular af edilirler ise Emre Çolak ın cezalı olmasıyla filan hiç bir ilgisi yoktur. Sonuçta eğer yönetim ve hoca isteseydi bu oyuncuları Manis da oynatabilirlerdi. Ancak yönetimimiz tüm yetkiyi hocamıza verdi ,Fatih hocamız da bu iki oyuncuyu takım antremanlarına almadığı gibi maç kadrosuna da dahil etmedi. Ayrıca laf olsun diye değil son derece ciddi bir para cezası da istedi. Şimdi diğer takım arkadaşlarının isteği doğrultusunda tekrar takıma dahil eder mi ,etmez mi ,play off maçlarında oynatır mı ,oynatmaz mı orasını bilemem. Ama ne karar çıkarsa çıksın bu Türk futbolunun da Galatasaray ın da etik ve ahlaki değerlerini hiç etkilemez.
Galatasaray takımı ligin son maçında sezonun en başarılı ve istikrarlı isimlerinden birisi olan kalecisi Muslera ya penaltı attırdı. Sanki Türk futbolunun namusunu kirletti ,Manis yı aşağıladı. Seyirci ısrarla takımın gol atmayan tek isminin gol atmasını istemiş ,o oyuncuda topun başına gelmiş ve düzgün bir vuruşla da kariyerinin ilk golünü atmış. Hiç kimseye bir terbiyesizlik yapmadan golün sevincini hocası ,takım arkadaşları ve taraftarıyla paylaşmış. Üstelik haftalar önce ligden düşen Manisa bu maç sayesinde ciddi bir gelir elde ediyor. Stadın % 80 ini dolduran Galatasaray taraftarı maç öncesi Manisalı oyuncuları alkışlıyor. Hani futbol görsel bir şölendi ,bir temaşa sanatıydı. Lafa gelince mangalda kül bırakmayanlar ,zora gelince ,işlerine gelmeyince görmezden gelenler çıkarları gereği ortada hiç bir şey yokken nasılda bir bardak suda fırtınalar kopartıyorlar.
Fatih hocam Felipe Melo ve Albert Riera hakkında ne karar verir orasını bilemem. Ancak şu bir gerçek ki bu denli başarılı bir antrenör ne karar verirse versin saygı duymak gerekir. Bu konu sadece ve sadece Galatasaray futbol takımının iç meselesidir ,hiç kimseyi de ilgilendirmez. Muslera nın penaltı atması da son derece doğal ve gole çevirdiğine göre de doğru bir tercihtir. Bu yazılanlar ,söylenenler sadece birilerinin olacakları engellemek için yaptıkları çaresiz çırpınışlardır. Eğer etik değerlerle ,saygıyla ,ahlakla ,sportmenlikle bu kadar ilgilniyorsanız bu ülkede şike yapanlar var ,görevi belli olduğu halde ihmal edenler ,kötüye kullananlar var ,İlker Meral ,Abdullah Yılmaz gibi hakemler var ,sahaya madde atana 2,rakip hocanın kafasını yarana 1 maç ceza kesenler var ,Avrupaya gitmeyelim diyen başbakan ve federasyon başkanı var. Anladık kuldan utanmıyorsunuz bari allahtan korkun ,bizlere ve futbola saygınız yok da bari yediğiniz ekmeğe biraz olsun. Ya da giydiğiniz pantalonu taşıyamıyorsanız eğer etek giyiverin bir zahmet. Konu Galatasaray olunca bu ne hırs ,bu ne kompleks böyle ,korkmayın bu kadar ,altı üstü bir oyun.