Bakın bu maçta G.Saray 40 bin taraftarının önünde Beşiktaşı rahat rahat yendi. Ancak kendi teknik direktörünü yenemedi maalesef. Riekerink beye işte bu sebeple güvenmiyorum. Adam futbolu bilmiyor desek çok ayıp ederiz. Beyefendiliğine ,duruşuna ,akademisyenliğine tek laf edersek çarpılırız. İnsani yönden güçlü ,sosyal açıdan tatminkar ,teorik olarak yeterli bir isim sayın Jan Olde Riekerink. Eğer G.Saray altyapısında ya da teknik heyetinde yer alırsa %100 çok önemli katkı sağlar. Ancak Riekerink bey son karar mekanizması olarak takıma zarar veriyor.

Şimdi bizahmet önyargılarınızı ,peşin hükümlerinizi bir tarafa bırakıp objektif olarak şu maçı bir düşünün. Sayın Riekerink iyi bir akademisyen olduğunu doğru kadro seçiminidoğru oyun planıyla sahaya sürerek gösterdi. Sosyal ve insani yönü güçlü bir kişilik olduğunu da yoğun ve ateşli atmosfere rağmen akılcı ,sakin oynayan takımından anlamak mümkün. Bunlara hiç kimsenin bir itirazı ,eleştirisi olamaz sanırım. Ancak teknik direktör için maç 90 dakikadır. İşte sayın Riekerink tam bu aşamada her zaman olduğu gibi falso veriyor.

Beşiktaş teknik direktörü ilk yarıda rakibini zorlayamayan takımına 46. dk. itibarıyla 2 oyuncu değişikliği ile el atıyor. Sanırım Şenol hocanın yerinde hangimiz olsak aynı şeyi yapardık. Riekerink bey ise ilk devre sahada her istediğini yapan takımını aynı şekilde sahaya sürüyor. Bu da son derece doğru bir yaklaşım. Ancak Şenol hoca istediğini alamayınca 55. dk. dan sonra formatı değiştiriyor. İşte bunun ardından oyun bambaşka bir hal alıyor. Sahada 4-4-2 ye dönen Beşiktaş oyunu tam anlamıyla domine etmeye başlıyor. Beşiktaş ın atakları bir türlü bitmezken ,G.Saray takımı topa sahip olmayı ,kontra yapmayı geçtim ,2 pası üst üste yapamazken Riekerink hoca da tıpkı bizim gibi maçı seyrediyor. Oysa gol bas bas geliyorum diye bağırıyor. 

Arkadaşlar fazla uzağa gitmeye gerek yok Şöyle azıcık hafızanızı yoklayın bakalım. Bu filmi bu sene kaçıncı izleyişimiz bu. Karabük maçını geçelim şayet o maçta sahada G.Saray diye bir takım hiç ama hiç yoktu. Ancak Akhisar ve kayseri deplasmanları ile Rize maçında ,süper kupada ki Beşiktaş maçında da takımın acil S.O.S verdiği anlarda G.Saray kulübesi de maçı sizin bizim gibi seyretmekle yetindi maalesef.

Beşiktaş 4-4-2 ye döndüğünde dakikalar 55 i gösteriyordu. Eğer G.Saray yedek kulübesinde bir teknik direktör olsa adını bile duymadığımız Sneijder i kenara alır ,Josue hamlesini yapar ,artık yürümeye hali kalmayan Yasin in yerine de Beşiktaş ın cirit attığı sol kanadına önlem olarak Cavanda hamlesini yapardı. Sonuçta görünen köy kılavuz istemedi ve 72 de golü yedik. Gol baskıyı daha da arttırdı ve 6 dk. sonra maç berabere. Ardından 2 oyuncu değişikliği yaptık. Ancak atı alan Üsküdar ı çoktan geçmiş ,3 puanımız bağıra bağıra elden gitmişti bile. 88. dakikada yapılan Bruma - Sinan değişikliğine sadece güldüm. Eğer Josue 90 + 4 de golü atsa ben aynı yazıyı yazacaktım. Ama eğer Quaresma aynı dk. da golü atsa yönetim Riekerink beye teşekkür mektubu yazardı.

G.Saray gibi bir takımın teknik direktörü oyunu okumayı ,değişkenleri hesaplamayı ,önlem almayı çok net bilmek zorundadır. Sayın Riekerink in kadro seçimleri ,taktiksel disiplini ,sistem anlayışı ne kadar güçlüyse oyunu okuma ve gerektiği anda müdahale etme yetileri de aynı oranda zayıftır. Bu zaafiyet tek maçlık bir tespit asla değildir. Fener ile oynanan ama sahada Fenerbahçe diye bir takımın hiç olmadığı kupa finalinde bile son 20 dk. da forvet çıkartıp stoper almak gibi çağdışı kalmış bir oyuna müdahale anlayışı vardır. İyi bir teknik direktör ,hele hele büyük takım teknik direktörü oyunu bizden çok önce anlamak ,çözmek ,çözüm üretmek zorundadır. Kimse kusura bakmasın ama mesela bir Hamza hocayla ya da Fatih Terim le ilk 45 dk. da 2-0 ı ve bu oyunu yakalayabilir midik bilmiyorum ancak bu isimlerlebunu başarsaydık bu maç en az 4-5 - 0 biterdi. 

Bir de Riekerink beyde şunu anlamıyorum. Nerdeyse pozisyon dahi vermediğimiz Rize maçı dahil son 4-5 maçtır sürekli hata yapan ,gole sebebiyet veren Chedjou bu kadar toleransı hak edecek ne yapıyor ? Kenarda ki Semih 3 haftadır takımla düzenli çalıştığına göre ya çok yetersiz görüyor ya da bazı oyunculara karşı Linnes e ,Sinan a olduğu kadar rahat diş geçiremiyor. Sneijder kendi normlarının altında bile olsa bu sene 60 dk. çok ve iyi çalışıyor. İstekli ,hırslı. Ancak 60. dakikadan sonra fiziki düşüşü görmek için diplomalı bir teknik adam olmaya gerek yok. Takımda Sneijder ile birlikte 60 dan sonra hücuma çıkamaz hale geliyor. Oysa Josue aslında öyle sağ kanat oyuncusu filan değil aksine tam da o bölgenin çok iyi bir alternatifi. Neden Sneijder in yerine oyuna girmez acaba ? Keza aynı dakikalarda yürüyecek hali kalmayan Yasin güçlü ,zinde bir Sinan ile değiştirilmez. Selçuk içinde aynı dakikalardan sonrası pek gitmiyor bu sistemin içinde. Ancak kadro yapısı içinde onunda De Jong ,Hamit gibi alternatifleri mevcut. Fakat G.Saray da oyuncu değişiklikleri ya son 10 dk. içine sıkıştırılıyor ya da Kayseride olduğu gibi 46. dk. da ama hatalı olarak yapılıyor.

Her şeye rağmen son yıllarda seyrettiğim en güzel derby maçıydı. Bir kere iki hocayı da kaybetmemek için değil kazanmak için oynamalarından dolayı tebrik etmek gerekir. Yasin e vuran Talisca ve Eren e dizle giren Marcelo ya göstermediği sarılar haricinde o atmosferde gerçekten harika maç yöneten genç hakemede tebrikler. Son ana kadar kazanmaktan başka düşüncesi olmayan 2 takım oyuncularına da tebrikler. Bir derby maçında olabileceğinden çok daha centilmen olan ,takımlarını desteklerken küfüre ,şiddete başvurmayan 2 takım taraftarına tebrikler. Sadece her pozisyonda kendilerini yere atarak tribünleri tahrik eden ,hakemi kandırmaya çalışan Cenk ve Abubakar adlı iki hırsıza yazıklar olsun.