13
2016
En son söyleyeceğimi en başta söylesem iyi olacak. Jan Olde Riekerink Avrupa da hiç bir elit ligde teknik direktörlük yapamaz. Belki iyi bir çalıştırıcıdır ,belki teknik ,taktik bilgisi vardır ,belki fizik kondisyon konusunda ehliyet sahibidir. Ancak asla ve asla teknik direktörlük vasıflarına malik değildir. İyi ,kaliteli bir insan olduğuna ,oturmuş bir kişiliği olduğuna eminim. Ancak bu ligde 3 büyük hariç ,Konya ,Trabzon ,Başakşehir dahil hangi takımı çalıştırsa küme düşüreceğine de aynı şekilde eminim. Futbol bilgisi ,sistem bilinci ,ekip inancı ile bir takımın teknik ekibinde yer alması ,alt yapı ya da yardımcı antrenörlük gibi işlerde çalıştığı yere mutlak fayda sağlar ama baştaki adam olmak ,karar mekanizması olmak Riekerink için çok ağır değil imkansız bir görev.
Yönetim ,takım bu sene Avrupa da olmamasına karşın izlediği transfer politikalarıyla amacın Türkiye liginde şampiyonluk olduğunu net ortaya koydu. Türkiye de şampiyon olmanın yol haritası çok bariz. Rakiplerini yenemiyorsan yenilme ,dişli takımları evinde yen deplasmanda mümkün olduğunca az puan ver ve düşmemeye oynayan takımlara içerde ,dışarda puan kaybetme. Galatasaray elinde ki bu lig için oldukça yeterli kadrosuna rağmen çıktığı 4 resmi maçta da kazanmaya kurgulu bir takımdan ziyade kaybetmemeye niyetli bir görüntü verdi maalesef. Takımın sahadaki oyun kurgusuna bakacak olursak futbolcuları bireysel olarak suçlamanın saçmalığı ortaya çıkacaktır. Yani suç futbolcularda değil tamamen teknik ekiptedir.
Eğer amacı kazanmak olan bir takım bu kadar temposuz ,ağır ,hantal bir tarz benimserse amacı kaybetmemek olan rakibinin ekmeğine yağ sürer. Eğer hücum bölgesinde kafasına göre ,her oyuncu sanki birbirlerini ilk defa görüyormuş gibi pres yapacaksa bu hiç bir işe yaramayacağı gibi rakibe eksik yakalanmaya sebep olacaktır. Eğer topa sahip olmak adına sürekli yan ve geri pas yapan bir takım varsa sahada amacı kaybetmemek olan rakibi bir kaç sahte baskı girişimi ile hiç rahatsız olmadan maçın 50-60 dakikasını çalacaktır. Bir teknik direktör hele hele amacı şampiyonluk olan büyük bir takımın başına gelmiş bir teknik direktör bunları görmek ,bilmek ,anlamak ve önlem almak zorundadır. Haftanın 5 günü idman yaptırıyorsan bu takıma oynanan temposuz ,amaçsız ,aksiyonsuz futbolun sebebini de sen anlatacaksın.
Eğer bir teknik direktör G.Saray gibi bir takımın başına geçtiyse zaten baskılı ,oyunu domine eden ,rakip yarı sahaya yıkan ,sürekli tempo yapan bir takım için antreman yapar. İyi kapanan rakiplere karşı çeşitli çözümler ,alternatifler üretmeye kafasını yorar. Kişisel hataları en aza indirgemenin yollarını arar. Elinde ki kadronun tek tek analizini yapması ,hangi oyuncunun oyunun hangi bölümünde ne getirip ne götüreceğini hesap etmesi ,oyuncularını iyi tanıması zaten olmazsa olmazdır. İş olan maç maç doğru 11 leri sahaya sürmek ,oyun içersinde takıma katkı verecek doğru değişiklikleri doğru zamanda yapmaktır. Futbolcuların kişisel gelişimlerine katkı yapmak ,elindeki oyuncuyu daha üst bir seviyeye çıkartmak da büyük teknik direktörlerin farkıdır. Riekerink den bunu asla istemedim ve beklemedim ama en azından elindeki oyunculara sınıf atlatmasa bile normal form düzeylerinde tutmasını isterdim.
Elbette G.Saray gibi büyük hedefleri olan büyük takımları çalıştıran teknik direktörlerin önünde bildiğimiz ve bilmediğimiz daha bir çok zorluklar ,engeller var. Baskılara dayanmak ,krizleri yönetmek ,gerekirse korkmadan radikal kararlar almak ve uygulamak ,sürekli bir eleştiri ve hoşnutsuzluk yağmuruna direnmek ,aslında her birinin milyon dolarlık oyuncakları olan şımarık ,kaprisli gençleri idare etmek ,en az o gençler kadar kaprisli ,futbolu bilmesede iş hayatlarında başarılı olmuş kravatlı beylerin futbol dehalarına katlanmak vs vs vs....
Riekerink elind ki futbolcuları doğru kullanacak bir hoca değil. Riekerink henüz ciddi bir krizle karşılaşmamasına rağmen ufak tefek dalgalara dahi diren gösterecek bir hoca değil. Riekerink doğru takımı doğru oyunla sahaya süemez. Riekerink gerektiğinde masaya yumruğunu vuramaz. Riekerink dişlerini gösteremez ,radikal kararlar alamaz. Riekerink oyuna müdahale edemez ,edersede daha kötüye mal olur. Riekerink bazı oyunculardan çekinir ,korkar bu sebeple bazı oyuncuları ezer. Mesela Sinan ,Linnes gibi oyunculara belki de haklı olarak yaptığı makası Sneijder e asla yapacak yüreği yoktur. Bu da takım içinde adalet duygusunu yerle bir eder ,ne huzur bırakır ne güven.
Sözün özü Jan Olde Riekerink fazla değil en geç ilk yarı sonuna doğru ya kapıya ya altyapıya gider de asıl önemli olan o güne kadar G.Saray hedefinden ne kadar sapar ? Keşke bazı kravatlı abiler de bunları zamanında görebilselerdi de milyon dolarlar harcadıkları arabayı ehliyeti olmayan bir acemiye teslim etmeselerdi.