Konya da ciddi sürpriz yaptık ,doğrusu oyuna olmasa bile skora çok şaşırdım. Aslına bakacak olursanız maçın hakkı asla G.Saray ın galibiyeti değildi ama büyük takım olmak biraz da böyle bir şey galiba. İlk devre şöyle ah çektirecek tek pozisyonumuz ,elle tutulur tek atağımız ,akılda kalan tek hücum organizasyonumuz bile yok maalesef. 2 .devre ise yeni transfer Rodrigues ile gelen bir hareketlenme mevcut. 45 dk. bir oyuncu için övgüyü de eleştiriyi de abartmanın haksızlık olacağı bir süre. Ancak iyi bir kumaş izlenimi veriyor. 

Hep eleştirecek değiliz ya arada hakkınıda verelim. Riekerink in oyun planlaması yanlış diyemeyiz. Linnes-Sabri ikilisi ile sağ kanadı ,Carole-Josue iklisi ile sol kanadı kapatmak doğru bir başlangıçtı. Selçuk ve De Jong un yanına sıkça Sneijder i de katarak göbeğe set çekmekte doğru bir plandı. Bu sayede Semih ve Hakan çok geniş alanlarda yakalanmadılar. Semih Konya nın çok iyi top dağıtan santrforu Rangelov a yapışarak etkinliğini sıfırladı. Ancak bu doğrular 2 yerde hata verdi. Birincisi hücumda tam bir yoksunluk yaşadık ,hiç bir etkinliğimiz olmadı. İkincisi ise Aykut hocanın da bizi çok iyi analiz etmesi ile ani ve çabuk ters kanat topları çok tehlikeli oldu.

G.Saray kalesi ilk devre tam 3 defa golle burun buruna geldi. Ancak 2 defa Bajiç 1 defa da Skubiç bizim için harika takımları için rezalet vuruş tercihleri ile maçı altın tepside hediye ettiler. İkinci devre Rodrigues ile hareketlenen takım Sabri ile golüde buldu ama defolar yine kendini gösterdi. Mutlak golü parmağı kırık Muslera kolu ile çıkardı. Sonra rakip 10 kişi kaldı. O dakikadan itibaren farkı arttıramamak çok ciddi eksiğimiz. Oyunda belli bir kontrol sağladık ,pozisyonda bulduk ama 2. golü bulamadık. Bu da stres olarak geri döndü. Gerçek şu ki bu sene güçlü bir futbol oynayamayan takımımız sayıca üstünlük sağladığı maçta bile oyun üstünlüğünü sağlayamıyor maalesef.

G.Saray ligin iyi ve doğru futbol oynayan en önemli takımlarından birisini deplasmanda yenerken bu sezon ilk defa farklı işlerede imza attı. Zaten aksi durumda Konyadan 3 puan çıkartmak asla mümkün olamazdı. Bu sene G.Saray takımı ilk defa 80-90 metre yerine 40-50 metrede top oynadı. Bu sayede stoperlerin ve beklerin arkasında 20-30 metrelik derin boşluklar bulamadı rakip. G.Saray takımı oyuncuları bu sezon ilk defa rakibe eşlik etmek ,eskort olmak ,göz markajı yapmaktan vazgeçip adam gibi kora kor müdahale ettiler ,yapıştılar ,rahatsız ettiler. Hiç bir rakip futbolcu topu alıp müdahale görmeden 20-30 metre dripling yapamadı ,rahat rahat pas veremedi ,şut çekemedi. Sadece ani kanat değiştiren paslarla tehlike yarattılar ki bu bile razı olacağımız bir kusur olur. 

G.Saray ın bu 90 dk. da gösterdiği en önemli defosu ise hücum alanında aşırı etkisiz kalması oldu. Savunma gayreti tamam ama G.Saray takımı 1 değil 3 puan için sahaya çıktığına göre hücumda da çok daha üretken ,yaratıcı ve zengin olmak mecburiyetinde. Bu maçın özelinde şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki her zaman çok sevdiğim ve savunduğum Selçuk İnan bizi 10 kişi bırakmakla kalmadı rakibin 12 kişi oynamasına sebep oldu. Allahtan yine çok sevdiğim ve her zaman savunduğum Sabri çok ciddi bir defansif hatasına rağmen inanılmaz iyi oynadı ve harika bir golle galibiyetin mimarı oldu. Eğer Selçuk kendi performansına döner ise bazı şeyler kendiliğinden düzelecektir gibime geliyor. Elbette bu maçta cezalı olan Bruma ve Yasin de kadroya dahil olunca nelerin değişeceğini ,defansif doğruların sadece Konya ya özel bir durumdan mı kaynaklandığını ,daha dar alanda oynanan futbolun eksiklerden mi kaynaklandığını net olarak göreceğiz. Ancak eğer Riekerink kendine ihanet etmez ise gerek Bruma gerek Yasin gerek ise Rodrigues defansif görevlerine daha konsantre olmak zorunda kalırlar. Yani Bruma da Josue kadar Carole e ,Yasin de Sabri kadar Linnes e destek olmak zorunda kalmalılar.

Son olarak bizim tarafsız medyanın kulaklarını çınlatalım. Arkadaşım nedir bu G.Saray düşmanlığınız ? Anladık topunuz Fener aşığı ,Beşiktaş sevdalısısınız da aşkınızdan sevdanızdan büyük G.Saray düşmanlığınızı kazanmak için ne yaptı bu kulüp size ? Kardeşim Sneijder ,De Jong hakemle uzun uzun konuştular maçın içinde. Kameralarda açık ,net gösterdi bunları. Bu konuşmalarda centilmenliğe ,ahlaka aykırı bir jest ,mimik ya da el kol hareketi gördünüz mü ? Son derece medeni diyalogları örnek gösterip Ali Çamdalı nın el kol hareketleri ile aşırı itirazını bir mi tutuyorsunuz gerçekten ? Bir futbolcunun bir hakeme " SEN KORKAKSIN " demesinden 2. sarı kartı görmesini anlayamıyor musunuz sahiden ? Ben de şahsen yadırgadım hakemi çünkü ben hakem olsam bana korkak diyen futbolcu 2. sarıdan değil direk kırmızıdan çıkar en az da 5-6 maç ceza alacağı raporu garanti ederdi. Bu kadar bariz fanatizm ,bu kadar aşırı düşmanlık tribünlerde bile yok ama sözde tarafsız medyada mevcut.