14
2012
Şampiyonluk çok garip bir duygu. Koca bir senenin stresi ,siniri ,üzüntüsü bir anda yok oluveriyor ,alınteri ,emeği taçlanıyor. İnsanın üzerinden sanki bir anda tonlarca yük iniyor ,hafifliyor ,rahatlıyorsun.
Ancak aradan geçen bir kaç günün sonunda işin keyfi de ,bu süreçte yaşananlarda daha net ve objektif bir şekilde değerlendirilebiliyor. Benim sarı - kırmızıya olan aşkım asla başarıyla ,galibiyetle ,kupayla ,şampiyonlukla gelişen bir duygu olmadı. Aksine herkesin Fenere ,Beşiktaşa gönül verdiği bir dönem de filizlendi bu sevdam. İlk şampiyonluk gördüğümde lise bitmek üzereydi. Galatasaray aşkı aile mirası da değildi benim için ,rahmetli babam iyi bir Beşiktaş taraftarıydı. Arkadaşlarımın çoğu da zamanın gereği Fenerliydi doğal olarak. İşte bu nedenle bir çok renktaşla bir çok konuda hep ters düşerim bu sütunlarda. Çünkü Galatasaraylı olmak farklı olmaktır ,farklı bir kültürü ,çoktan unutulmuş değerleri ,karşılıksız bir sevdayı dimdik bir duruşla yaşamaktır ,yaşatmaktır.
En küçük bir soru işareti bırakmadan tertemiz bir şampiyonluk yaşadık bu sene. Her ne kadar birileri kendi pisliklerini örtbas etmek için bize çamur atmaya çalışsalarda diğer 17 şampiyonluğumz da en az bu son şampiyonluk kadar temiz ve lekesizdir aslında. Ama bu sefer birilerinin konuyu saptırmak için son derece saçma sapan ve iptidai play off sistemini de delip geçtik.
Şimdi son Fener maçına bakacak olursak belki de sezonun en kötü Galatasarayını analiz etmek zorunda kalırım. Maalesef sahada korkak ve kişiliksiz bir takım vardı. Evet 39 maçın emeği ,alınteri tek bir 90 dakikada uçabilirdi. Evet stres bırakın oynayanı seyredeni bile titretecek boyuttaydı. Evet yapılması gereken gol atmak değil gol yememekti. Ama yine de yakıştıramadam bu futbolu. Hatta itiraf etmem gerekirse Arena da olduğu gibi oynayıp o şekilde alınacak bir mağlubiyeti bile tercih edebilirdim. Tabii ki karşımızda ki Fener takımı da aynı şekilde korkak ve kişiliksiz top oynayan bir takımda. Ancak onlar zaten bütün sezon ortaya farklı bir şey de koymadıkları için mazur görülebilir.
Ben her zaman şunu iddia ettim asla skor yazmadım yazmam da ,ben sahada oynanan oyunu yazarım. İşte sayın hocamız Fatih Terim i de tam şimdi eleştiririm. Hocam demişti ki ben yense de yenilse de tüm Galatasaraylıların gurur duyacağı bir takım için söz veriyorum. Hocam son maçta ki takımla ben gurur duymadım. Rakip 10 kişi kaldığında bile gol atmak değil yememek için oynayan ,kazanmak için değil kaybetmemek için sahaya çıkan bir takımla gurur duymuyorum. Elbette 39 maçın hakkını ,emeğini silemem ama gönül isterdi ki Aslan gibi saldıran ,rakibi bunaltan bir takım olarak tamamlasaydık şu sezonu.
Gelelim şu sitemizde takımına inanmayan ,Galatasarayı tanımayan korku tacirlerine. Ben isim ,nick filan yazmayacağım ama site editörleri lütfen felaket tellalığı yapan ,teslim bayrağını açan renktaşları deşifre etsinler. Artık çok sıkıldık her devrin adamlarından ,çok sıkıldık balık hafızalılardan. Zaten başımıza ne geliyorsa da bunlar yüzünden geliyor. Hani şampiyonluk gitmişti ,hani Kadıköyden çıkmak hayaldi ,hani Arena da kaybetmiştik kupayı. Ne oldu futbolcuma hakaret yağdıranlar ,hocamın teknik adamlığını sorgulayanlar neredeler şimdi? Emin olun bu tipler ilk günden beri şampiyonluğa inanan taraftardan daha inançlı ,hocasına daha çok sahip çıkan ,futbolcusuna daha çok değer veren bir şekilde arz-ı endam ediyor ,3-5 gün önceki düşüncelerine ,söylemlerine yabancı gibi dışardan bakıyorlardır şimdi.
Aykut efendi hakeme yıktı yine ihaleyi. Ne yaptı diye soran bir basın mensubu yok. Daha 15. dakikada Hakan a yaptığı hareketle direk kırmızısını atladığı Dia yı çok haklı 2 sarı kartla 65 dakika sahada tuttuğu için mi ? Seyirci baskısına teslim olup her ikiside sarı kart gerektirmeyen haraketlere sarı göstererek sayısal eşitlik sağlamak adına Ulfaluji yi ihraç ettiği için mi ? Bakın sevgili arkadaşlar Dia nın Hakan a yaptığı hareket dünyanın her yerindi ve maçın her dakikasında direk kırmızıyı gerektirir. Gördüğü her iki sarı kartta her yerde ve her dakika da sarı kartı gerektiren hareketlerdir. Ancak Ulfaluji ye gösterdiği her iki sarı kartı da hiç bir şampiyuonlar ligi maçında ya da maçın 10. dakiikasında gösteremezdi sayın Cüneyt Çakır ve emin olun ki bunu kendisi bile inkar edemeyecektir.
Federasyon açıklama yaptı ,maç sonu yapılanlar ,çıkan olaylar asla tasvip edilemez. Bunun sorumluluğunu federasyona ve sayın Demiröeren e yıkmak insafsızlıktır.
Sayın başbakan Trabzon da konuştu ; Biz bunları terörde gördük ,futbol anarşisini kabul edemeyiz.
İşte benim güzel ülkemin en büyük problemi de tam olarak budur. Dün dündür bugün bugündür ,ben yaptım oldu mantalitesinin en doğal sonuçlarıdır bu yaşananlar. Galatasaray ın şampiyonluğu halinde Kadıköy de olacakları düşünemeyen insan bir zahmet beni yönetmesin ,ne hayatıma ,ne futboluma ,ne eğitimime ,ne sağlığıma ,ne işime ne güvenliğime bakmasın bu öngörü fukaraları. Biz kupayı kaldırdığımızda bunu kaldıramayacaklarını sağır sultan bile biliyordu günler evvelinden. Çünkü bu ortam özellikle hazırlanmıştı itinayla. Arkadaş eğer sen suça cezasını vermezsen adaleti ,hakkı ,hukuku savunamazsın. Hakkı yenen mağdur kendi cezasını kendi kesmeye kalkar ,tıpkı Trabzon da olduğu gibi. Hak yiyerek hak etmediği kazanç elde edenler kaybetmeyi hazmetmezler doğal olarak. Yakarlar ,yıkarlar ,döverler ,söverler sonra da ellerin kollarını sallayarak evlerine giderler. Nasıl olsa suça ceza yoktur ,yaptıkları hep kar kalmıştır yanlarına. Geçen sene Bursa da futbol terörü değil düpedüz ayaklanma yaşandı ,kime ne ceza verildi ? Şimdi Fenerliye ne ceza verebilirsiniz. Şikeden ceza alan yönetici ver ,futbolcu var ,menajer var ama kulüpler tüzel kişi. Al işte bu olaylarda gerçek değil tüzel zaten. Yakılan ,devrilen arabalar ,kırılan camlar ,çerçeveler ,talan edilen metrobüsler gerçekte olsa 3-5 kendini bilmez edebiyatı ve bu teröre yol verenler gerçek olamyacak kadar tüzel. Daha iyi günlerimiz bunlar yeter ki siz bizi böyle yönetmeye devam edin.