05
2016
Takım deplasmanda Kasımpaşa yı yendi. Hani şu Fener in en kötü ,bunalımlı ,hiç bir şey oynamadığı döneminde hakem yardımına bile ihtiyaç duymadan 60 dk. da 5 attığı Kasımpaşa yı. Maçın kahramanı ,3 puanın mimarı kim dersiniz ? 80. dk. da penaltıyı kurtaran Muslera. O penaltıyı kazanan takım 10 kişi oynuyordu desem ne dersiniz ?
Güzel bir Pazar gecesi ,Cumartesi sonuçlarından sonra daha da bir güzel. Hava güzel ,saha şahane. Bakmayın deplasman dediğimize ,onlardan çok biz varız tribünde ,onlardan çok bizim sesimiz yarıyor geceyi. Daha 24 saat geçmemiş üzerimizde ki 3 takım 2 şer puanı bırakmışlar ,kazan 9 puan birden al. Ne beklersiniz bu oyundan ,nasıl bir maç olur acaba ? Bir kere takımda mutlaka coşku olacaktır ,havanın ,sahanın hakkını verecektir değil mi ?
Maç başladı ,daha 5. dk da Sneijder -Podolski hokus pokusu ile golü bulduk. İşte şimdi rakipte istediğimiz noktaya geldi diyebiliriz. Artık kaskatı savunma yapan ,Çanakkale geçilmez oynayan bir rakiple mücadele etmek zorunda değiliz. Bir aldık topu ayağımıza belki 10 dk. hiç bir mavi formalıya değmedi bile. Stopeler ,bekler ,defansif orta saha tandemimiz ,arada da Sneijder ve bolca Muslera arasında pas yapıp durduk. Bu esnada kaleye şut ,orta ,rakip ceza sahasına pas girişimi filan bekleyen varsa daha çok bekler. Kasımpaşalı ucuz ayaklar topu alınca öyle dakikalarca ninni kıvamında oynamak yerine 30 saniyede 2-3 pastan sonra kaleye şut çekiyorlar. Adamlar baktılar ki bizim klas ayakların bir gıdım futbol oynamaya ne niyetleri ne güçleri ve istekleri var başladılar baskı yapmaya. Böylece topa olan hakimiyette gitti elden. Ama ilk devre gole müsaade etmedi vakit.
İkinci devre biz kaldığımız yerden eveleyip gevelerken adamlar klasik bir baskı ile klasik gollerimizden birini daha Muslera nın kalesine atıverdiler. Gol sonrası ateşi ile tempo 2 takım içinde yükseldi. Ama kalite bizden yanaydı. Carole müthiş işlerini mükemmel bir pasla tamamladı ,Bruma da çok zor pozisyonda şapkadan tavşan çıkartarak taçlandırdı.
Oyun 10 dk. için ilk yarıya dönüş yaptı. Kasımpaşa bu arada 10 kişi kalınca herkes fark olur diyordu. Ancak beklentinin aksine tehlikeli atak yapan takım ,gole yakın olan takım yine Kasımpaşa oluyordu. 10 dk. kala birde penaltı kazandılar ki Adem karşısında paranın alabileceği en iyi kalecilerden biri olduğunu unutmuş gibi bir vuruş yaptı. Köşeye de gitse Muslera o topu çıkartır arkadaş. Sonra 4 uzatma dakikasında teker teker 3 oyuncu değişikliği yaptık ,süreyi profesyonelce bitirmeyi başardık.
İsteyen istediğini düşünsün ama bu ligin en zayıf kadrolarından birisini hiç bir şey oynamadan yendik sadece. Bu takımın attığı gollere iyi bakın bu sene. Mesela Eren in Karabük e ,Akhisar a attığı gollerde rakip stoperlerin bir kafa üzerine sıçrayıp şut gibi kafa vuruşlarını ya da Rize ye attığı inanılmaz röveşatanın Trabzon maçında direğe takılmasını. Selçuk un Antalya ya ,Sneijder in Bursa ya attığı insanüstü frikikleri. Yasin in Bursa ya ,Podolski nin Kasımpaşaya attığı gollerin hazılanış aşamalarını. Bunları bir gözlerinizin önüne getirin lütfen.
G.Saray kadrosunda bu ligin kalite standartlarının üzerinde yeteneğe sahip çok sayıda oyuncu var. Kalemizde ki Muslera ya değinmiyorum bile. Ancak bu G.Saray takımı kendisinden kat kat düşük kalitede ve kalibrede ki rakiplere karşı hiç bir üstünlük kuramıyor maalesef. Arkadaşlar şaka değil ,Sneijder hala bu dünyada aktif futbol oynayan en önemli ,kariyerli ofansif orta sahalardan bir tanesi ve Hollanda ekolünün en önemli oyuncusu. Podolski faal oyuncular içersinde Alman milli takımına en çok gol kazandırmış forvet. Bruma belki dünya futbolunun önümüzde ki 10 yılına damga vuracak en önemli aday. Selçuk Türk futbolunun son 10 senede tarihini değiştirmiş oyuncusu. Yasin Dortmund altyapısından yetişmiş bir değer. Eren gerek İsviçre ve Almanya gerek ise Türkiye kariyerinde her zaman fark yaratmış bir santrfor. Sinan çok önemli bir genç yıldız adayı. Beğenseniz de beğenmeseniz de Semih ,Serdar ,Hakan Türk milli takımı için vazgeçilmez stoperler. De Jong un ,Josue nin ,Chedjou nun ,Hamit in ,Sabri nin yaptıkları ,kariyerleri ,kaliteleri ortada. Carole için Fransa dan oldukça ciddi teklifler geldiğini de biliyoruz. Linnes de aynı derecede önemli ve izlenen bir isim.
Arkadaşlar G.Saray sahaya çıkyor ,maç kazanıyor ,puan alıyor ama ümit filan vermiyor. Çünkü G.Saray takım olarak maç filan kazanmıyor. Üstün nitelikli oyuncularından 1 ve ya 2 sinin sihir yapması ile skoru kazanıyor ama her defasında oyunu kaybediyor. Tıpkı Süper kupayı kazandığımız gibi. Çünkü G.Saray ın başında kötü de olsa ,zayıfta olsa bir teknik direktör yok. Çünkü G.Saray ın bir futbol aklı ,bir oyun sistemi ,bir patronu yok. G.Saray ın başında sözde teknik sorumlu olarak çıkan Hollanda kibarı geçtim takıma katkı yapmayı ,top oynatmayı oynanan futbolu algılayıp anlamaktan bile aciz bir futbol cahili. Adam topu alıp kendi yarı alanınla rakip yarı alanının ilk 10-15 metresinde paslaşmayı futbol sanıyor. Açık ve net söylüyorum bu kadroyu cübbeli Ahmet hocaya ver Riekerink hocadan az puan almaz. O golleri atmak ,o pasları vermek ,o vuruşları ,driplingleri yapmak bu futbolcuların genlerinde var zaten. Riekerink gibi bir futbol cahili ile sen rakip kim olursa olsun şöyle rahat rahat ,iyi futbol oynayarak ,bol gol atarak ,rakibi ezip geçerek galibiyet filan alamazsın. İster 2. ligin düşme hattından Elazığ ile oyna ister bu ligin en zayıf kadrolarından üstüne bir de 10 kişi kalmış Kasımpaşa ile fark etmez.
Neresinden bakarsan bak adam gerçek bir zavallı. Yok beyefendiymiş ,yok kibarmış ama nato mermer nato kafa derler ya işte öyle. G.Saray takımı 3 oyuncu değişikliğini 90 ,90+1 ve 90+2 de yapıyor. Yani sadece ve sadece skora yatıyor ,vakite oynuyor. Rakip 25 dk. dır 10 kişi kalmış Kasımpaşa. Maç sonrası skordan memnunum ama iyi oynamadık diyor. Madem iyi oynamadın ,madem sahada ki takımdan memnun değilsin neden müdahale etmiyorsun arkadaş ? Diyor ki oyuncu değiştirmedim çünkü duvar bir taşı alınca ,değiştirince çöker. O duvar çok mu sağlamda değişimden korkuyorsun ? Yanında oturan adamlara bu kulüp sahadakiler kadar para ödüyor arkadaş. Bak Şenol Güneş 46. dakikada 2 taşını değiştirdi o duvarı senin tepene yıktı. Bak Advocaat en önemli 2 taşından yoksun çıktı senin duvarın üstünden silindir gibi geçti. Ama onlar iyi ya da kötü de olsa teknik direktör sonuçta. Bu Riekerink bey ne futbolu biliyor ,ne baktığını görüyor ne de ağzından çıkanı duyuyor. Ya da 150 bin euro yıllık ücrete geldiği yerden hiç hak etmediği 700 bin euroyu indirmenin keyfiyle milletle dalga geçiyor. Yöneticiler de bu zavallılığı seyrediyor.