28
2014
Öncelikle 2014-2015 sezonunun Galatasaray'a ve Türk Futboluna hayırlı olmasını diliyorum Çalkantılar ile geçen önceki sezonun devamı niteliğinde bir sezon olacak gibi. Mancini'yi gönderip Hollanda veya Alman ekolünden bir hoca ile devam edeceğiz diyen Galatasaray Başkanı Ünal Aysal'ı zor bir sezon bekliyor.
Bunun ötesinde takımın genelini değerlendirirsek;
Hoca:Prandelli son derece kaliteli bir hoca olmakla birlikte Türk futbolunu ve futbolcusunu tanıması için zamana ihtiyacı var. Dışarıdan gelen her hoca gibi ona da ilk yılında bu fırsat verilmeden, olası başarısızlık durumunda ceza kesmeyi bekleyen bir yönetim ile çalışmak zorunda. Mancini'ye göre futbolcular ile daha yakın ilişkiler içinde olması en önemli artısı olarak gözüküyor. Duygusal yapıdaki yerli oyuncu profili bu durumu istismar noktasına getirmezse hoca açısından daha iyi bir seçim ile yola çıkıldı denebilir.
Kaleci: Kesinlikle en sorunsuz bölge olarak göze çarpıyor, Muslera bir dünya yıldızı geçen sezonun aksine yedek kaleci sorunu Sinan Bolat ile çözülmüş gözüküyor. Sinan gerek kalitesi, gerek tecrübesi ile Türkiye Ligi için fazlası ile yeterli.
Stoper: Göbekte Semih'in yanına mutlaka kaliteli bir yerli transferi lazımdı. Lakin bu mevkinin mutlak adayı Ömer Toprak konusunda gene gerekli adımlar atılmadı. Yabancı kontenjanı düşünülürse Chechu ve Dany kesinlikle gönderilmeli. Ama özellikle Chechu'nun gönderilmesi yıllık ücreti nedeni ile imkânsız gözüküyor. Öyle ki GS'den ayrılsa futbol hayatının kalan kısmında GS'den 2 yılda alacağı garanti parayı kazanması mümkün değil. Semih'in yanında Gökhan Zan ve Koray'ın değişimli oynaması kaçınılmaz gözüküyor.
Sağ Bek: Veysel Sarı ilk alternatif gibi durmak ile birlik de benim kişisel görüşüm bu bölgenin sakat olmadığı sürece Hamit'e bırakılması. Kökeni itibari ile bek olmasa da ileri çıkmakta çok zorlanan ve çıktığında etkisiz kalan bir Veysel'den çok daha önemli işler yapacaktır. Pas oyunununda kilit rol oynayan Hamit defansif olarak da Veysel'den kötü değil. Transfer ise kaliteli yerli seçenek olmadığına göre yapılmamalı.
Sol Bek: Bu sezon Alex Telles için çok önemli. Geçen sezon Brezilya Ligi'nin yorgunluğu nedeni ile düşük tempolu maçlar çıkardı ve hücumda beklenen katkıyı sağlayamadı. Önünde oynayan oyuncunun sürekli değişmesi de bunda önemli ama eğer temposunu arttıramaz ise devre arasında takımdan gönderilebilir. Yerli kontenjanı nedeni ile sakat olmadığı sürece Hakan Balta bu bölgenin ilk adayı olmalı. Eskişehir Sporlu Tarık transferi ise konuşulan rakamlar üzerinden kesinlikle yapılmamalı. Sonuçta Tarık GS’nin derdine derman olacak kadar etkili ve önemli bir oyuncu değil.
Orta Saha: Göbekte Melo ve Selçuk ikilisi takımın en önemli parçasını oluşturmakla birlikte, Selçuk'un sezon başı formu gerçekten düşündürücü. Fatih Terim gittiğinden beri Selçuk'un iyi antrenman yapmadığı, iyi yaşamadığı çok bariz gözüküyor. Öyle ki geçen sezon bazı maçlarda ayakta duracak hali kalmıyordu. Be sezon yeni kontratının rahatlığı ile aynı hataya düşerse iç saha maçlarında taraftar tepkisi kaçınılmaz olur. Ön üçlü bloğunda Sneijder kilit rolde. Ama Türk futbolunun yavaş ve çok top tutan yapısı ona hep ters geliyor ve oyundan düşmesine neden oluyor. Gene de golcü kimliğini öne çıkarıp daha çok sorumluluk alarak 15 gol barajına ulaşması takımın başarısı için çok önemli. Kanatlar yıllardır GS'nin oyun planında ön önemli hücum silahıdır. Ne var ki son sezonlarda kanat oyuncularının kalitesinde büyük düşüş var. Bu da takımın hücumda defans arkasına top atma hastalığını tetikliyor. Bruma mutlaka ilk on birde düzenli şekilde yer bulmalı. Yapılan yatırım düşünülünce, kalitesi ve sakatlık süresince çalışması ile birlikte bu şansı hak ediyor. Amrabat mutlaka alternatif olarak takımda kalmalı. Yasin GS kalitesinden çok uzak bir oyuncu boş bir transfer olarak duruyor. Olcan geçen yıl ligin en iyilerindendi ve önemli bir transfer. Ama içeri girerek değil çizgide kalarak oyunu açmalı. (Gökhan Töre elden kaçan bir fırsat fiyatı, yaşı ve yerli olması nedeni ile mutlaka alınmalıydı. BJK kaptırmak GS yönetimi adına çok büyük bir hata.)
Forvet: GS oyun yapısının açmazı Burak Yılmaz'dır. Çok önemli bir oyuncu olmakla birlikte tek forvet oyun yapısında top tutamaması, adam eksiltememesi, zayıf gol vuruşu ile bu sezonun günah keçisi olmaya aday. Eğer 4-2-3-1 sisteminde ısrar edileceksek Snijeder veya Burak'dan birinin daha fazla top tutup takımın ileri gelmesine zaman tanıması lazım. Ne yazık ki iki oyuncuda bu karakterde değil. Yabancı transferi olarak Almeyda ekonomik ve kaliteli bir tercih olarak bekliyor, kaçırılmamalı. Ligdeki iç saha maçlarında etkisiz Selçuk'un yerine Snijder'i çekip Burak-Almeyda ikilisi ile sonuca gitmek çok daha kolay olur.
Şampiyonlar Ligi: Geçen iki sezona oranla aynı başarının yakalanması biraz zor gözüküyor. Kura çekiminden sonra daha anlamlı bir değerlendirme yapılabilir. Ama yabancı kontenjanı ile şampiyonlar liginde düzenli başarı çok çok zor.
Süper Lig: 4 üncü yıldızı takma şansının olduğu bu sezonda rakipleri GS’den daha iyi gözüküyor. Oturmuş kadrosu ve Avrupa'da maç yapmaması nedeni ile Fenerbahçe bir kaç adım önde. BJK ise çok disiplinli ve mücadeleci bir profil çiziyor. Kalite eksikliği nedeni ile eleyemedikleri Arsenal bir yana, UEFA Liginde maç yapmanın yorgunluğu lige yansımaz ise bu senin şampiyonluk adayı olarak ilk sırada. Trabzon ise ilk haftalarda iyi bir başlangıç yaparsa devre arasında biraz daha takviye ile yarışın içinde olabilir. Galatasaray ise 4 üncü yıldız motivasyonu ile değil, geçekler ile hareket ederek mutlaka ilk ikide kalmalı ve önümüzdeki sezon da şampiyonlar ligi hakkını elde etmeli.