22
2016
Sevgili Renkdaşlar neredeyse ligin ilk yarısını tamamladık. Puan tablosunda liderin 5 puan, efsane ilan edilen Beşiktaş’ın 2 puan gerisindeyiz. Buna rağmen ilk yarının geneline baktığımda acı bir gerçek ile yüz yüze geldim. Sezon başında takımın bu seneye fizik olarak çok iyi hazırlandığını ve ilk 30 dakikalık tempomuzun maçları kazanmaya yeteceğini öngörüyordum. Lakin işin aslı böyle çıkmadı. Takım olarak geçen yıla oranla fizik olarak daha iyi olsak da beklenen seviyeye bir türlü çıkamadık. Bunun pek çok sebebi var. Ama ben taraftarlarımızın çoğunun düşündüğünün aksine Riekerink Bey’in başlıca suçlu olduğunu düşünmüyorum. Yanlış anlamayın kimseye Riekerink Bey reklamı yapma peşinde değilim. Evet takımın başına daha iyi hocalar getirebiliriz ama neticenin farklı olacağını düşünmüyorum.
Objektif olarak kadroya baktığımızda gerçek gün gibi ortada. Elimizde Muslera hariç üst düzey katkı veren isim kalmadı. Büyük beklenti içine olduğumuz isimlerden Sneijder iyice emekli moduna geldi. Canı isterse 3-4 maçın birinde oynuyor gerisini resmen yürüyor. Takımın organizatörü konumundaki Selçuk ise tamamen bitmiş koşmayı geçtik yürümeye hali yok. Ha toparlandı ha toparlanacak diye ilk devre bitti. En büyük özelliği olan topu iyi kullanmasından bile eser kalmadı. 90 dakikada dikine attığı pas sayısı beşi bulmuyor. Podolski elimizdeki en iyi forvet ama o da masal gibi bir varmış bir yokmuş. Ne ara sakatlandığını bile anlamak mümkün değil. Sezonun yıldızı konumundaki Bruma ise ofansta var defansta yok. Bizimki gibi düşük tempolu bir ligde bile geriye gelmeyi beceremiyor. Evet hücumda takımın her şeyi ama bu yaştaki bir oyuncunun hiç geri koşmaması kabul edilebilir bir durum değil. Yasin takımın Bruma’dan sonra en iyi kanat oyuncusu ama o da geri koşmada ve son pas tercihlerinde bekleneni veremiyor. Hakan Balta bu yaşında elinden geleni yapıyor. Elimizdeki en net defans oyuncusu ama her an sakatlık riski var. Carole ortalama bir oyuncu hala gelişim şansı var ama boyunun kısa oluşu büyük bir eksik. Günümüzde kafa vuramayan defans oyunsu bir işe yaramıyor. Bu saydıklarım iyi kötü bizi şimdilik yarışın içinde tutan isimler.
Gelelim geri kalanlara. Chedjuo’dan kurtulma umutlarınızı sene sonuna erteleyin. Bizim bu bidona bizim yarım sezonda verdiğimiz parayı kariyerinin geri kalanında veren takım çıkmaz. Chedjuo sözleşmesi bitene kadar bir yere gitmez, bitince de üçte biri paraya kontrat yapmak için yalvarır. Semih bence ikinci lig seviyesinde bir isim. Takımda bir dakika tutmam ama 1.8 milyondan kapı gibi kontratı var. Ne işe yarar deseniz sahada önünden geçen adama müdahale edemeyip maç sonu kramponlarını kameralara gösterir. Sinan Gümüş ayrı vaka. Kendinin Figo falan sanıyor galiba. Defansif yönü Bruma’dan bile kötü, şut çekemiyor, orta açamıyor, çalım atamıyor, tek yaptığı boş alanda hızlı top sürmek. Topla ne yapacağını bilmediği için o da bir işe yaramıyor. Sabri’nin yürekten oynadığına eminim elinden geleni yapıyor. Lakin herkes ezberlemiş Galatasaray’a karşı arka direğe yüksek orta yap kesin pozisyon olur. Bu yaşına geldi hala ofsaytı bozmamayı öğrenemedi. Ayrıca eskisi kadar koşamıyor ileri gitti mi geri gelme işi Sabri’den geçmiş artık. Koray diye bir stoperimiz var. İnanın ikinci lig topçusu Semih’ten daha kötü. Üstüne üstlük birde müzmin sakat şaka gibi. Rızık Baba Hamit ise kupa maçında oyuna alınmayınca gitti 50 000 euro diye hırsından su şişelerini parçalıyor. Kara komedinin son noktası, at olsa vurulacak olan adama hala para veriyoruz. Son Tuzla Spor maçında Hamit’i bir daha izledim bu iş olacak gibi değil. Nasıl oluyor da hala takımda tutuyorlar aklım almıyor.
Birde yeni katılan efsane transferler var. Çok net gözüküyor Eren bu takıma yedek bile olamaz. Ligin ilk başındaki etkili oyunumuzda Eren’in önde yaptığı pres ve hareketli oyunu çok etkili olmuştu. Ama gördük ki Eren bu performansını sürdürecek bir isim değil. O kadar kötü oynuyor ki inanın Umut Bulut daha çok katkı veriyordu. Sigthorsson büyük oyuncu ama ne hikmetse futbolu bırakma noktasına geldi. De Jong toparlanmaya başladı ama temposu hala yetersiz. Tolga Ciğerci iyi başladı birden sakat denildi ortada yok. Joseu kaliteli bir oyuncu ama o da tutmadı. Bence en azından bu Selçuk’u keser ama Selçuk efendi bir maç yedek kaldı diye takımı öyle bir karıştırdı ki üç hafta kendimize gelemedik. Birde Serdar Aziz vakası var ki anlatılmaz yaşanır cinsinden. Adamın müzmin sakat olduğunu bu ülkede bilmeyen yok. Bizimkiler bir dünya paraya Serdar’ı Beşiktaş’ın elinden kaptık havası attılar. Adam geldi yarım sezonda kariyerini bitirecek kadar çok sakatlandı. Olan gene bizim milyon dolarlara oldu. Cavanda ise kendi çapında pasta. Hücum yönü kötü onu biliyoruz ama defansif olarak da katkı veremiyor.
Uzun bir yazı oldu ama mevcut durum bu beyler. Birde başımızda hoca yok diyorlar, ortada takım yok ki hoca getirelim. Zaten yönetim hepsinden kötü. Futbol şube sorumlumuz Levent Nazifoğlu boy ortalaması 1.80’i bulmayan defans hattımıza Dneyer’i transfer etmek için yapmadığını bırakmadı. Aman Dneyer’i devre arası kaçırmayalım. Neme lazım 1.90 üstü uzun boylu bir stoper gelir kafa topuna falan çıkar da rakiplere mahcup oluruz.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen şampiyonluk şansımız var mı derseniz. Muslera olduğu sürece cevabım evet olacaktır.