Galatasaray’ı Galatasaray yapan sahada atılan goller, kazanılan maçlar, kupalar veya şampiyonluklar değildir.

Galatasaray’ı Galatasaray yapan ve diğer camialardan ayıran; 106 yıllık şerefli tarihi ve kuruluşundan bugüne taşıdığı yüce değerleridir.

Sayın Adnan Polat’ın kongrede ibra edilmemesi ve Sayın Ünal Aysal’ın olağandışı bir şekilde Galatasaray’a başkan olma sürecini de camianın bu değerlerine olan bağlılığı ve bu konudaki hassasiyeti tetiklemiştir. Bu şekilde göreve gelmiş bir başkandan camianın öncelikli beklentisi, gerçekleştirilen her icraatta Galatasaray’ı Galatasaray yapan bu yüce değerlere bağlı kalmasıdır. Söz konusu icraat futbol takımına yapılan bir transfer dahi olsa.

Abdel Kader Keita Galatasaray değerlerini hiçe saymakla suçladığımız Adnan Polat yönetimi tarafından disiplinsiz hareketleri gerekçe gösterilerek ve haklı olarak takımdan gönderilmiştir. Keita müthiş bir tekniğe ve fiziksel kapasiteye sahip olmasına rağmen saha içinde yaptıkları ile futbol kamuoyu önünde Galatasaray’ı daima küçük düşüren bir futbolcu olmuştur. (Kayseri, Trabzon ve Fenerbahçe maçlarında almadığı darbelere rağmen verdiği tepkiler, yine milli takımında Brezilya maçında benzer şekilde Kaka’yı oyundan attırması, en kritik maçlarda gördüğü kartlar vs.)

Transferi gerçekleştirilmek üzere olan bir diğer oyuncu Engin Baytar ise bugüne kadar oynadığı her takımdan disiplinsiz hareketleri gerekçe gösterilerek gönderilmiştir. Son olarak Trabzonspor’da kendisini oyundan alan Şenol Güneş’e ettiği küfürle gündeme gelmiş ve tüm futbol kamuoyu tarafından ligin en disiplinsiz oyuncularından biri olarak nitelendirilmiştir.

Galatasaray için öncelikli olan; sahada goller atacak, maç kazandıracak, mucizeler yaratacak oyuncuların değil Galatasaray formasının ve armasının ağırlığını taşıyabilecek nitelikte spor ahlakına sahip oyuncuların kulübe kazandırılmasıdır. Bu durum Galatasaray’ı 106 yıldır var eden ve bugüne taşıyan yüce değerlerin gereğidir. Galatasaray’a transfer edilecek oyunculara Coşkun Özarı’nın, Metin Oktay’ın, Baba Gündüz’ün terlettiği forma ve taşıdığı arma teslim edilecektir. Başta Sayın Başkan Ünal Aysal olmak üzere kulüpte görev alan her birey bu sorumlulukla hareket etmek zorundadır.

Bu yazımın eğer yayınlanırsa birçok taraftardan tepki alacağını biliyorum. Ancak saha içi ve saha dışı davranışları nedeni ile haklı olarak Emre Belözoğlu’na milli takım formasını layık görmeyen ve protesto eden bir taraftar grubunun Engin Baytar’a ve Abdel Kader Keita’ya alkış tutması nasıl izah edilebilir? Taraftarımızın dürüst bir şekilde önce bu soruyu kendisine sorması ve cevaplaması lazım.

Saygılarımla…