11
2013
Bir futbol sever için futbolun en heyecanlı, en zevkli dönemlerinden biride transfer dönemidir. Sezonu ister iyi geçirmiş, ister kötü geçirmiş bir takımın taraftarı olsun fark etmez. Yeni umutların, yeni beklentilerin filizlendiği yada beklentilerin daha da büyüdüğü bir dönemdir. Bu dönemde futbol sever için bilgisayarın başına oturmak, gazetelerin spor sayfasını açmak, yada spor kanallarını izlemek ayrı bir heyecandır. Tabi iş sadece takip etmek ve izlemekte kalmaz. Bu dönemde esnaf sohbetlerinin, okulda dershanede öğrencilerin, bir şantiyede ya da bir rezidansın bilmem kaçıncı katında çalışanların ortak konusu transferdir. Futbolcular satılır, futbolcular alınır. Herkes teknik direktördür ve hatta başkandır. Hayallerinizin takımını kurarsınız. Ama öyle sınırsız hayallerle değil. Neticede takımınızı mali bir krize sokmak istemezsiniz, böylede düşüncelisinizdir. Hayalleriniz, kulübün bütçesiyle sınırlıdır. Vanspor taraftarının hayalinde Bursaspor’da yedek kalmış bir oyuncu, Bursaspor taraftarının hayalinde Belçika Liginden genç bir yetenek, Galatasaray taraftarının hayalinde ise Premier Lig’den belki İspanya liginden bir oyuncu vardır. Oturup ciddi ciddi saatlerce oyuncu araştırırsınız. İzlediğiniz oyuncuları gözden geçirirsiniz. Bunun bonservisi şu kadar, bu hocasından memnun değil, bunun sözleşmesi bitiyor vs. vs. Sanırsınız Fatih Terim, Ünal Aysal sizden transfer raporu istemiş, o doğrultuda takım kurulacak. Peki böyle bir durum olmadığına ve konuştuğunuz, araştırdığınız, yazdığınız isimlerden çok büyük bir ihtimalle kulüpten kimsenin haberi dahi olmayacak olmasına rağmen bu yaptığınız nedir? Ne anlamı vardır? İnsanı mantık dışı, hiçbir anlamı olmayan bu şeyleri yapmaya iten nedir? Bence takımına duyduğu sevgi. Saf, katıksız, hiçbir çıkar gözetmeksizin takımına duyduğu sevgi. Neticede aşk insana anlamsız şeyler yaptırırmış, buda öyle bir şey olsa gerek..
Üç beş futbolcunun ismini yazacağız diye yola çıktık, iş geldi dayandı futbolda romantizme. Biraz daha yazıya devam edersem hepinize ilanı aşk edebilirim, o yüzden yazıyı kesip büyük bir zevk ve heyecanla ve şevkle transfer listemi açıklıyorum.
Fatih Terim katıldığı televizyon programlarında iki pozisyonda öncelikleri olduğunu belirtti. Sol bek ve stoper. Ben de öncelikli olarak bu iki pozisyonda düzenli takip ettiğim, aslında çoğunuzun da bildiği ikişer oyuncuyu kaleme aldım.
SOL BEK:
JETRO WİLLEMS: 1994 doğumlu oyuncu PSV Eindhoven ve genç yaşına rağmen Hollanda Milli Takım formasını giyiyor. Transfer edilebilmesi durumunda takımda kaldığı sürece çok büyük katkı sağlayabileceği gibi takımdan ayrılırken de takıma çok büyük maddi kazançlar sağlayabilecek bir oyuncu. Zira genç yetenek Real Madrid, Barselona forması giyebilecek bir kapasiteye sahip.
ADRİANO: Hepimizin bildiği Barselona forması giyen Adriano, takımında düzenli forma giymemesi göz önüne alındığında transfer edilebilir bir oyuncu gibi duruyor. Transferi gerçekleşmesi durumunda dört beş ayrı pozisyonda oynayabilmesi ve tecrübesiyle takıma çok şey katacaktır.
STOPER:
AYMEN ABDENNOUR: 1989 doğumlu oyuncu Toulouse ve Tunus Mili Takım formalarını giyiyor. Abdennour’ da aynı Jetro Willems gibi sadece takıma katkı sağlayacak bir oyuncu değil gelecek adına da önemli bir yatırım. Takımda ki tüm stopelerin sağ ayaklı olduğu düşünülürse sol ayaklı olması da kalitesinin yanında ayrı bir tercih sebebi olabilir. Toulouse takımının maddi sıkıntıları olduğu ve Umut Bulut’tan dolayı ikili ilişkilerimizin de bulunması göz önüne alındığında, istenilmesi halinde kolay bir transfer olacaktır.
YAROSLAV RAKİTSKY: 1989 Doğumlu bir başka çok özel oyuncu. Özel diyorum çünkü, belki de altyapılarda on numara pozisyonunda oynayıp kariyerine stoper olarak devam eden tek oyuncudur. Sahaktar Donetsk ve Ukrayna Milli Takımı oyuncusu. Yine Abdennour gibi sol ayaklı olması bir tercih sebebi. Altyapılarda orta sahada görev almasından dolayı, topu oyuna sokmada çok başarılı. Topu dikine oynayan, zaman zaman orta saha çizgisine kadar çıkıp forvet bölgesine ara paslar dahi yapabilen bir oyuncu. Ancak Shaktar’ın hedefleri ve güçlü sponsorları dikkate alındığında transfer edilmesi oldukça zor bir isim.
GENÇ İSİMLER:
KERİM FREI: Bahsi geçen iki pozisyon dışında kişisel görüşüm gol istatistiği yüksek, her iki tarafta da oynayabilen (özellikle sol) bir kanat oyuncusunun da takıma kazandırılması gerektiği yönünde. Kerim Frei gol vuruşu etkili bir isim olmasa da genç yaşı ve Türk statüsünde oynayacak olması nedeni ile transfer edilmesi gereken bir isim. Zaten Fatih Terim de takip ettikleri bir oyuncu olduğunu açıklamıştı.
OZAN TUFAN: Oynadığı pozisyon itibariyle çok ihtiyacımız yok gibi gözükse de çok özel bir oyuncu olması nedeni ile transfer edilmesi gereken bir isim. Bursaspor’un genç sağ bekini geçen sezon bazı kupa maçlarında ve A2 ligi maçlarında izleme fırsatı bulduk. Süratli, yere sağlam basan, hücuma sürekli destek veren, hücum bölgesinde bilinçli pas yapabilen önemli potansiyele sahip bir isim. Galatasaray sevgisinin ne kadar büyük olduğunu bilsem de, gelecek adına Sabri Sarıoğlu’nun yerine kadroda yer almasını dilediğim bir oyuncu.
İSHAK DOĞAN: Altyapı eğitimini Almanya’da almış, güçlü bir fiziğe ve iyi bir sol ayağa sahip potansiyelli bir sol bek İshak Doğan. Bir önceki sezon Ankaragücü performansı ile bir çok takımın gözdesi olan, ancak transfer olduğu Karabükspor’da düzenli forma şansı bulamayan bir isim. Ancak unutulmamalı ki bugün takımın değişmez ismi Semih Kaya’da iki sezon önce Kartalspor’da düzenli forma şansı bulamıyordu. Bu nedenle potansiyeli de göz önünde bulundurularak, iki yıldır takıma hiçbir katkı sağlayamayan Çağlar Birinci yerine kadroda düşünülebilecek bir isim.
AYKUT DEMİR: Artık performansı ile hepimizin yakından tanıdığı bir isim olan Aykut Demir’in Gençlerbirliği ile sözleşmesi 2014 yılında bitiyor. Bu avantaj kullanılarak uygun bir bonservis bedeli ile transfer edilebilir. Bu yıl olmasa dahi takipte tutularak önümüzdeki yıl bonservissiz olarak takıma kazandırılabilecek henüz 24 yaşında kaliteli bir stoper. (Kendisini oyun yapısı, stili ve fizik özellikleri ile (biraz daha uzun olmasına rağmen) İtalyanların ünlü defans oyuncusu Fabio Cannavaro’ya benzetmişimdir hep)
Ozan Tufan, Semih Kaya, Aykut Demir, İshak Doğan dörtlüsü geleceğin Milli Takım defans hattı olabilecek bir potansiyele sahip. Şahsen kadroda yer alan ancak sürekli forma giyemeyen alternatif oyuncuların Sabri, Çağlar, Gökhan Zan gibi 30 yaş civarı oyuncular olmasındansa daha genç, potansiyelli oyuncuların olmasını tercih ederim.
Yazarın Hayal Dünyası: Yazılan isimler okuyucular tarafından çok beğenilir, Webaslan editörleri yazıyı manşete koyar, sonra o gün tesadüfen Ümit Davala siteye girer, sonra belki yazılan yazı ve bir oyuncu dikkatini çeker, oyuncuyu araştırır, kendi transfer raporuna ekler, sonra Fatih Terim, Başkan ve nihayetinde yazdığım oyuncu Galatasarayda. Sonra gökten üç elma düşer, biri yazıyı yazana, biri okuyana, biride tabiî ki transfer olan oyuncuya.
Saygılar.