TEK REZALET ARENA’DAKİ TARAFTAR

Cuma günü Türk Telekom Arena’da oynanan Hırvatistan maçının yorumcusu Sayın Rıdvan Dilmen, maçın son bölümünde yapılan protestoları Galatasaray Fenerbahçe rekabetine bağlayarak, Arena’daki taraftarların tavrını tam bir rezalet olarak niteledi. Üstelik maçın başında yenilen iki golde de hatası olan ve tartışmasız maçın en kötü isimlerinden biri olan Gökhan Gönül’e aynı tribünlerden tek bir tepki dahi verilmemişken.  

Peki Gökhan Gönül’le ilgili bu gerçek ortada dururken, neden Rıdvan Dilmen ısrarla bu protestoyu Galatasaray Fenerbahçe rekabetine dayandırıp Arena’daki taraftarın protestosunu rezalet olarak niteliyor.

İşte tam bu noktada Sayın Ali Dürüst’ün bir lig maçı sonrası söylediklerine dikkat çekmemiz lazım. Türk futbolunda sadece Galatasaray’ın temiz kaldığı ve bulaşmadığı bir kaos ortamı var. Bu kaos ortamını yaratan ve adeta bu sürecin lokomotifi olan camia ise Rıdvan Dilmen’in de mensubu olduğu Fenerbahçe camiası. İşte Rıdvan Dilmen’in bütün bu provokatif söylemlerinin nedeni ezeli rakibi Galatasaray’ı da bu kaos ortamının içine çekebilmek. Lakin Sayın Ali Dürüst’ünde belirttiği gibi Galatasaray camiası yönetimiyle, taraftarıyla ve sporcularıyla bu tür oyunlara gelmeyecektir ve bu sürecin başında olduğu gibi sonunda da armasını ve formasını şerefle taşımaya devam edecektir.

RIDVAN DİLMEN’İN REZALET ANLAYIŞI

Şimdi Sayın Rıdvan Dilmen’in ve onun zihniyetindekilerin rezalet standardına ve skalasına bir bakalım.

Örneğin Fenerbahçe tesisleri içinde Fenerbahçe kaptanı Rüştü Rençber’in yine Fenerbahçe taraftarlarınca dövülmesi rezalet değil.

Emre Bölezoğlu’nun Milli Takım forması ile basın tribününe el kol hareketi yapması rezalet değil.

Yine Emre Bölezoğlu’nun mağlup olduğumuz bir İsviçre maçından sonra rakip takım oyuncularını sahada kovalaması ve dövmeye kalkması rezalet değil.

Volkan Demirel’in bir Galatasaray maçında Pascal Nouma’ya özenip cinsel organını tutması rezalet değil.

Bunca spor ahlakına uymayan tavır ve davranışlarına rağmen bu isimlerin Milli Takım’a çağrılması ve bu isimlere Ay Yıldız’lı formanın teslim edilmesi rezalet değil.

Veya bir başka örnekle Aziz Yıldırım aleyhine yazılar yazan Engin Verel’in vurulması rezalet değil.

Fenerbahçe yönetimi ile ters düşen ve muhalif haberler yapan Feridun Nidelioğlu’nun Kadıköy’de bıçaklanması rezalet değil.

Şekip Mosturoğlu’nun Deniz Barış davasını gören Tahkim Kurulu’nun toplantısını basması ve bu toplantıdan sonra kurul üyelerinin ölüm tehdidi alıyoruz, can güvenliğimiz yok diyerek istifa etmesi rezalet değil.

TMSF raporlarında yer aldığı üzere bir Beşiktaş maçından sonra teknik direktörlüğünü Aykut Kocaman’ın yaptığı İstanbulspor’a Fenerbahçe tarafından gönderilen kayıt dışı 600.000 TL rezalet değil.

Aziz Yıldırım tarafından desteklenen Esenler grubu ile diğer Fenerbahçe taraftar grupları arasında Migros Tribünü’nde çıkan kavgada altısı ağır on iki kişinin yaralanması rezalet değil.

Aziz Yıldırım ve iki Fenerbahçe yöneticisinin “çıkar amaçlı silahlı suç örgütü kurmak, yönetmek ve suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak” suçlamalarıyla gözaltına alınması rezalet değil.

Kolluk kuvvetleri ve savcılık tarafından şike, teşvik primi ve futbolda çete organizasyonu hakkında bunca delil ve bilgi ortaya konmuşken federasyonun hiçbir karar alamaması ve Futbol Federasyonu’nun bugün ki aciz durumu rezalet değil.

Savcılık tarafından tutuklama talebi ile mahkemeye sevk edilen Aziz Yıldırım ve iki Fenerbahçe yöneticisinin çıkarıldıkları mahkeme tarafından “kuvvetli suç şüphesi” ihtimali ile tutuklanması ve Metris Cezaevi’ne konulması rezalet değil.

Velhasıl, Türk Futbolu’nda adam vurmak, adam dövmek, şike yapmak, teşvik primi vermek, çete kurmak, rezalet değil. Veya saha içinde tribünlere el kol hareketi yapmak, cinsel organını tutmak, mağlup olduğu maçtan sonra rakip takım oyuncularını dövmeye kalkmak, kazanmak üzere olduğu bir maçın sonunda poposuyla top durdurmak rezalet değil. Ama kendi evinde oynanan ve 3-0 olmuş bir play-off maçında Volkan Demirel’i ıslıklamak, protesto etmek rezalet.

Allah Türk Futbolu’nu Rıdvan Dilmen ve onun zihniyetindeki insanların gazabından korusun.

Saygılarımla…