Sevgili Selçuk kardeşim öğrenmen gereken daha çok şey var. Senin işin gerçekten zor. Milli Takım formasını giymek istiyorsun ama kafa olarak, karakter olarak buna uygun bir futbolcu değilsin. Sana yol göstermek adına, çok da haddim olmayarak birkaç tavsiye vereceğim.

Bunun için sadece sahadaki performansın yeter sanıyorsun. Başka bir ülkede futbol oynuyor olsan belki, ama burası Türkiye. Şimdi sırası ile önümüzdeki süreçte yapman gerekenleri sıralayacağım. Eğer gerçekten bu Milli Takım formasını giymek istiyorsan bunları harfiyen yerine getirmen lazım.

Öncelikli olarak bir cemaat veya tarikata üye olacaksın. Bu cemaatin söylemlerine uygun hareket etmek gibi bir zorunluluğun yok, cemaatle adın anılsın yeter.

Bir an önce evleneceksin ve ülkenin başbakanını nikâh şahidi yapacaksın.

İlk forma aldığın Milli maç bitiminde, rakip takım oyuncularını saha içinden başlayıp soyunma odasına kadar kovalayacaksın, hatta kıstırabilirsen döveceksin.

Kendine güçlü bir menajer bulup gizli bir ortaklık kuracaksın. Tek başına futbolculuk olmaz, resmi olarak olmasa da fiili olarak menajerlikte yapacaksın.

Yabancı dilini geliştireceksin. Kulüp takımında maçlar yaparken rakip takımlarda ki siyahî futbolculara İngilizce, İtalyanca ırkçı söylemlerde bulunacaksın.

Daha bitmedi. Milli Takım’da forma giymek öyle kolay değil. Örneğin kulüp takımında kritik maçlar öncesi rakip takım futbolcularını arayıp, mesajlar çekeceksin. Fazla zorlamayın, fazla kasmayın, sizi buraya aldıracağım diye. Serde menajerlikte varya.

Tabii bazı maçlarda hakemlere elense, rakip futbolculara küfür, basın tribününe el kol hareketleri olmazsa olmazlar.

Bir de unutmadan kendine Türk Futbol düzeni içinde önemli, ama aslında beş para etmez adamları kanka edineceksin. Bu isimler hem Federasyona, hem siyasete, hem kulüplere yakın isimler olmalı. Bakarsın bu adamların kankaları Milli Takıma hoca oluverir.

İşte böyle Selçuk kardeşim Milli Takım’da forma giymek hatta kaptan olmak istiyorsan bunları yapacaksın. Bütün bunlarda yetmedi mi yapacağın son bir şey daha var. Basın mensuplarını evlerinden aldıracaksın…

Şimdi sen bana birde soru soracaksın. Hamit, Semih gibi adamlar bunların hiç birini yapmıyor, nasıl Milli Takım’da oynuyorlar diyeceksin. Onların bölgelerinde yukarıda sıraladıklarımı yapan alternatif oyuncular yok da ondan Selçuk kardeşim. Bak mesela dün Tolga Zengin kaledeydi ama iyileşir iyileşmez tekrar kaleye Volkan Demirel geçecektir. Niye? Akıllı ol Selçuk kardeşim akıllı ol…

Bu tavsiye mektubunu bir tarafa bırakıp basın mensuplarının Abdullah Avcı’ya soramadıkları soruyu biz buradan açık açık soralım.

Sayın Avcı, Türk futbolunun son aylarda hatta son yıllarda en istikrarlı ve en formda futbolcusu Selçuk İnan. Emre Bölezoğlu ise son dört beş aydır doksan dakikalık bir maç dahi yapmamış. Bunun da ötesinde Milli Takım formasına yakışmayacak onlarca ahlak dışı davranışın sahibi olmuş. Bu iki futbolcu arasındaki seçiminizin arkasında, sizi Milli Takım sorumlusu yapan Göksel Gümüşdağ’a diyet ödeme gayretiniz mi yatıyor? Göksel Gümüşdağ ve Emre Bölezoğlu arasındaki uzun yıllara dayanan ilişki tüm futbol kamuoyunca ve sizce de malum.

Eğer böyle bir gayret var ise Ay-Yıldızlı Bayrak’ı ve koca bir ulusu temsil etmek gibi kutsal bir göreviniz olduğunu hatırlatmak bu milletin bir ferdi olarak benim görevim. Uğruna binlerce insanın canını dahi vermekten kaçınmadığı bu bayrak ve ulus için tek yapmanız gereken bu formayı dolayısı ile bu bayrağı layıkıyla temsil edecek yirmi tane adam seçmek. Bunu yaparken ki kıstaslarınız ve öncelikleriniz umarım sizin kariyer geçmişinizle ve geleceğinizle ilgili değil; bu ülkenin geçmişi, geleceği ve değerleri ile ilgili olur.

Saygılar…