20
2015
Şampiyonluk yolunda ilerleyen hiçbir Galatasaray takımı bu kadar taraftarını ikilemde bırakmamıştır. Ya koparsın şampiyonlukta ve taraftarına umut vermezsin. Taraftar bir iki hafta üzülür ve sonra gelecek yıl için umudunu yeşertmeye çalışır. Yada oynadığı futbolla “Ben şampiyonum” der ve taraftar hiçbir kuşku duymadan şampiyonluk gününü bekler. Bu takım ise ne öldü ne de yaşıyor.
Tam herkesin şampiyonluk için umutlarını başka bir bahara bıraktığı bir an gelmiş. Rakiplerin hata üzerine hata yapıp seni lider yapmışlar. Senin oynadığın futbol hala umut vermezken hâla lidersin. İşte tam burada taraftarını kahreden bir netice ile umutları yok ediveriyorsun.
Bunun birkaç nedeni var:
Öncelikle acemi hataları yapan teknik direktörün. Karşına uyanık bir teknik direktör çıkınca defoların gün gibi ortaya çıkıyor. İşte Trabzon maçı bunun kaçıncı ispatı. Takımı kurup sahaya sürmüşsün. Görüyorsun ki -ki herkes de bunu görüyor- rakip sahasına kapanmış. %55’e 45 topla oynama üstünlüğün var. Bu arada rakip birkaç kez kaptığı topla kontraya çıkmış. Senin takımın ise hücum edemiyor. Daha ne bekliyorun? İlla deplasmanda gol mü yemen gerekiyor buna tedbir alman için? Oysa gole kadar bir kez GS’a sete set yakalayan rakibin bu yolla gol de atamayacağını herkes gördü. Niçin kör dövüşü gibi hucüm etmeye devam ediyorsun? Bugün alacağın 1 puana razı iken bunu maç öncesi düşünemez miydin? Hayır! Önce yenileceksin, sonra arayacaksın 1 puanı. Takım Trabzon’a gelirken 1 puan üzerine hesaplarını yapmalıydı. “Büyük takım” palavralarını bırakın! Eğer oyunu kendi sahanda kabul edeceğin bir stratejiile çıksaydın sahaya kontra gollerini biz atar ve 3 puanı cebimize koyardı. Bizim teknik direktörümüz Abdullah Avcı veya Ersun yanal olsaydı şimdi başka şeyler konuşuluyor olurdu. Acemi teknik direktörün bu sezon kaybettirdiği kaçıncı puanlar bunlar?
Her maç gol yenmesi birkaç yıldır canımızı sıkan bir konu. 4 tane gol attığın maçta illa ki bir gol yemeden yapamıyoruz. Üstelik kalede Muslera ve defansında Chedjou varken. Bunun sebebini ise önce sağ ve solbekte, sonra da önliberoda aramak lazım:.
Önce sol bek meselesi. FB ve sonrada TS maçları dışında sol bekde Olcan’ı oynatan teknik direktör adeta oyuncusuna güvenmedğini göstermek istercesine bu iki maça da başka oyuncularla çıktı. FB maçı kaybedildi. TS maçında Alex Telles’in bir sol bek olmadığının kaçıncı ispatı siz söyleyin. Adam gibi bir sol bek bulamadınız Hakan Ünsal’dan bu yana.
Eboue’nin bu kadar değerli olduğunu sadece ben mi görüyorum? Devre arasında Djemaili’yi alan kafa niçin sağ bek için Eboue’yi geri getiremedi? Sabri’den sağ bek olmayacağını biz gördük, Abdurrahim Albayrak görmedi. Geçen sezon oynadığı her maç sağdan golü yemedik mi? TS maçına kadar iyi gitti. TS maçında yenen iki golde sağ kanattan gelmedi mi? İlk golde Cardozo’yu boş bıraktı. Sonra yetiştiğinde de dışarı giden topu asiste çevirdi. İkinci gol ise evlere şenlik. Bu şekilde gol yemek sadece bizze mahsus. Hakemle dalaşacağına adamını tutmazsan golü yersin. Sağdan ilerleyen adamı kim karşıladı? Sabri nerdeydi? Oysa rakibin önünü kapatması gerekmez miydi? Yok, arkadan yetişmeye çalışıyordu. Niçin? Çünkü ileriye çıkmıştı. Eboue, ilk çıktığı FB maçında “Gerçek Galatasaraylı” olmuş bir oyuncudur. Efsanevî Real Madrid maçında attığı muhteşem golle geri dönüşün temellerin atmıştır. Yabancı kuralı bahane edilerek kadro dışı bırakılması haksızlıktır. Sabri’ye “evladımız” diyerek sahip çıkanların Eboue’ye de sahip çıkmasını bekliyorum. Eboue tek kalemde silinecek bir oyuncu değil. Bugün takımda olsaydı maçın galibi biz olurduk. Kimse bana “faullerden sonra yerden kalkmıyordu” demesin. Bazı insanların acı eşiği düşüktür. Eboue’nin de öyle.
Forvet konusunu ise içler acısı. Eğer Umud’u sağ açık oynatacaksan niçin sahaya sürüyorsun? FB maçında aynı hataya düşüp, sonra için tekrar ediyorsun? Adam ayağında top tutamıyor, sağ açık oynatmaya kalkıyorsun. Eğer bu takım tek forvet oynayacaksa ve Umut Bulut sahada ise tek forvet Umut Bulut olur. Burak Yılmaz değil. Burak Yılmaz onun yanında veya arkasında oynar. Bunu daha önce denemiş ve başarılı olmuştun. Niçin vazgeçtin? Böylece takımı bir kişi eksik oynattın.
Emre Çolak, oynadığı her maç iyi oynadı. Üstelik Sabri kadar bizim evladımız. Oyuna girdiği andan itibaren oyun üstünlüğünü ele geçirdik ve maçı kazansaydık da onun bunda büyük bir payı olacaktı. Lakin, Olcan’a verilen gereksiz para yüzünden Olcan’ı yedek bırakamayan teknik direktör, Emre Çolak’ı Olcan’a kurban etmeye devam ediyor.
Umut noktasına gelecek olursak: Fikstür hâla tek umudumuz. Yenilmemize rağmen avarajla ikinciyiz. FB’nin alacağı bir beraberlik umudumuzu sürüdürecektir. FB’nib fikstürü biz göre çok kötü. Eğer bundan sonra maç kaybetmezsek sondan önceki hafta Beşiktaş’la yapacağımız maç belirleyici olacaktır. Muhtemelen o maça kadar FB şampiyonluktan kopmuş olacaktır. FB’nin düşme potasında ve Avrupa hesapları yapan takımlarla maçı var. Beşiktaş’ın ise TS deplasman maçı duruyor. Gerçi bugün FB’yi yenmiş kadar sevinen TS, aslında şike sürecindeki rakibinin ekmeğine yağ sürdüğünün farkında mı bilmiyorum. Bir de teknik direktörün Ersun Yanal olması bir tesadüf değil herhade. Bakalım Beşiktaş maçına da bu kadar asılacaklar mı? Velhasıl sahamızda oynayacağımız maça kadar Beşiktaş ile omuz omuza girmenin hesaplarını yapmalıyız. Sonra Beşiktaş’ı kendi saha ve seyircimiz önünde yeneceğimze inanıyorum. Şampiyonluk ancak bu şekilde gelir. Son hafta ise düşmemeyi garantileyen Rize ile oynanacak olması büyük bir avantaj.
Şampiyon olunsa da bu sene iki maçta da TS’a yenildiğimizi unutmayacağım. Oysa bir çok sıradan takım TS’u bu sene yendi. Bunu bir biz başaramadık…