Galatasaray'ın iki kupalı şampiyon bir futbol takımı var. Bu takımın kalecsi kendisini dünyaya ıspatlamış Muslera'dır. Sağbekte yılların deneyimi "Reis" Sabri; solbekte Brezilya'nın gelecekte "Roberto Carlos" olacağını beklediğimiz Alex Telles var. Onun yanına ise süper yetenekli Carolle'yi aldık.Stoperlerimiz milli takımımızın da stopleri, altyapımızdan çıkardığımız son kahramanımız Semih ve Fransa'da yılın savunma oyuncusu seçilen Chedjou var. Bu ikisinin yokuluğunu bir sezon boyunca aratmayan Hakan Balta ve Koray var. Orta sahada ise sorunumuz yok. Melo'nun gitmesi problem değil. Selçuk var, Snejder var, Yasin, Emre, Yekta, Hamit var. Bir de lign güçlü takımlarında Akhisar Belediye'den Bilal Kısa ve Real'den alınan Rodruigez transferi ile orta alanımız daha da kuvvetlendi. Forvetimiz ise Burak Yılmaz. Türk milli takımının da forveti. Kendisini ispatlamış bir golcü. Umut Bulut ise tam bir yedek. İsteseniz sağ uçta da oynayabiliyor. Podolski ile de bu takım uçacaktır. Takımın başında ise Hamza Hoca gibi kaliteli bir teknik direktör bulunuyor.

Bu takım geçen sene şampiyon oldu. Hiiç takviye olmasa bile yine şampiyonluğun bir numaralı adayıyız...

                   ***                       ***                  ***

Bu yazdıklarıma ben dahil kimse inanmıyor. Hamza Hoca'da dahil. Doğru dürüst bir yedek kalecisi olmayan; sağbeki Sabri olan, stoperleri sıkıtılı ve uyumsuz; forveti Burak olan bir takımımız var. Melo, GS karşıtı cephe tarafından gönderildi. Herkesin unuttuğu bir olay var. Bir kupa maçı sonrası rakip takım oyuncuları, Melo ile problem yaşayınca "Melo'yu kendi takım arkadaşları bile sevmiyor" demişlerdi. Kimse "öyle bir şey yok. Biz Melo'yu seviyoruz" demedi. Yapılan karalama kampanyası neticesinde şimdi takımın ortasında doldurulması zor bir boşluk oluştu. Geçen sene bile gol yemeden geçen maç sayısı 5-6 iken Melo'suz gelecek sezon gol manyağına döneriz. Bu konuda taraftar hazırlıklı olsun.

Diğer husus forvette: Yıllardır iyi bir golcü hasreti ile yanan takıma doğru dürüst bir golcü alınamadı. Hatırlanılacak olursa geçen sene şöyle bir caps dolaşıyordu: FB golcüleri: Emenike-Sow, BJK'nin golcüsü Demba Ba, TS'unki Cardozo, Yatbare, GS'ınki Burak,Umut. Buna Bursa'nın Fernandao ve Bakambu'yu da ekleyelim. Bu traji komik caps bu sene değişti. FB'ninki RVP, Fernandao,Sow; BJK'nin Mario Gomez; TS'un Cardozo,Yatabare; Bursa'nın Necid ve Bakambu; GS'ın BUrak,Umut artı Sercan Yıldırım. Bu komediye ne zaman son verecek bu yönetim merak ediyorum. Geçen sezon Demba Ba'nın peşinde koştuk BJK aldı. Bu sezon bizim almayı beceremediğimiz M.Gomez'i aldılar. Bursa'daki Necid bile bize transfer olsa sevinirdik. Lakin şu ana kadar tık yok. Podolski'yi forvet oynatma düşüncesi "sol açıkta yine Yasin'le mi devam edeceğiz" gibi korkulan bir soruyu da beraberinde getiriyor. Bu sene tek heyecen yaratan transferini de böyle kullanarak hevesimiz kursağımızda bırakmak isteniyor.

Tamam, gelecek vaad eden oyuncular alalım. Ama Bruma'dan bizim oyuncu gelişimini sağlamayı beceremediğimiz ortada iken niye maceraya atılıyoruz? Bunu başarabilen bir takım olsaydık Bruma, bu takımda oynayan ve Avrupa takımlarının peşinde koştuğu bir yıldız adayı olurdu. Bursalı Enes kadar bile gelecek vaad etmiyor. Yalnız buradan yazmış olalım: Real Sociedad, bu oyuncuyu geliştirecek ve bizden aldığının üzerine de satacaktır. Bu olay 2. bir Ribery vakası olacaktır.

Diğer bir husus, "Transferin bitimine daha 1 ay var" söylemi. Geçen sezon da transfer sezonu bu şekilde değerlendirilmişti(!) Sonuç malum: Transfer süresinin sonuna saatler kala Pandev ve Dzemaili alınmıştı. Allah'tan Pandev kendisi ayrıldı. Kupa'da az kalsın gol kralı olacaktı. Faydalı oldu diyebiliriz ve kendisine teşekkür ederiz. Lakin Dzemaili elimizde patladı ve geçen sezon hiç katkı vermedi. Ona teşekkür bile etmeden göndermek gerekiyor. Bugün yine aynı becerikli(!) arkadaşlar transferin başında. UEFA kriterleri malum. Lakin takımı 45 kişi kurup sezon boyunca bunlardan sadece 20'sinden faydalanabilme suçu bize bu kriterleri getirdi.

Netice olarak, takımın iki kupalı oluşu, 4.yıldızı almış olmaları bu takımın transfer yapmamasını; takımı daha güçlü hale getirmemeyi gerektirmez. Takımın savunma problemi çözülmedi. Dünya'nın en iyi kalecilerinden Muslera geçen sezon kevgire döndü. Bu durum değişmezse ona karşı gerçekten de en basit ifadeyle ayıp olacak. Melo'nun gidişi engellenemediği için defansın önü daha da savunmasız kalacak. Geçen sezon ıkına sıkıla gol atan takım belki Podolski'nin katkısıyla biraz daha rahat olacak. Ama Şampiyonlar Ligi'nde oynayacak takımın golcüsü Burak Yılmaz olamaz. Drogba olabilir, Dzeko olabilir, Toivonen olabilir, Mario Gomez olabilir ama Burak Yılmaz olamaz. Biraz daha gecikilirse alacğımız oyuncu Pandev ayarında oyuncular olacaktır. Umarım 4-0'lık Nice mağlubiyeti ligde de kupada da Şampiyonlar liginde de takımın geleceği ile ilgili gerek yönetime, gerekse Hamza Hoca'ya ışık tutmuştur.