Sözlerime Hamza Hamzaoğlu'na bundan sonraki hayatında başarı, sağlık ve mutluluk dileyerek başlamak istiyorum.

Hamza Hamzaoğlu devri kapandı... Kendimi, sevdiğim biri beni incitmişcesine kırgın hissediyorum. Yönetimler sayesinde Galatasaray tarihi, vefasızlıklara sahne olmaya devam ediyor. 3. yıldızı getiren Lucescu'yu gönderişimiz gibi, 4. yıldızı getiren Hamzaoğlu'nu da gönderdik. Bence bu iki vakanın ortak noktası şudur; Galatasaray'da maddi imkansızlıklara rağmen takımı bir arada tutarak, bir hedefe motive etmeyi başarmış iki hocadır bahse konu adamlar. Şampiyonluk sonrası sezonlarda takımın başında kalsalardı belki ikisi de başarısız olacaktı, bilemeyiz. Bir gerçek var ki, zor zamanda elimizden tutmuş bu adamların yeri yüreğimizdedir.

Adnan Polat'lı son sezonda kapısını çaldığımız "İmparator Fatih Terim" bizi reddederken (bir sezon sonra güçlü yönetimle koşa koşa gelip başımıza geçecek kadar maddi yönlere önem verirken), Hamza Hamzaoğlu Galatasaray'ın kriz yaşadığı bir dönemde ateşten gömleği giymiştir. Aldığı sorumluluğu da 3 kupa ile taçlandırma onuruna nail olmuştur.

Eh ne diyelim, "çok büyük" Galatasaraylı Fatih Terim'in de dediği gibi Aslolan Galatasaray'dır.

Hamzaoğlu'nun oynattığı futbol zaman zaman büyük eleştirilere hedef oldu. Her hoca gibi onun da eksikleri ve yanlışları oldu. Çoğumuz ondan bazı hatalardan dönmesini bekliyorduk. Galatasaray son maçında dahi maçı kazanacak noktaya gelip, galibiyeti koruymamıştı. Yani bazı sorunlar aşılırsa başarısızlık için hiçbir sebep yoktu. Üstelik Hamzaoğlu'nun başarısız sayılması için erkendi. Galatasaray'da başarı sağlamış bir hocanın daha fazla kredisi olması gerekirdi.

Galatasaray'ın böyle zor bir döneminde onun gibi fedakar bir hoca bulabileceğimizi sanmıyorum. Sanırım mantıklı olan hocamıza zaman tanımak ve sabretmekti. Galatasaray gırtlağına kadar zarardayken, Melo'yu, Telles'i yollarken; aldığı Kevin'ı oynatmayı bile başaramazken, Hamza Hoca bir gün bile şikayet etmedi! Bazı hocalar gibi, yönetimi taraftarın önüne atmadı.

Hamza Hoca'nın en büyük hatası belki de o beş para etmez Umut ve Burak'a sahip çıkmasıydı. Tahminimce bunu hem transfer yapamayacak haldeki yönetimi korumak, hem de oyuncularına güven aşılamak için yaptı. Dışarıdan görünen şu oldu; "Hamza Hoca Burak küsmesin diye forvet aldırmıyor." Bana bir teknik direktör gösterin ki, iyi transfer yapılacakken engel olsun. Hamza Hoca'nın daha iyi forvetlerle oynamayı istemediğini hiç sanmıyorum. Hal böyle iken Umut'la da ilgili olumlu görüşler beyan etmesi taraftarı çileden çıkarttı. Atlamamak gereken nokta, zaten kısıtlı bir kadroyla, en azından devre arasına kadar durumu idare etmeye çalışan Hamzaoğlu'nun elindeki bütün oyunculardan maksimum verim almaya çalışmaktan başka çıkar yolu yoktu. Belki yanlış hamlelerdi ama, sezon öncesi Burak'a, sezon içinde de Umut'a böylesine sahip çıkmasının arkasında bu zihniyetin olduğunu düşünüyorum.

Taraftarı kızdıran açıklamalarına ve eksiklerine rağmen, Hamza Hoca döneminde Galatasaray iki İtalyan döneminde kaybettiği ruhu bulmuş, daha fazla takım olmuş ve doğru işlerin yapıldığı maçlarla da hem başarılı olmuş, hem de başarı umudunu bu haftaya kadar sürdürmeye devam etmiştir.

Artık İbrahimoviç transferi için bir engel kalmadı!

Transferle ilgili hiçbir vaadini yerine getiremeyen Özbek, transferdeki çapsızlığa rağmen durumu idare etmeye, takımı yarışta tutmaya çalışan hocayı kovdu.

Ne diyelim, Umut ve Burak'tan alâ forvet olmadığını düşünen Hamza Hoca da kovulduğuna göre, bütün yaz gazetelerde okuduğumuz İbrahimoviç transferinde de mutlu sona ulaşılabilir artık.  

Hocamızı bu şekilde kovmayı uygun gören, çapsızlığı herkesce bilinen yönetim, bundan sonrası için de bir plan hazırlamış mıdır? bilinmez. Devre arasında gereken mevkiilere oyuncu transfer edip edemeyeceği bile meçhul olan Başkan Özbek, bizi şampiyon yapabilecek çapta hangi hocayı getirecek, merakla bekliyorum. 

Galatasaray'daki kariyeri boyunca efendiliği, azmi ve profesyonelliğiyle birçok Galatasaraylının gönlünde taht kuran, Galatasaray'a hoca olarak gelirken paranın sözünü bile etmeyen, bize bir sezonda üç kupa hediye eden Hamza Hamzaoğlu'nun bu şekilde gönderilmesini içine sindiremeyen renkdaşlarımın hüznünü paylaştığımı ifade etmek isterim. Bu gibi becereksiz yönetimleri daha evvel de gördük, bunlar da nasılsa bir gün gidecek. Ama inanıyorum ki Hamza Hoca bir gün çok daha güçlü şekilde, Galatasaray takımının başına dönecektir. 

Vefanın ne demek olduğunu bilen ve yüreği sarı-kırmızıyla çarpan yüce Galatasaray taraftarına saygılarımı sunuyorum.

Yücel Uğur Uçar