Makale Yaz
Bu haberi yazdır
Denizli kurtarıcı olacak mı?
 Ara
01
 2015

"Çaydan geçerken at değiştirilmez"

Sevgili webaslan okurları, yazıma bu atasözüyle başlamak istedim. Galatasaray'ın içinde bulunduğu vaziyeti ve fikstürü göz önüne alınca hoca değiştirmek için hiç doğru bir zaman olmadığı bence çok açık bir gerçekti. Rize'de son dakikada alınan mağlubiyet sonrası süreçte Hamzaoğlu'nun görevine son veren yönetim, takımı iki maçta başsız bıraktı. Hamzoğlu devri kapandıktan sonra içinde bulunduğumuz kritik virajda acil toparlanmak gerekiyordu, mamafih hocanın gidişinden sonraki üç maçta Galatasaray iki puan alabildi.

Bu sezona kötü başladıktan sonra altı maçta beş galibiyet alarak kendini toparlayan Galatasaray'ın başında Hamzaoğlu vardı. Rize maçına kadar ligdeki gidişat için kimse Hamzaoğlu'na haksızlık etmesin. Oynanan futbolda eleştirdiğimiz noktalar olsa da netice bizim lehimizeydi. Özellikle bazı mevkilerinde yetersiz adamların oynadığı, önliberosuz bir Galatasaray için gayet iyi bir performanstı. Peki Rize faciasından sonraki maçlarda takımın başında Hamzaoğlu olsaydı, (Atletico Madrid maçını bir kenarı koyalım) iki lig maçında bu takım dört puan alamazdı diyebilir misiniz? Diyemezsiniz! Alsaydı şu an fenerin 3, beşiktaşın 2 puan gerisinde olurduk. Gönderilmesinin arkasında asla sportif sebepler bulunmayan Hamzaoğlu defterini şimdilik kapatıyorum.

Denizli ne yapacak?

Bu kadar sıkıntılı bir dönemde getirdiğimiz 4,5 milyon dolarlık hocamız Büyük Mustafa Bey bizi nasıl kurtaracak, hepimiz bunu düşünüyoruz taraftar olarak. Takımda belli eksikler devreye kadar zaten kapatılamaz. Bizde sağ bek, önlibero ve forvet yok. Galatasaray'da Selçuk, Podolski, Sneijder, Yasin gibi isimler skora katkı vermezse Burak'la Umut bizi zaten taşıyamaz. Galatasaray kalan son dört maçta dört galibiyet almazsa devreye nispeten ferah girmesi mümkün görünmüyor.

Denizli'nin bu süreçte ne yapıp edip kalan dört maçı kazanmamız için takımda olumlu bir değişim yaratması gerekiyor. Hocanın işi gerçekten zor; golü koruma psikolojisiyle saçmalama sorunu, bir anda uzayan takım boyu, Yasin gibi, Sneijder gibi, Burak gibi gole yakın oyuncuların düşük performans sorunları gibi durumlara bir çözüm geliştirmesi lazım. Tecrübeli teknik adamın Galatasaray'a ruh aşılaması gerekiyor adeta...

Galatasaraylı oyuncular hücum ve defans konusunda ikiye bölünmüşcesine kopuk. Birilerinin gol peşinde, birilerinin ise gol yememe peşinde olduğu televizyondan izlerken bile çok net hissediliyor. Takım halinde rakibin önünden kaçıyoruz. Çok adamla çıkıp dönmüyoruz. Bir de bunlara Yasin gibi, Sneijder gibi isimlerin basit top kayıpları ve Burak'ın müsait pozisyonlarda skor avantajını getirmeyi beceremeyişi eklenince Galatasaray resmen boşa kürek çekmiş oluyor. Kasımpaşa maçının son dakikalarında ayağa pasla çıkarken gayet güzel indiğimiz cezasahasında becereksiz son paslarla atakları heba ettik.

Aslında yakın oynayarak, yardımlaşarak daha iyi performans göstereceğimiz ortadayken rakibin bizi yönetmesine izin veriyoruz. Rakibin üzerimize hücum ettiği dakikalarda resmen korkuya kapılıyoruz. Astana maçında ilk belirtilerini gördüğümüz bu hastalığa bir dönem engel olduktan sonra Rize maçından itibaren yeniden teslim olduk. Rakibimiz kim olursa olsun çok adamla çıktıklarında siniyoruz. Çok komik uzaklaştırmalarla da rakibin bize yeniden saldırmasını bekliyoruz. Golü yemeyi resmen bekliyoruz. Golü yedikten sonra biraz kıpırdanıp gol buluyoruz. Acı tarafı da bu ya; maçta öne geçmekten değil maçı önde bitirmekten aciziz. Galibiyet golünü bitime saniyeler kala atarak, rakibe bir hücumluk daha süre bırakmadan maç kazanmak gibi bir sistem mi geliştirmemiz gerekiyor acaba? Zira rakibe bir atak daha versek golü yiyoruz... Galatasaray defansı ne hava topu hakimiyetine sahip, ne de topu oyuna sokmayı biliyor. Hatta ki defansımız topu tehlikesiz şekilde uzaklaştırmayı bile bilmiyor. Oyuncularımız birbirine uzak oynadığı için pasla çıkmakta aşırı derecede zorlanıyoruz, ileride topu alabilecek bir oyuncumuz olmasa da hava toplarıyla çıkmaya çalışıyoruz. Rakibe yeni hücum şansları yaratmak en iyi yaptığımız şey oluyor. Her şeyden önce takım oyunu oynadığımızı düşünmüyorum. Belki en önemli sorun takım ruhundadır.

Umarım Bursa maçında kompakt oynayan, yardımlaşan ve iştahlı bir Galatasaray izleriz. Bu zor süreçten ancak takım olursak ve korkusuzca oynarsak en az hasarla çıkacağımıza inanıyorum. Yeni hocamız Musatafa Denizli'ye vazifesinde başarılar diliyorum.

Yüreği sarı-kırmızıyla çarpan yüce Galatasaray taraftarına saygılarımı sunuyorum.

 

Yücel Uğur Uçar





Yorum Yaz

Yorumları okumak veya yazmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Puan Durumu Fikstür
Bizi Takip Edin :
Webaslan Google+ Webaslan Facebook Page Webaslan RSS Webaslan iPad Webaslan Mobil
reklam
Yazarın diğer yazıları
  2018
  2017
  2016
  2015
Son Girilen Makaleler
beawerheart
| 28 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 25 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 24 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 15 Ağustos 2024 |
kabatasli
| 05 Ağustos 2024 |
En çok yorumlananlar
Blog bulunmuyor...