27
2016
Merhaba sevgili renktaşlar,
Zirveden çok uzakta bitirdiğimiz bir sezondan sonra Galatasaray'la ilgili heyecan duyabilmemiz çok değerli bir şey. Yönetim değişmedi, hoca değişmedi, büyük bir finans kaynağı bulunmadı, dolayısıyla marka transferlerle dolu bir sezon öncesi de yaşanmadı. Bizi yeniden pür heyecana sevk eden şey nedir peki?
Jan Olde Riekerink
Bizi bu heyecana sürükleyen şey en başta Riekerink'in kendine ve oyuncularına inancıdır. Yerlerde sürünen bir takımın başına geçici olarak geçen ve bütün yaz koltuğunun sallandığı iddia edilen bir hoca, tüm bunlara rağmen serin kalıp doğru bildiğini yapmaya çalıştı. Sezon öncesi yüreğimize su serpen hamleler geldi JOR'dan, takımdaki vasatlardan kurtulma konusunda kararlı bir duruş sergileyerek çoğumuzun gönlünü çeldi herşeyden önce. Yönetimle yakaladığı uyum ve transfer konusunda isabetli kararlarıyla şu an Cimbom'un en iyi iki oyuncusu durumunda olan Eren ve Tolga'yı ilk onbirimize monte etti. Bunun adı yatırımdır arkadaşlar... Sakatlık veya rehavet olmazsa Eren en az 3 sezon, Tolga ise rahat 5-6 sezon bu takımın bankosu olacak kaliteye sahipler. Görünen o ki ikisi de sadece işlerini yapmaya odaklı profesyonellere benziyor.
Bruma'ya inanmak!
Bruma'nın İspanya macerasında oyununun üzerine bir şeyler koyduğu su götürmez bir gerçek. Riekerink Bruma'da hep ısrar etti. Ona çok büyük güven aşıladı ki böyle genç ve heyecanlı özel yetenekleri kaybetme lüksümüz yok. Böylelikle geçtiğimiz sezondan farklı olarak ilk onbire bir yatırım daha yapmış oldu Riekerink... Görünen o ki Bruma dar alanda da geniş alanda da futbolunu geliştirirek ilerleyişini sürdürecek ve yakın gelecekte avrupada büyük bir kulübe gitmesi sürpriz olmayacak.
Takıma uygun futbolu bulmak!
Galatasaray'ın performansı bazı maçlarda ya da maçların bazı bölümlerinde beğenilmedi. Kötü oynadık resmen. Bardağın dolu tarafından bakıldığındaysa Galatasaray'ın ne oynamak istediği çok net görünüyor. Riekerink topa sahip olmayı, ortasahayı adeta Galatasaray tesisine çevrimeyi amaçlayan ve pasa dayalı oyunu takıma empoze ediyor. Kadro fevkalade gençleşmedi belki ama artık koşacak gençlerin varlığıyla, pas üstadı abilerinin topu koşturduğu bir sistemde oynuyor Galatasaray. Galatasaray oyundan düşmediği sürece topun hakimiyetini rakibine asla vermeyecektir. Galatasaray'ın diri olduğu dakikalarda yaptığı hücum presten zevk almayanınız var mı? Varsa bu yazıyı okumayı bıraksın. Peki Eren'in Elmandervari çalışkanlığı ve Drogbavari bitiriciliğine ne demeli? Galatasaray Eren'in uzun boyunu daha fazla kullanmayı öğrenecektir. Ama orta gelmiyorsa Eren'den fayda gelmez gözüyle bakmak da akıllıca bir bakış değil. Eren'in ayak hakimiyetine ve pas oynuna katkı veren futboluna hakaret olur Eren'i sıradan bir kule gibi görmek.
Riekerink Sneijder üzerinden yıpratılmaya çalışıyor!
Boş tenekeden çok ses çıkar... Bazı boş tenekeler yüksek maaşlarla istihdam ediliyor ki gereken yerde çok ses çıkarsınlar. Galatasaray'da iyiye giden bir tablo oluştuğu anda bazı medya odakları tarafından kriz çanları çalınıyor. Bunların görevi bu arkadaşlar. Yıllardır Galatasaray'ın krizlerle baş etme ve herşeye rağmen şampiyon olma iradesini bir türlü kabullenemiyorlar. Bizi yıpratmak için her defasında aynı boş uğraştan medet umuyorlar. Yazık...
Galatasaray'da ne Sneijder üzerinden ne de Selçuk üzerinden kutuplaşmaya gerek yok. Ortada temel bir oyun mantığı var, bu mantıkta oynayabilenlerle yola devam edilecek bu çok belli. Sneijder'ın ilk beş hafta performansı sınıfı geçti mi? Geçti. Peki ya Selçuk? De Jong sonrası ve öncesi diye ikiye ayırsak olur. King Kong tehdidi altında Selçuk da kendine çekidüzen vermeye başladı. Artık Galatasaray'da pabuç pahalı. Geçen sezon dökülen Sneijder-Selçuk ikilisi bu sezon en yüksek verimde oynamak zorundalar. Zira Riekerink ikisi için de alternatif transfer etti. Sneijder kabiliyeti ve star oyuncu olması itibariyle biraz daha fazla krediye sahip.
Kalemizin önüne gelecek olursak, defansif zaafiyetlerin ve hava topu becereksizliğinin canımızı yakmaya devam etmesi tabii ki kabul edilebilebilir bir şey değil. Derbide bütün faturayı kendisine kesebileceğimiz düzeyde hata yapmayı başaran Chedjou'ya önlem almak gerektiği açık... Sabri'nin Abdurrahman Çelebi'liği adeta bir saltanata dönüştü. Büyük takımda sırf düzgün bir sağbek yok diye yerini koruyabilen bir oyuncu kabul edilemez. Sabri iyi olduğu için değil, diğerleri kötü olduğu için oynuyor resmen. Şu sıralar Cavanda'yla ilgili azıcık umut her Galatasaraylıda vardır. Umarım takıma faydalı olur.
Geçen sezonun şampiyonunu sahadan silebildiğimiz bir gerçek. Yeter ki inanalım!
Galatasaray gitgide demlenip kıvamını bulan oyunuyla yola devam etsin istiyorsak avazımız çıktığı kadar destekleyeceğiz. O tribün dolacak, takım taraftarın inancını ve beklentisini omzunda hissedecek. Geçen yılın şampiyonunu ilkyarıda sahadan silebilen oyuncular inanın ki çok daha fazlasını yapmaya muktedir. Hocasıyla, oyuncusuyla bu takım daha da iyi seviyelere gelecek... Fener medyasının dümen suyuna girip Riekerink'i yıpratma çabalarına alet olan renktaşlarımızın da hakikati görmesini diliyorum. Galatasaray'ın futbolunda geçen sezondan bugüne yaşanan değişmeyi görmeyip "Riekerink iyi insan ama iyi hoca değil" diyenler, biz şampiyon bile olsak Riekerink Bey demeyecekler belki. Ama biz Galatasaray'a hocasıyla, oyuncusuyla inanan kalabalık olarak, öyle bir inleteceğiz ki ortalığı bu ülkede bey diyince Osman Bey'den sonra Riekerink Bey gelecek akla.
Yüreği sarı-kırmızıyla çarpan yüce Galatasaray tarafına selam olsun!
Yücel Uğur Uçar
Not: Tarafımca hazırlanan Riekerink Bey özel posteri büyük taraftarımıza hediye olsun, lütfen kabul buyrunuz:
http://i.hizliresim.com/yVJ8Bj.jpg