Burak Yılmaz isimli sahte kralın güncel durumuyla ilgili bir şeyler yazmak istedim, sevgili renkdaşlarım.

"Burak gol atınca sevinmeyin o zaman" gibi yorumlara peşinen cevap vermek isterim. Tabii ki Galatasaray gol atınca sevineceğiz. Bence tartışılması gereken konu Burak'ın az gol atması, çok gol atması değil. Asıl tartışılması gereken konu bu zatın "büyük forvet", "kral" gibi şişirilmiş tabirlerle anılması...

Burak Türkiye'de en yüksek ücreti kasasına koyan yerli oyunculardan, üstelik bu adam son dört sezondur Türkiye'nin en başarılı takımının forveti. Sahte kral Galatasaray'da henüz birinci sezonunu oynarken mevkisinin Drogba ile takviye edilmesi icap ediyordu. Zira Burak en başından Galatasaray'ı taşıyamacağını göstermişti. Başımızdaki Terim uyanık bir hoca olduğu için yönetime forvet transferi konusunda gereken mesajları vermişti. O sezon Galatasaray şampiyonluk yolunda çok rahat değildi. Terim takımı ateşlemenin yolunu kendini tribüne attırmakta buluyordu. (Sezon sonuna doğru fenerle puan farkını açmayı başaran Cimbom Kadıköy'e şampiyon gidiyordu. O sezon yaşanan puan kayıplarını, aynı haftalarda rakiplerinin de puan kaybetmesiyle, zararsız atlatan Galatasaray'ın şampiyonluğu, Hamzaoğlu'yla kazanılan şampiyonluğa rakiplerin formsuzluğu açısından epeyce benziyordu.) Burak'ın sarı-kırmızı formayı giydiği ilk sezonda Galatasaray Şampiyonlar Ligi'nde de çeyrek final oynama başarısı göstermişti. Burak o sezon ligde attığı 24 ve C.L.'de attığı 8 golle"kral" lakabını kapmış bulunuyordu. Üstelik bir sezon önce de Trabzon'da gol kralı olmuştu.

Bana katılmayanlar da olacaktır ama 2012/2013 sezonun ikinci yarısında Drogba tranfer edilmese Burak gol kralı olamazdı. Drogba transferinden sonra kâh rekabet duygusuyla, kâh takımın hücum gücünün yükselmesiye bizim sahte kral zevahiri topladı. İlk sezonunda Galatasaray'daki varlığını tartışmaya kapatacak gol sayısına ulaşan Burak, takımın vazgeçilmezi gibi lanse edilmeye başlandı. Galatasaray'ı her fırsatta yerden yere vuran fener medyası ve lig tv ilk günden beri Burak'a kesinlikle toz kondurmuyor. Neden? Çünkü diğer büyük takımları korkutamayacak bir forvetin Galatasaray'da olması birilerinin âli çıkarlarına uygun düşüyor. Bugünkü duruma bakınca da görülüyor ki fenerde Van Persie ve Fernandao, beşiktaşta Gomez bizim balon kraldan çok daha tehlikeli hücum silahları. Rakiplerde m 16 piyade tüfeği, bizde ise tek kırma tüfek var diyebiliriz.

Burak asla kurtarıcı olamadı. Terim'in bizi bırakıp gittiği sezonda belki Burak'ın kaçan golleriyle şampiyonluktan olduk. O sezon iç sahada Antalya maçını, Gençlerbirliği deplasmanını hatırlarım, Burak kaçırdığı gollerle hepimizi kahretmişti. "Hakan Şükür de gol kaçırıyordu" diyenleri duyar gibiyim. O Hakan Şükür ki fenerin korkulu rüyası idi. Defalarca da almaya çalıştılar bizden, gitmedi. Medyanın Hakan ile ne kadar uğraştığını da hatırlarsanız, aynı medyanın Burak'la ilgili tutumu hakkında yaptığım tespiti daha net anlarsınız. Hakan Şükür Galatasaray'daki son döneminde bile mükemmel bir profesyonel olduğunu hepimize göstermişti. 2008 senesinde feneri yendiğimiz maçı hatırlatmak isterim, 37 yaşındaki Hakan'ın 90.dakikada hala nasıl delicesine pres yaptığını hatırlayın lütfen. 30 yaşındaki Burak, Hakan Şükür'ün çeyreği kadar bile pres yapamıyor.

İlk sezonundan sonra Burak pek çoğumuzu her geçen gün daha fazla rahatsız etmeye başlamıştı. Çünkü bu adamda tat vermeyen bir şey var. İkili mücadelelerde eli-kolu rahat durmuyor, ofsaytta yaşıyor, müsait pozisyonlarda amatörce vuruşlar yapıyor. Tüm bunlar bana iki şey düşündürüyor; 1- Giydiği formayı ve yaptığı işi ciddiye almıyor. 2- Nasılsa formam garanti diye, çalışmıyor, daha iyisini yapmak için kasmıyor kendini. Galatasaray'ın sahte kralında top kontrolü çoğu zaman kötü, son vuruşlar bir iyiyse üç kötü... Tüm bunlara şımarık tavırları ve amatörce hareketleri eklenince çekilmez bir adam oluyor Burak. Aslında bu kadar para vermesek, forması garanti olmasa, her büyük takım oyuncusu gibi işini en iyi şekilde yapmaya çalışan biri olsa, yeminle hiç sorunum olmayacak Burak'la. Rahatsız olmayacağım bu derece. Burak'ı yere göğe sığdıramıyorlar, bize kral diye sunuyorlar ve herkes onun Galatasaray'dan cebini doldurması için seferber olmuşcasına hareket ediyor. Başımızdan geçen hocalar, gazeteler ve lig tv Burak Yılmaz'a vazgeçilmez kimliği kazandırdılar. Gerçek bir Galatasaraylının ve futboldan azıcık anlayan birinin Burak'ı yeterli görmesine imkan yok bence. Tüm bu gerçekler ışığında bir hoca da çıkıp "Kral çıplak" diyebilmeli artık ve Burak çoktan hakettiği yedek kulübesine mahkum olmalı. Sahte kral hala Cimbomun banko forveti ise bunun bir sebebi de adam yokluğudur. Hamza hoca dahi Burak'a toz kondurmamakla birlikte, "Gomez'i isterdim","Sigurdsson'u takımımda görmek isterim" gibi şeyler söylemişti. Gol atacak futbolcu almanın pahalılığına vurgu yapmıştı Hamzaoğlu. Aslında o da gerçeğin bal gibi farkındaydı. Galatasaray'da mali kriz en çok Burak'a yaradı. Tabii bir de onun yedeği Umut var.

Peki, Galatasaray Burak'ı satacağım dese, fener ve beşiktaşa da forvet lazım olsa Burak'a talip olurlar mı??? Hiç sanmıyorum. Burak'ın bizden sonraki durağını kestirmek güç. Ancak bizden gidip daha iyisini yapabileceğine ihtimal vermiyorum. Artık Burak'tan geçti bu işler. O çalışmadan, kasmadan para kazanmaya alıştı. Galatasaray'da arada bir gol atar, sezonda on golü yine geçer ancak asla efsaneler arasına giremez bu haliyle. Bu saatten sonra efsane olması da çok düşük bir ihtimal. Muhtemelen onu çok zorlamayacak ama tatlı para verecek bir kulübe gidecektir. Öyle hissediyorum ki Burak bu formayla beşinci sezonunu göremeyecek. Görse bile bu sükse ile, bu forsla değil yedek olarak görür. Burak yerine baskı altında gol atabilen, yakaladığı fırsatları değerlendirme yüzdesi yüksek, takımını kurtarma başarısı gösterebilen ve takım oyuncusu olan bir forvet alınmalı. "Bu tarz bir oyuncu çok pahalı olur, alamayız" diyorsanız, o zaman Süper Lig'den Muhammet Demir ya da Kweuke düşünülebilir. Ayrıca Burak'ın bir şekilde satılmasının yaratacağı bir gelir de olacaktır. Umuyorum ki Mustafa hoca da "denize düşen yılana sarılır" demez ve forvet transferi konusunda diretir. Galatasaray'ın Burak başta olmak üzere, safra haline gelen oyunculardan ilk onbirini temizlemesi şart. Ateşli, istekli ve mücadeleci bir Galatasaray'ı sahalarda yeniden görmek ümidiyle...

Yüreği sarı-kırmızıyla çarpan yüce Galatasaray taraftarına saygılarımı sunuyorum.

Yücel Uğur Uçar