Son dönemde gerek sosyal medyada gerekse çevremde konuşulanlara inanamıyorum. Çok sevdiğim Galatasaray ailem kırgınlıklarını maalesef Galatasarayımızdan çıkarır olmuş. Elenelim ki bunlar gitsin diyecek kadar akıl tutulması yaşıyorlar.

Arkadaşlar unutmayın ki biz Galatasarayız.

Ne demek elenelim? Bir sezon daha kuruluş amacımızdan uzaklaşmak hangimize yarar sağlar? Tamam yönetime kızgın olabilirsin, teknik direktörü sevmiyor olabilirsin, bazı oyunculardan artık gına gelmiştir (ki bende de olduğu gibi) ama bu Galatasarayımıza küsmeyi gerektirmez.

Kü-se-mez-si-niz!

Hiçbir Galatasaraylının böyle bir lüksü olamaz. Üç gün sonra sahaya çıkıp, formayı terletecek oyunculara gitsin diye hastag açmak, elenelim ki teknik direktör gitsin yerine gelen bizi şampiyon yapar diye konuşmak sizce Galatasaraylılık mıdır? Maça gitmeyin, kombineyi iptal edin, kulübü boykot edin demek nedir? Siz hangi Galatasaraylılıktan bahsediyorsunuz? Benim tam on dört sene şampiyonluk beklemiş büyüklerimden öğrendiğim Galatasaraylılık bu değil. Ki benim için Galatasaraylı olmak takım tutmak ya da sosyal ortamlarda Galatasaraylıyım diye şekil yapmak hiç değildir.

Benim için Galatasaraylı olmak bir yaşam şeklidir.

Hafta başından ama üzüntüyle ama sevinçle hafta sonunu iple çekmektir. Öyle sürekli kazanan olmaktan çok düştüğünde ayağa kalkmaktır. Çünkü ben Galatasaraylı olmayı böyle öğrendim. Yönetim gitmeli mi? Kesinlikle gitmeli. Tudor yeterli mi? Kesinlikle değil. Bazı oyuncular gitmeli mi? Bana kalsa kulüpten içeri sokmam, öncesinde zaten transfer etmezdim. Ultraslan düşüş içinde mi? Kesinlikle öyle çünkü bağımsızlıklarını kaybettiler. İçerdekiler beni anlayacaktır.

Ama bunların hiçbiri benim Galatasarayımızı desteklememi engelleyemez. Perşembe gecesi tıpkı bir Juve maçı bir Fenev maçı gibi tribündeki yerimi alacağım ve biz bitti demeden bitmez diyebilmek için elimden ne geliyorsa yapacağım. Çünkü Galatasaraylılık budur, bunu gerektirir. Gidecekler, kalacaklar, eleştiriler, onlar sonraki iş şimdi zamanı değil. Artı şekli de doğru değil.

Maça gelirsek…

Maç ile ilgili ne söyleyeyim, en önemlisini yukarıda söyledim. Taraftarımız stadı doldurur takımımızı desteklerse çok ama çok iddialı bir skor vereyim gerçi bilgi ve mantıkla alakası yok sadece bir his sanki 6-1 olacakmış gibi. Hatta 6-0. İçinde bulunduğumuz şartlarda tamamen şizofrence bir tahmin ama ne bileyim öyle geçiyor içimden. Belki his değil umuttur, umarım doğru çıkar.

Tudor ne yapmalı?

Maalesef takımda bek oyuncu yok. Özellikle Carole daha önceki yazımda söylediğim gibi geçen maçta neredeyse takımı sabote etti. Linnes zaten malum, bir bakıyorsun tamam oldu diyorsun bir sonraki hafta sahada yok.

Üçlü savunma…

Bu sebeple belki de, ki benden bir daha duyamazsınız, üçlü savunma ile çıkmak en iyisi. Serdar, Ahmet ve Maicon savunmada uygun olacaklardır.

Orta sahada Tolga-Selçuk tandemi önlerinde Belhanda.

Sağ açık Sinan, sol açık Rodrigues.

Forvette Gomis ve Eren.   

‘Mutlaka çift forvet oynamalıyız!’

Çünkü rakip bildiğiniz amatör takım, geçen maçta bir duran topta normalde penaltı çizgisine kadar çıkmaları gerekirken kale içine kadar dizildiler bizimkiler kullanamadı. Zaten oyun olarak ta bir şeyler üretemiyoruz. Bu yüzden sürekli uzun oynayıp Gomis ve Eren’i kullanmalıyız. Onların indirdiği toplarla gol aramalıyız. Burada önemli olan indirilen toplar yerini bulmasa bile topun olduğu alana baskı yapmalıyız. Artı duran top zaaflarından da bu şekilde daha fazla yararlanırız.

Neyse sevgili Galatasaray ailem, her zaman söylediğim gibi;

Galatasaray'la kalın, hoşçakalın…

@verazone