08
2012
Sevgili okur,
Cluj karşısında izlediğim Galatasaray, Maraş Usulü kesme dondurma yemiş kadar eşsiz bir lezzet bıraktı doğrusu damağımda.
Ne yalan söyleyeyim, bu kadarını beklemiyordum. Öncelikle tüm emeği geçenlere, okkalı bir, ''helal olsun''!
Cluj deplasmanına kadar,özellikle Avrupa'da alınan sonuçlar beklenildiği gibi değildi.
Fatih Terim, Amrabat ve Hamit özelinde, yeni transferlerin takıma ve oyun sistematiğine uyum sağlamakta bu kadar zorlanacaklarını hesap etmemişti. Bu iki oyuncuyu kazanmak adına gösterdiği özveri, önceleri kötü oyuna rağmen galibiyetler getirse de özellikle orta sahada bozulan ahenk akabinde Orduspor yenilgisini getirdi.
Galatasaray her maç şuursuzca pres yapıyor, geride çok açık veriyor,rasyonel ve akılcı oynamıyor ve sonuç alamıyordu.
Petrol denize sızmıştı bir kere... Braga,Gençlerbirliği ve Cluj maçlarında da puan kayıpları devam edince, korku filmi, seriye dönüşüyordu... Derken... İBB maçı ile geri dönen Emre Çolak faktörü, Cluj maçına her bakımdan damgasını vurdu.
Fatih Terim'in dediği gibi, hem Galatasaray hem Türk futbolu hem de Emre Çolak... Emre Çolak'ı tekrar kazandı.
Orta sahada ayağa isabetli pas yapan, birbirleriyle gayet uyumlu ve garanti paslarla oynayan Selçuk,Yekta,Emre,Hamit dörtlüsü çok koştu, çok mücadele etti. Bu sayede Galatasaray, deplasmanda Cluj'u %67 topla oynama oranı ile ezdi.
Hamit sağ kanadı domine etti, yaptığı iki net asistle maçı söktü aldı. Hamit'in kendine güveni,gücü ve kuvveti bir anlamda ''halay çekerek'' geri döndü. Hamit'in yavaş yavaş ''aslına rücu ettiğini'' söyleyebiliriz.
Burak Yılmaz Galatasaray'ın birinci forveti olarak, hem de hat-trick yaparak rüştünü ispat etti. Attığı ilk ve son gol, hem estetik hem de bitiricilik bakımından jeneriklikti. Gelişimini devam ettirmesi şartı ile Burak gelecekte çok daha başarılı olacaktır.
Büyük oyuncular büyük maçlarda kazanılır. Aynı zamanda büyük oyuncular, büyük maçları kazandırır. Emre,Burak ve Hamit Cluj maçında bu iki denklemi her iki bakımdan da teyit ettiler, içten tebrikler.
Sevgili okur,
Cluj maçı tıpkı Milan maçı gibi Galatasaray tarihini değiştirecektir.
Galatasaray Şampiyonlar Ligi'nde 10 yıl sonra, deplasmanda tekrar galip gelmiş,
Şampiyonlar Ligi'nde, bu sene ilk defa maç kazanmış,
Şampiyonlar Ligi'nde, bu sene ilk defa grup ikincisi olmuş,
baş kaldırmış, gerçekçi ve rasyonel oynamış,
ve deplasman için etkileyici sayılması gereken büyük bir skor ile (1-3) grupta işleri tersine çevirmiştir.
13.Lejyon'a komuta eden General Marcus Antonius ve Lideri Jül Sezar, rakipleri Pompey'i ''Farsalus Savaşı''nda yenince, hem Roma iktidarını, hem de halkın desteğini kazanmıştır.
Cluj zaferi de, Ünal Aysal ve Fatih Terim'e, halk desteği ile birlikte iktidarı kesin ve kalıcı olarak (tekrar) kazandırmıştır.
Galatasaray 10 yıl sonra, ''geleceğe dönmüştür''
Bazen tek bir galibiyet, 10 galibiyet gücündedir.
İşte bu, gecenin özetidir.
Sevgi ve saygıyla,
Emrah Yolaç