03
2014
Zamanı geriye alalım…
Fatih Terim gittikten sonra, hoca arayışları olan 5 ay önce gibi düşünelim şimdi…
Biz Galatasaray taraftarına diyorlar ki;
2014’ün Mart ayının 2’sin de Rize deplasmanına gidip berabere kaldınız ve Fener 6 puan fark ile önde. Ayrıca Galatasaray aylardır deplasman da maç kazanamıyor ve de Chelsea ile tur mücadelesin de Arena’da ilk maç 1-1 bitmiş.
Aman Allah’ım FACİA derdik.
Chelsea’ye elendik gözü ile bakardık, deplasman maçlarından umudu keser, çokta fazla bir şey beklemez ve ah çekip karalar bağlardık.
Aslında bugün gelinen noktaya biraz alışık olmamız, bütün bunlara Galatasaray taraftarının içten içe alıştırılmasıydı. Başka da açıklaması olamaz.
Zamanı yine geriye alıp az önce anlattıklarımın ardından, yabancı kontenjanı Ontivero, Hajrovic ve Burdisso’ya harcanacak bunlardan daha yararlı olan Riera, Amrabat ve Dany gidecek desem, tüm Galatasaray taraftarları hangi hocayı getirdik, hangi hoca bu kadar kötü olabilir diye düşünüyordu sanırım…
Drogba’nın performansı düşecek, Burak ve Umut’un formu yerlerde gezecek ama bizim yeni hocamız bunları göremeyip bir golcü bile kiralamayacak devre arasında deseler, tüm Galatasaraylıların yüreğine inerdi.
Ayrıca, Salih Dursun sağ beke alınılacak. Bucaspor’dan 24 yaşına gelmiş Umut Gündoğan ‘Geleceğin Yıldızı’ diye gelecek deseler, artık iyice zıvanadan çıkardı bu iş.
Daha da ileri gitseydi bu masalı bize anlatan ak sakallı dede…
Deseydi ki;
Melo stoperin ortasın da oynayacak, Semih stoperin sağı ve Hakan stoperin solunda oynayacak. Yeni hocanız, dünyanın vazgeçtiği ve artık çok nadir hocaların oynattığı 3-5-2 sistemini Galatasaray’a getirmek uğruna onlarca puan kaybedecek…
Bitmedi!
Sneijder sol açık oynayacak. Sabri kurtarıcı olarak her maç oyuna girecek ve sol bek, sol açık pozisyonlarında kurtarıcılık görevi üstlenecek.
Sneijder bir defa orta da oynamazken, yeni hocanız onu sol açıktan sağ açığa çekecek son 5 dakika maçı kurtarmak adına…
Galatasaray, tur için ilk maçı olan Chelsea maçına çıkarken Arena’da stoper de Chedjou ve Hakan Balta yan yana oynayacaklar. Semih yedek kalacak.
Lig de oynamayan Hajrovic 4-4-2 futbolcusu olmayan Hajrovic ve sistemin kurbanı oldum diye maçtan sonra demeç veren Hajrovic, aynı maçta Ş.ligin de ilk 11’e yazılacak getirdiğiniz hoca tarafından…
Ve 31. Dakika da çıkacak oyundan… Onun yerine de Yekta Kurtuluş girecek. İkinci yarı hocanız pişman olacak Hakan’ı çıkarıp stoper’e Semih’i alacak…
Ve daha saymadığım, onlarca şey dese bu ak sakallı dede…
Sanırım, oturur ağlardık!
Fakat bu dünyanın en kötü hocası, kim diye merak ederdik. Kim geldi de bu takımı bu hallere getirdi diye meraktan kafayı yerdik.
Evet işte o isim Roberto Mancini. Sağolsun Mancini ve yanın da süs görevi yapan Tugay Kerimoğlu, Galatasaray’ı maalesef bu hale getirmeyi başardılar.
Ünal Aysal’ın da hakkını yemeyelim, Galatasaray’ın efsane 2 sezonunun ardından bugünlere gelmesin de en çok emeği olanlardan birisi de sayın Ünal Aysal’dır…
Elaman kelimesine yakın bir ismi olan eleMancini’yi getirdi ve artık egoistliğini doya doya yaşıyordur diye tahmin ediyorum.
YÖNETİM DE HIRSIZLIKLAR YALANLANMADI
Galatasaray yönetimin de basın da çıkan haberlere göre ap açık hırsızlar var. Çaldıkları para Galatasaray’ın parası… Galatasaray’da işler karışık. Bu yüzden sürekli o gidiyor bu geliyor. Ayrıca Galatasaray bu hırsızlık haberlerini de yalanlamıyor.
Daha enteresanı Galatasaray medyadan hiçbir şey saklayamıyor. Yönetimin için de İrlandalılar var…
BALIK BAŞTAN KOKAR deyimiyle, Galatasaray’ın başkandan yönetime, yönetimden teknik heyete, teknik heyetten maçtan bir gün önce barlardan çıkmayan futbolcularına kadar sorunları var…
Galatasaray Terim’i yollarken 1 değil 2 hata yaptı.
Yollamanın yanın da madem yolladın, bari Türkiye’yi bilen ve tanıyan bir hoca getir kardeşim. Git Tolunay Kafkas’ı getir. Git Yılmaz Vural’a bir şans ver. Şenol Güneş’i getir.
Fatih Terim’in sırf ismini doldursun diye Mancini geldi. Kimse Mancini nasıl hoca diye bakmadı. Herkes bardağın tek yüzüne baktı.
Pantolonunun paçalarını 19 santim yaptırıp atkı takan, güzel giyinen bu İtalyan’ın Galatasaray’ı iyi oynatacağını sandı Ünal Aysal…
Çünkü, Galatasaray’ın kadrosu yeterliydi. Ocak ayında 1-2 tane kaliteli adam alsam, Galatasaray takır takır kendi başına dahi oynar zannetti ama Mancini oynatamadı. Ünal Aysal’da, yönetim de şuan çok pişman ama iş işten çoktan geçti.
Oysa ki, Mancini’nin ne kadar şanslı bir hoca olduğu gayet açıktı. İyi imkanlar ile, iyi oyuncular ile çalışan ve Avrupa da hiçbir başarısı olmayan bir teknik adamdı.
Onu bu kadar popüler kılan ise, kıyafeti ve saç tarzıydı… Herkesin küme düştüğü İtalya’da meydanı boş bulup kendini şampiyon sanması ve bu şans ile M.City’nin başına geçmesi, bir Arap zengininin onu M.City’den nasıl kovduğunu unutturmuş sanırım Türk insanına…
Bu kadar iyi bir hoca, M.City’den kovulup dünya da gidecek 1 tane bile kulüp bulamayıp boşta kalıyor. Üstelik İtalyan futbolunun ve hocalarının dünya futbolunda yeri belli olmasına rağmen, Mancini boşa çıkıyor…
Bilmediği bir şey, önünde bir şans daha olacağı… Ünal Aysal gibi sağa sola para dağıtan bir adam gelecek ve kendisine yıllık 4 milyona yakın para verip, seni kovarsam sana 10 milyon tazminat öderim deyip, 3.5 yıllık sözleşme imzalayacağı…
MANCİNİ’NİN GALATASARAY UMRUNDA BİLE DEĞİL
Önemli olan, pantolonumun paçaları 19 santim olsun.
Atkım uzun olsun güzel katlayayım ve saçlarım rüzgar esince bozulmasın.
Dişim ağrırsa, İtalya’da ki özel doktoruma gideyim takımı zaten Tugay halleder.
Fener 6 puan öne geçmiş ama nede olsa Fener’i biri yener sonuçta bu oldu.
Gerçi ben deplasman da asla kazanamam ama önemi yok neyse maaş yaklaşıyor bu ay nerede gezsem acaba?
En iyisi önümüzde ki hafta Ceyhun’u oynatayım, sonuçta Arena’da zaten kazanıyorum. Gerçi bir deplasmana daha gideceğim ondan sonra fakat önemi yok onu o zaman gelince düşünürüm. Sonuçta Sabri solda oynuyor, Sneijder zaten sol açık oldu sayemde…
Hakan’ı da bu sefer stoper de tutturduk mu, Semih zaten yedek kalır benim için. Acaba Muslera’yı da bu formsuz golcülerin yerine forvete alıp, antrenmanlar da kaleye geçmeye başlayan Drogba’yı kaleye alsam daha mı iyi olur?
Neyse neyse, ben olmadı, son 2 dakika yerine son 1 dakika kala 3 oyuncu değiştireyim de belki o zaman tesadüf gol atarız…
BİR KADRO KURMAK BU KADAR ZOR OLUR MU?
Belli bir sistem ve belli bir taktik bu kadar zor kurulur mu? Hangi hoca 5 ayda bir sistem oturtamaz Allah aşkına…
Ya hocam, Emre Çolak diye bir adam var. Bu adam 2 senedir sol açık olmamasına rağmen orada oynadı ve hep şampiyon olduk.
Bu adamın yerine Sneijder’i aldın sol açığa, göbek Allah’a emanet…
Kadro çok basit;
----------------------Muslera----------------------
Veysel-------Chedjou-------Semih--------Hakan Balta
---------[Selçuk veya Yekta]-- -Melo-------------
Eboue-----------Sneijder--------------Alex Telles
(Ontivero)
---------------------[Burak]----------------------
Veya aynı sistemden Eboue’nin olduğu tarafa Yekta’yı yazıp, Selçuk’un olduğu tarafa Umut Gündoğan veya Emre Çolak yazılabilir. İleriye de böylece kontenjan sıkıntısı olmadan Drogba yazılabilir.
Yada Hakan Balta’nın olduğu yere Alex, Alex’i yazdığım yere Emre Çolak geçer. Chedjou’nun yerine Gökhan Zan oynar. Ontivero yine sağ açıkta yer alır. Drogba’ya yine yer açılır.
Sabaha kadar yazsam, 1000 tane kadro yazarım çatır çatır top oynayacak ama bu Mancini’nin sahaya çıkardığı 1 kadroyu aklıma bile getirmem. İstesem de gelmez aklıma. Mecbur olmadıkça hiçbir oyuncuyu mevkisinin, kanadının dışında oynatmam.
Sneijder’i sol açık oynatmak üstelik orada oynatacak 3-4 tane adamın varken tam bir facia…
VE GALATASARAY TARAFTARI OLMAK
Egoist bir başkana sahip olduğunu ve böyle bir hocanın Galatasaray’a hiçbir şey vermeyeceğini bile bile 1 bilet alabilmek uğruna sabaha kadar kaldırımlarda buz gibi soğukta uyumak…
Galatasaray taraftarı olmak, bir çocuğun ailesin de bir tane bile Galatasaraylı yokken gizli saklı elden aldığı her hangi bir Galatasaray kıyafeti veya formasını, sakladığı kıytı köşeden ara sıra çıkarıp koklaması…
Galatasaraylı olmak, ertesi gün maç varken, gidemeyeceği maç için gece yatarken barda gezen futbolcularının da ertesi günü düşünerek uyuduğunu sanmak…
Bu dünya da Mancini olmak varmış!
Ne dert var ne tasa.
Ağlayan kendi değil nede olsa…
Galatasaray’ın birkaç canı gönülden savaşan futbolcusu dışında ve gerçek Galatasaraylıların dışında, hiçbir şeyin ve kimsenin önemi olmadı bizim için.
Yazımın sonuna gelmişken, büyük Galatasaray’ın, büyük taraftarına, Özdemir Asaf’ın çok anlamlı bir şiiri ile veda etmek istiyorum;
Gece denize yanaştım
O, sulardan geliyordu Duydum, ne iyi dedim... Baktım, O, bir gemide geçiyordu Bağırdım; Gel'siz, Gitme'siz. Döndüm çakıllara sordum; Siz kimdensiniz Dediler durandan, Bizi yakın edenden. Denizi sorguya çektim... Dedim; Görüyor musun yaşadığımı Yetinemedim. Tuttum yakaladım kendimi Getirdim gözlerinize serdim Durdum, size soruyorum; Yaşadığımı görüyor musunuz?Yaşadığımı,
Görüyor musunuz?