Değil elin İtalyanı, babamın oğlu Galatasaray düşmanı olsun tanımam. Galatasaray kelimesinin yanında diğer ögelerin benim için hiçbir önemi yoktur.

O yüzden Galatasaray düşmanı herkesin, cehenneme kadar yolu var. Prandelli’nin de cehennemin dibine kadar yolu var. İsteyen darılsın, isteyen gücensin.

5 ay olmuş takımın başındasın. Pandev’i, Dzemali’yi sen getirdin. Bütün takım oynamaz anlarım da, aldığın adamlar bile oynamıyor hoca!

Ya yazıktır, ayıptır, günahtır. Adam, pardon adam dediğim için de özür diliyorum, yani bu utanmaz karakter, halâ neyi bekler istifa etmek için?

Gelen 3 atıyor, giden 4 atıyor. Bir yaratık da, halâ tazminatını alıp defolup gitme derdinde. Kabahat bu malum zatı, bu takımın başına getiren ve Galatasaray’dan kaçıp giden o diğer yaratıklarda…

Selçuk’muş, Burak’mış, biz şimdiye bakalım.  Bence ikisi de Galatasaray’a düşmanlık yapıyor. Hele Selçuk düşmanlığın kralını yapıyor. Adam zerre kadar saha da koşmaz mı? Al birini vur ötekine…

Aylardır bu böyle.

Galatasaray’da ağır kararlar bir an önce alınılmalı.

Evvela bu hoca istifa etmiyorsa, ettireceksin. İşine müdahale edip, psikolojik sıkıntılara sokacaksın bu mahluku ki, bir an önce defolup gitsin.

Bunalsın ve sıkılsın. Kaçsın !

Taraftar da nefes alsın.

Sezon sonuna kadar Hikmet Karaman takımı götürür. Getirisine göre de, yıl sonu devam mı yoksa tamam mı kararı verilir.

Mustafa Denizli kişiliksiz bir insan. Ondan hayır gelmez. Hikmet Karaman itici gelir birilerine ama saha kenarında maçı yaşayan duruşu, şuan Galatasaray’a en lazım olan iştir.

Mustafa Denizli’nin tipi dahi gıcık bir profil… 3 tane yediğinde sürekli gülüyor olması bile, tam da bu durumda ki Galatasaray taraftarının kendisini intihar etmesine sebebiyet verir. Bizden uzak, Allah’a yakın olsun. Denizli ile olmaz !

Bu kadroda ki futbolcuların pili bitmiş.

Hakan Balta, artık pili bitmiş bir adam. Bundan sonra fayda gelmez. Gökhan Zan’mış, Aydın Yılmaz’mış, çok övülen Sabri’ymiş, Umut Gündoğan’mış, oraya kiraladıkların, buraya aldıklarınmış, Veysel Sarı, Hamit, Yekta, Selçuk ve Burak, hepsi boş…

Bunların hepsi kafasında Galatasaray’ı bitirmiş ve hiç birisi bundan sonra GS kapasitesin de bir takım da forma giyecek bir kalitede olamayacaklar.

Büyük bölümünü satıp, büyük bölümünü ile de yolları en erkenden ayırmak doğru olanıdır. Yoksa zaten kulüp batacak.

Ayrıca Sneijder’de bunların içinde bir iş yapamıyor. Sneijder muhteşem bir adam ama bulunmaz hint kumaşı değil. O paraya 2 tane Demba Ba oynatırız. Madem hal bu, satacaksın. Yoksa güle güle batacaksın…

Bruma’ya gelince ben çok eleştiri alıyorum ama fikrim değişmedi. Bu adamı 3 hocanın 3’ü de oynatmadı. Netice de hocaların 2 tanesi hoca değil zaten ama vaziyette bu.

Ronaldo dedikleri adam U milli takımlara çakıldı kaldı. Topu alıp adam geçmek ile ve hızlı koşmak ile futbolcu olunmuyor. Beyin, orta yapmak, gol pasları ve son vuruşların da futbolda önemi üst düzeydir.

Bruma, klasik bir Anadolu kulübü futbolcusu. Göz boyuyor ve başka bir özelliği yok. Şut atmayı bile bilmeyen bir adam.

Kimse kusura bakmasın. Para edebilir. Piyasası olabilir. Bence satılmalıdır. Karlı bir iş olabilir. Ayrıca Telles için de bu söylediklerimin benzeri geçerlidir.

Bire birde çabuk davranıyor ayakları iyi ama koşmaya mecali yok. Çok yavaş. Telles’de göz boyuyor başka bir icraat yok. Burada kendime bir öz eleştiri yapıyorum, gelmesini en çok isteyenlerdendim ama sırf Hakan Balta’dan bıktığım içinmiş demek ki…

Yanlış düşünmüşüm. Telles, Galatasaray’ın sol beki olamaz. Madrid, Barcelona falan istiyor diyorlar. Öyle bir şey varsa üste para verip gönderelim. Oralara topçu satmak bile Galatasaray’ın markasını güçlendirir. Bunlar uydurma laflar.

Ben olsam para için bir tek Muslera’yı satmak istemem. Oda satmak istememden değil, tam aksine gerçekçi olmamdan.

Herkes diyor ki, Muslera’yı 30’a satalım, 20’ye satalım. Sanırım Türkiye’de futbolu az bilen insan bile kalmadı.

Kimse bir kaleciye bu kadar para vermez. Elin oğlu, dünyanın en iyi kalecisini 20 yaşında alıyor 20 milyon euro veriyor. Kaldı ki Muslera birkaç ay sonra 29 yaşına girecek.

Hiçbir kulüp Muslera’ya kalkıp da 20 vermez. Hatta iddia ediyorum en yüksek verecekleri rakam 12 milyon civarlarında olacaktır. O da zor ama belki diyorum…

Hatta düşünüyorum da, onu dahi vermezler gibime geliyor çünkü her maç 4 yiyen ve bu sebepten ötürü performansını da bu sezon için her maç sürekli düşüren bir futbolcuya, üstüne üstlük bir kaleciye, hiçbir takım kalkıp 10 milyon civarlarında bir rakam vermez.

8 milyon euroya’da Muslera’yı sırf borcum var diye satmak, bence akıl işi olmaz. Zira eğer Muslera’ya nakit tık elden 12 milyon veriyorlarsa, hemen satılsın çünkü Mayıs ayında gelecek başkan sanırım Adnan Öztürk olacak. Adnan Öztürk akıllı bir adam. 12 milyon euroya, canavar gibi takım kurar.

Dünya kadar borcun var. Her yerde dibe vurmuşsun. Onun bunun kaybettiği puanlara seviniyorsun. Taraftarın bile bırakmış senin maçlarını, gitmiş rakiplerin maçlarını izliyor sırf puan kaybedecekler mi diye, üstüne üstlük kalkıp her futbolcuna ortalama 2.5 milyon euro para veriyorsun.

Bunun yanı sıra, hiç oynatmadığın Hamit 3.5 milyon euro alıyor. Sneijder 4.5 alıyor. Sanki bana Barcelona…

Böyle giderse Galatasaray’ı Araplara satsak, onlar da çıkamaz işin içinden…

Abdurrahim Albayrak çıkıyor, Galatasaray’da hocanın işine müdahale olmaz diyor. Övünüyor da övünüyor. Aynı Albayrak, 2 dakika sonra Prandelli’nin işine müdahale etmedik ama etmek gerekiyormuş diyor. Neymiş taraftar sevdiği adamları izlemeye gelmiş ama hoca oynatmamış. Bu yüzden artık hocanın işine müdahale edeceklermiş.

Hani burası Galatasaray’dı?

• Ali Dürüst, yani Albayrak’ın onsuz çalışamıyorum dediği adam ise ertesi gün çıkıyor sonuna kadar Prandelli diyor.

Albayrak’ı  da Ali Dürüst’ü de çok severim ama işte anlatmak istediğim nokta bu.

Galatasaray’ı, duyguları ile hareket eden insanlar yönetebilirler ama duyguları ile hareket eden insanlar asla birinci adam olamazlar.

Ben yıllar önce söyledim. Yine söylüyorum;

Bu kulübün kurtuluş yolu da, selameti de Adnan Öztürk’dür. Öztürk ne zaman başkan olur, Galatasaray o zaman kurtulur çünkü Galatasaray’ın yumruğunu masaya vuran bir başkana ve iyi yönetilmeye ihtiyacı var.

Galatasaray camiası, Adnan Öztürk gibi bir fırsatı mayıs ayında iyi değerlendirmelidir. Taraftar da şimdiden takkesini önüne koyup düşünsün. Maç sırasında istifa demek çare değil. 3-0 arena da yenikken istifa demek çare değil. İstifa isteniyorsa, sürekli baskı yapılır hoca da baskılara dayanamaz gider.

Gerçi Prandelli karakter sahibi olan bir adam olsa, utanır giderdi ama kişiliksiz bir adam olduğu belli. Sanırım 4 maç daha 4 yemek istiyor.

Daha iyi çözümü olan varsa, maliye ve disiplin olarak saygım sonsuzdur.

Bütün Galatasaraylılara saygı ve sevgilerimle…