Galatasaray’ın şu an kadrosunda yer alan bazı futbolcular, tam Fenerbahçe’ye yakışacak futbolcular. Bence Fenerbahçe de forma giymeleri gerek. Çünkü kişilikleri yok!

Selçuk İnan ve Burak Yılmaz’ın başını çektiği orkestra ekibi, aşağılık ve kişiliksiz mahluklar. Galatasaray’ın futbolcusu falan olamaz bunlar… Olsa olsa Galatasaray düşmanı olurlar.

Selçuk saha da koşmuyor bile… 1 yılı geçti böyle oynuyor. Galatasaray umurunda değil adamın… Burak Yılmaz ise bırakın santrafor olmayı, mahallede bile oynayacak adam değil. Beyin denilen varlık, Burak’da yok.

Bir adam her maç alay konusu olur mu? Ben Galatasaraylıların 10 yıldır boşuna bel bağladığı Sabri’nin kadro dışı kalmasına en çok sevinendim. Galatasaraylılar şimdi Sabri affedildi diye seviniyor. Özeti şu; hiçbir şey olmayacak.

Sabri affedildi diye takıma ruh mu gelecek? Polat dönemin de Galatasaray 8.sırada ligi tamamladığında Sabri bu takımın banko adamıydı. Ne oldu? Neredeydi Sabri o zaman?

Sabri ne ise Burak da odur. Boşuna para alan adamlar. Kaldır at çöpe gitsin. Galatasaray’a zarar dan başka bir şey veremiyorlar.

Bunların arasına yeteneği olan ama karaktersizleşen Selçuk’da girdi. İhanet üstüne ihanet başladı.Bir an önce satılması gerekiyor. Galatasaray mutlak suretle Selçuk ve Burak ile yollarını ayırmalıdır.

Prandelli iyi hoca olmayabilir. Mancini de iyi hoca olmayabilir. Fakat her Galatasaraylı futbolcu, bu iki İtalyan için de muhteşem insan dedi durdu.

Muhteşem insanlar ise, neden hainlik ve adilik yaptınız o zaman ey Galatasaray futbolcuları?

Galatasaraylı futbolculara, taraftar cezayı kesmelidir.

Yazık günahtır değerli Galatasaraylılar… Milyonlarca euro para alacaksın, asgari ücret alan Galatasaray taraftarı cebinden sana bilet parası ödeyip maça gelecek, sen gidip her maç 4 yiyeceksin.

Çok açık konuşuyorum, bu futbolcularda ar şeref namus anlayışı kalmamış. Metin Oktay’ı, Ali Sami Yen’i düşünüyorum…

Ben Galatasaray maçı için aldığım biletleri, soğuklarda sabahladığım kaldırımları unutamıyorum.

Hasan Şaş konuşuyor geçen, biz her zaman doğru taktikle oynamadık diyor. Prandelli’yi eleştirdi ama futbolculara da verip veriştirdi.

Bu futbolcular bunun bedelini ödeyecekler.

Bir an önce Prandelli ile yollar ayrılmalı ve Türk bir antrenör göreve getirilmeli. Sezon sonuna kadar Hikmet Karaman olabilir. Daha sonra 2-3 kişi kadro dışı bırakılarak takıma göz dağı verilmeli. Disiplin şartları ağarlaştırılmalı, ağır para cezaları getirilmelidir.

Ocak ayın da 10 futbolcu ile de yollar ayrılmalı, tek 1 tane bile transfer yapılmamalıdır. Alt yapıda ki çocuklara da dönem dönem görev verilmelidir.

Kadro şişkinliği 20 futbolcuya kadar indirilmelidir. Gereksiz maaşlardan kurtulmalı, ekonomik planlar başlatılmalıdır.

Bu futbolculardan hiçbir halt olmaz.

Bunlar Galatasaray’ı kafalarında bitirmişler. Muslera ve Melo gibi birkaç isim hariç, mesela aklıma gelen Sneijder var, Semih var, Tarık’ın üstünde durulabilir, bunlar hariç gerisine vur tekmeyi gitsin.

Olcan Adınmış, Dzemaili’ymiş, Pandevmiş, bunlardan ne köy olur, ne kasaba… Bunlar Galatasaray’da oynayacak kapasiteye sahip değiller.

Nereden gelip, nereye gidecekleri beni ilgilendirmiyor. Galatasaray’a ne verdiler, ne verebiliyorlar beni bu ilgilendirir. Bunlar Real Madrid’e de gidebilir belki… Umurumda olmaz. Bana ne verdi ona bakarım.

Galatasaray’ın kurtuluş reçetesinin ilk planları Mayıs ayına kadar budur…

Mayıs ayında Galatasaray’ı bu kaostan, her zaman yaza yaza dilimde tüy bittiği gibi sadece Adnan Öztürk kurtarır.

Çünkü Adnan Öztürk duygusal hareket eden biri değil. Liderlik vasfı yüksek ve otoriter bir isim. Ali Dürüst ve Albayrak’dan başkan olmaz. Çünkü duygusal hareket edenler ikinci adamlık görevini iyi yaparlar ama birinci adam olamazlar.

Abdurrahim Albayrak’ın da, Ali Dürüst’ün de Mayıs ayında Öztürk’ün yönetiminde olması ve önemli görevler üstlenmesi çok yüksek bir ihtimal.

 Bir ikincisi de kıskanmaya gerek yok. Beşiktaş’ın yaptığı gibi Galatasaray’ın Bilic gibi bir antrenör bulması gerekiyor.

Dobra, hop oturup hop kalkan ve Galatasaray ile özdeşleşen bir adam bulmamız şart.

Galatasaray Gerets’den sonra Galatasaray’ı benimseyen bir antrenör getiremedi. Bu yüzden ince elenip sık dokunulmalı.

Ne olursa olsun, genç ve dinamik bir antrenör getirilmelidir.

Bu sebepten ötürü, futbolcu transferleri de bu mantık ile yapılmalı. Bonservisi elinde, ucuz ve genç futbolculara yönelmeliyiz.

Bir parantez, Bruma’da satılmalıdır. Kimse kusura bakmasın. Adam 2 yıldır hala oynayacak. Ne adammış arkadaş…

Sanırım dünyada bu kadar boş hayal ile kendini avutan bir tek Galatasaray taraftarı var. Bruma’yı beyaza boya, adını Batuhan yap, boyu kilosu aynı olsun, her Galatasaraylı boş adam Emre Çolak bundan daha iyi der ama siyah olunca bir de Portekizli olunca sanırım iş değişiyor.

Bankasya da bir sürü Bruma var. Galatasaray’ın Ribery gibi adamlar keşfetmesi lazım. Genç yetenek, attığı şut ile, pasları ve ortaları ile kendini belli eder.

Televizyon da düzenlenen yetenek yarışmalarda birinci olan insanlar bile, Bruma kadar süratli ve adam geçen insanlar.

Topu alıp çalım atmak ve hızlı koşmak ile futbolcu olunuyorsa, atletizmden bir transfer yapabiliriz. Mantıklı olmamız gerekiyor.

Bu kadroda ki para eden adamları satıp, sezon sonuna kadar para biriktirmek gerekiyor. Sezon sonu da maliyeti düşük, bonservisi elinde, teknik ve genç savaşçı futbolculara yönelmek gerekiyor.

Bu çocukların başına da, 40-45 yaş arası teknik ve taktik ustası, cesur, Galatasaraylılığı benimsemiş, Beşiktaşlı Bilic gibi kaliteli bir antrenör bulunmalıdır… Boş laflar ile, Sabrileri takıma döndürmek ile bu işler olmuyor. Konuşmak yerine icraat yapmak lazım.

Lafla peynir gemisi yürümüyor.