21
2014
Galatasaray her zaman olduğu gibi transferde yine geç kalmış durumda… Galatasaray’ın sağ beki, stoperi ve golcüsü henüz belli değil.
Sağ bek de Hamit’in oynayacağı medyada yer alıyor. Aslına bakıldığın da, Hamit henüz hazır mı tartışılır. Son yıllarda ciddi düşüş yaşamış ve 1 seneyi geçkin neredeyse hiç maç oynamamış birini, ilk 11’e banko düşünmek bana pek doğru gelmiyor.
Zira Hamit’i hazırlamak ve tekrar kazanmakta çok önemli çünkü Galatasaray’ın kontenjan sıkıntısı var. Muslera, Telles, Melo, Sneijder ve yabancı bir golcü ile beraber Galatasaray sahada 5 yabancı ile yer alacak demektir. Bu da demek oluyor ki, Bruma’yı nereye nasıl koyacağımız büyük bir sıkıntı. Muslera, Melo, yabancı bir santrafor ve Sneijder asla kesik yiyemeyecek isimler. Yani, teknik direktörümüz lig de dönem dönem Telles’i ağarlıklı olarak kızağa çekecek gibi gözüküyor.
Ben Tarık Çamdal transferini Galatasaray için olmazsa olmaz görüyorum. Tarık sağ bekte olduğu kadar, sol bekte de etkili bir isim. Galatasaray Tarık transferini gerçekleştirirse, defansın sağı ve solunda alternatiflerini çoğaltır. Dönem dönem Veysel ve Tarık sağlı sollu oynar, dönem dönem de Telles ve Tarık’ı izleyebiliriz çizgiler de… Kim bilir belki de iyi bir Hamit gelir, işin rengi daha da güzelleşir.
Bu sebepten ötürü, Bruma konusuna değinmişken, Erkan Zengin takviyesinin de ne kadar önemli olduğunu vurgulamak isterim. Erkan Zengin, ligin en iyi kanat oyuncularından. Tok hakimiyeti, şutları, adam eksiltebilmesi son derece iyi. Saymış olduğum 5 ismin de saha da yer alması gerektiğin de, Erkan ve Olcan kanatlar da iyi iş çıkarır.
Eskişehirspor’dan, Erkan Zengin ve Tarık Çamdal mutlaka transfer edilmeli. Tabi benim fikrim bu yönde…
Galatasaray’ın elinde göndermeyi düşündüğü onca futbolcu var. Takas ve üste para ile maliyetlerini daha ucuza getirmek mümkün. 3-4 isim ve üste 5 milyon euro gibi rakamlar vermek mantıksız değildir. Oynatmadığın onca adamı elinde tutmaktır mantıksız olan.
Tüm bunların yanı sıra, Olcan Adın ile beraber kanatları oluşturması düşünülen Bruma’nın da ne vereceği henüz belirsizliğini koruyor.
Bu yüzden Galatasaray’ın;
Tek forvet oynayıp, kanatlarını ofansif ve hücum özelliği yüksek oyuncular ile şekillendireceği aşikarlaşan Galatasaray’ın, santrafor mevkisine tam anlamı ile son vuruşları iyi yapabilen bir isim alması gerekiyor.
3 kulvar da yarışacak Galatasaray’ın, Muslera’nın yokluğunda kalesinin de güven vereceğini düşünmüyorum. Sinan Bolat ismi medyada yazılıp çiziliyor. Olursa iyi olur. Avrupa deneyimi olan ve yetenekli bir kaleci. Son zamanlar da biraz düşüş yaşasa da kumaşı iyi bir isim. Üstünde durulursa, Galatasaray Muslera’nın cezalı veya sakat olması durumun da sıkıntı yaşamayacaktır.
Stopere gelince, 2 senedir Ömer Toprak alınsın diye yazmadığım makale kalmadı sanırım… Ömer’i almak artık hayal. Serdar Aziz alınılsın diye de makaleler yazdım. Tepkiler de aldım ama ben Serdar Aziz’in, Egemen Korkmaz’dan, Bekir İrtegün’den, Ersan Gülüm’den, Sivok’dan, Chedjou’dan, dönem dönem stoper de görev alan Hakan Balta’dan ve Gökhan Zan’dan hiçbir eksiği olmadığını düşünüyorum. Hatta Galatasaray banko oynatırsa, çok verimli bir isim olacağını da savunuyorum. Galatasaray bu transferi de, elinde ki atsan atılmaz satsan satılmaz isimler ile gerçekleştirebilir ve üste para verebilir.
Uğur Demirok’u her fikre saygı duyarak beğenmediğimi de tekrar etmek isterim. Bu benim şahsi görüşüm.
Koray Günter’e gelince, geçtiğimiz sezonun sonlarında izlediğim kadarıyla, ayakları yere iyi basan, rakibin önün de iyi duran ve topu ayağına yakıştıran bir görüntü verdi. Zira, Koray’ı da bir den takıma yazmak ne kadar doğru olur açıkçası pek emin olamadım.
Chedjou’da, bence Galatasaray’ın stoperi olamaz. Servet bu lig de en iyi stoper seçilmişse zamanın da, Chedjou’da Fransa’da seçilebilir. Bunda yadırganacak bir durum yok. Her şey futbolcunun kafasında bitiyor ama ben Chedjou’nun Galatasaray’a oynadığı bu sezonun üstünde daha fazla yarar vereceğini düşünmüyorum.
Satılması veya takasa verilmesi daha uygun olacaktır. Galatasaray’ın, çok inişli çıkışlı grafik çizmeyen, oynasa da yedek kalsa da bunu problem etmeyen, görev verildiğinde rahatça güven duyulabilen, top tekniği iyi, topla çıkan, uzun boylu, çok hızlı ve çabuk, rakibe doğru faulsüz sert oynayan bir stopere ihtiyacı var. Ligde belki Semih ve Koray ikilisi de oynasa ve Galatasaray’ın ön tarafı başından beri anlattığım gibi kurulsa, Galatasaray sıkıntı yaşamaz ama Avrupa da Galatasaray’ın alternatif bir yabancı isme ihtiyacı olacaktır.
Bu yüzden, Galatasaray’a gelmesini istediğim alternatif stoper adayım; Brezilya’lı Rhodolfo !
Biraz da Sabri konusuna değinmek istiyorum.
Galatasaray’ın bazı hastalıkları var. Bu yıllardır süren bir hastalık. Sabri gibi, Aydın Yılmaz gibi… Hatta bu isimleri, yıllar sonra gönderilen Aykut ile, yılda 3-5 maç oynayan Gökhan Zan ile de çoğaltmak mümkün.
Sabri’de bunların bir tanesi… Sene de 5 maç oynayıp, 2 tanesin de sahanın kahramanı olup, geri kalan 3 maçta taraftarı çıldırtan ve sürekli medyada gündem konusu olan bir isim Sabri…
Galatasaraylılık arıyorsak, Türkiye de ve hatta dünyada Sabri’den 100 kat daha iyi Galatasaraylı bulmamız mümkün. Yani ben sırf iyi bir Galatasaraylı diye, Galatasaray’a hiçbir şey vermeyen bir ismin kim olursa olsun Galatasaray da oynamasına son derece karşı çıkıyorum.
Sabri’nin de kariyeri için vereceği en doğru kararın, isme bakmaksızın yurt dışında bir kulüpte oynaması gerektiğine inanıyorum. Türkiye’de ve aynı zaman da tabi ki de Galatasaray’da yıllarca oynadı. İsterim ki artık yurt dışın da her hangi bir kulüpte oynasın ve kariyerinde bir farklılık olsun. Türkiye’de oynamak isterse de, bugün ligde Sabri’yi alacak bir sürü takım var. Ümit Karan nasıl 27-28 yaşın da Ankaraspor’a gittiyse, Sabri de ligde bir başka takıma gidebilir. Bunda yadırganacak bir şey yok.
Bir Galatasaraylı olarak, Galatasaray’ın bu tür hastalıklardan kurtulması ve para verecek futbolcuları iyi seçmesi gerektiğini sonuna kadar savunacağım. Hajrovic, Salih Dursun, Umut Gündoğan ve Ontivero gibi isimlere para vermek, Galatasaray’ın ekonomik gücünü aşağıya iter ve zayıflatır. Galatasaray illa genç ve yabancı almak istiyorsa, Ribery’ler bulması gerekiyor. Fransa’da bu tür isimleri 7-8 milyon eurolara almak ve Türkiye de daha da parlatmak son derece mümkün. Salih Dursun gibi 4-5 isme verilen paranın, ince elenip sık dokunulan ve iyi araştırılan tek bir isme verilmesi daha doğru olacaktır.
Gelelim golcüye…
Ben artık golcü alın demekten milyonlarca Galatasaray taraftarı gibi bıktım ama yönetim golcü almamaktan bıkmadı.
Galatasaray’ın bir hastalığı da ısrarla golcü futbolcu almıyor olması. Galatasaray’a 20-27 yaş arası gol atmayı bilen bir isim lazım. Topla giden, pres yapan, top saklayan, adam geçen, şut atan, çok süratli, son vuruşları bitirici, oyun sıkıştığın da geriye gelip top alan ve öne top süren, asla ufak tefek değil hava hakimiyeti de olan bir golcü şart.
Ben bunu defalarca kez yazdığım da hep aynı sözler ile karşılaştım. Messi’yi mi istiyorsun denildi. Tarif ettiğin isim Ronaldo denildi.
Ben bu görüşlere katılmıyorum. Mesela, Emenike ve Sow ayarında bir santrafor olsa Galatasaray da bu saydığım kriterlere uymaz mı? Fikirlere saygım sonsuz ama ben bu kriterlere Emenike’nin ve Sow’un uyduğunu düşünüyorum. Uyduğu için zaten Fenerbahçe sıkıntı yaşamıyor forvet mevkisinde… Son dakikalar da maç almasının sebebi de bununla alakalı. Geçen sezonu hatırlarsak, Galatasaray Rizespor maçın da, G.antep maçın da, Antalyaspor ve Gençlerbirliği maçın da ve hatta birçok maçta rakibi son 10-20 dakika sahasına hapsetmesine rağmen maçları alamadı. Hatta bazı maçlar da, bu son 10-20 dakikaları Galatasaray tek kale oynarken, kalesin de gol dahi gördü.
Sebebi basit, golcülerin son vuruşlarda ki beceriksizliği yüzünden yüklendikçe yüklendi, rakip takım ön tarafa uzun top attı, kotra ataklar aradı, bu sayede olası bir gol veya penaltı buldu maçın rengi değişti. Rizespor ile oynanılan deplasman maçı buna en güzel örnek. Arena’da ki Chelsea maçı da belki buna güzel bir örnek.
Hatta Galatasaray’ın Elmander, Baroş ve Necati gibi kaliteli forvet olsalar da son vuruşları yetersiz olan bu isimler ile, Fenerbahçe’ye birkaç sezon öncesin de Arena’da nasıl 1-2 yenildiğini de aklımıza getirmeliyiz diye inanıyorum. Bunları görmemezlikten gelip Burak Yılmaz bu sene yine 20 gol atar diye olaya bakarsak, deplasmanlardan ve bu tür oyunun sıkıştığı maçlardan boş döneriz.
Elin Sow’u, Emenike’si, Kuyt’u ve hatta Webo’da son anlarda maçı alır, puanları toplar. Bu yüzden santrafor takviyesi Galatasaray için olmazsa olmaz bir gerçektir.
Galatasaray yönetimi bu işi yaparken akıllı davranmak zorundadır. Almeida gibi isimlere yönelmek ve sırf paradan kaçayım diye bunları santrafor mevkisine düşünmek saçmalıktan başka bir şey olamaz. Paradan kaçılmaz, kaz gelecek yerden de tavuk esirgenmez.
Forvet için bu güne kadar hep isim verdim ama bundan sonra isim vermeyi düşünmüyorum. Zaten Galatasaray’a lazım olan santraforun taşıması gereken özellikler belli. Galatasaray’ın gidip bütçeyi çok zora sokup Eto’yu almasına da gerek yok.
Galatasaray’ın, Muslera, Melo ve Sneijder başta olmak üzere yeterince yıldızı var. Semih’i, Selçuk’u da var. Dolayısıyla, Galatasaray forvete takviye gerçekleştirecekken isme değil profile bakmalı. Tabi ki gidip, kapalı kutu ve kimsenin bilmediği birini de alsın demiyorum ama en azından heyecan verecek bir ismin alınılmasını da istiyorum. Heyecan verecek bir ismin, illa Eto ayarında yıldız olması gerekmiyor. Çok yazıyorum belki tepki de gelecektir ama yiğidi öldür hakkını yeme demişler, bir Emenike ve Sow ayarında özellik taşıyan ve misal diyeyim Fransa’dan gelen bir isim acaba bizleri heyecanlandırmaz mı? Şahsen beni heyecanlandıracaktır…
Makalemin sonların da;
Galatasaray’ın alternatif kaleci için Sinan Bolat, alternatif stoper için Rhodolfo, lig de Semih’in yanına koymak ve yerli bir isim için Serdar Aziz, sağ bek için Tarık Çamdal, sol açık için Erkan Zengin ve santrafor için de isim değil vermiş olduğum kriterleri taşıyan birinin mutlaka Galatasaray’a takviye edilmesi gerektiğini ısrarla yazıyor ve söylüyorum.
Tüm Galatasaray taraftarına saygı ve sevgilerimle…