Galatasaray da başkana olan güven kalmadı. Ne camia, ne Galatasaray taraftarının büyük bir bölümü, ne de futbolu takip eden taraflı tarafsız herkes, Ünal Aysal’ın bundan sonra başarılı olamayacağını anlamış durumda…

3 yıl önce, Rivayı satmak için tek kelime etmeyen Ünal Aysal, kulübü batıracağını anladı ve; Riva boş kalmasın, orayı niye değerlendirmiyoruz bahanelerine başladı.

Galatasaray esip gürlerken, teknik heyetin belki olur raporu verip daha sonra araştırınca vazgeçtiği Sneijder için tek adamlık görevini üstlenen ve de ‘Sneijder’i de alırım oynatacak hocayı da’ söylemlerini; ‘Sneijder’i alan aklımı seveyim’ diye devam ettiren Ünal Aysal’a kimse umutlu bakmıyor.

Her yıl bir hoca ve bir de yönetim eskiten Ünal Aysal’a güvenmemek için binlerce neden var ki, yaz yaz bitiremeyiz.

Defalarca kez söyledim; ‘Futbolu bilmeyen adamdan başkan olmaz’ diye. Yine söylüyoruz;’OLMAZ’ !

• ‘Ben futboldan anlamam ama futboldan anlayan adamlardan anlarım’ demek, psikoloji bozukluğudur. Futboldan anlamayıp, futboldan anlayanlardan nasıl anlarsın sayın başkan? Adama gülerler vallahi…

Galatasaray da sıkıntının en başta olduğunu daha önceki makalelerimde de defalarca kez anlattım. Yukarıda ki kargaşalık, kaderi yukarıdaki adamların elinde olan teknik heyete de her zaman yansır. Teknik heyete yansıyan olumsuzluklar, futbolculara yansır. Futbolculardan da en son taraftara yansır ki, bu da Galatasaray’ın başına gelmiştir ve Galatasaray gün geçtikçe ciddi ve de içinden çıkılmaz bir kaosun içine doğru sürülmektedir.

3 yıl önce, 3 yıla borcumuz kalmayacak diyen Ünal Aysal, Galatasaray’ın her yıl Avrupa da gruptan çıkmasına ve 2 yıllık şampiyonluğuna rağmen, Galatasaray’ın mal varlığını satmaya çalışıyor. Akıl alacak iş değil.

Koskoca Arena’nın zemini, Anadolu kulüplerinin zemininden kötü. Arena’nın üstü hâla kapatılmış değil.

Kadro arap saçı. Hoca ne yapmaya çalışıyor belli değil. Bruma, Olcan, 2.5 milyona alınan Yasin, Galatasaray’ın şampiyonluklarında hep kanatta oynamış Emre Çolak ve Yekta varken, Galatasaray Avrupa maçına 1 tane kanat oyuncusu dahi olmadan başlıyor.

Galatasaray’ın sistemi de belli değil. Yalnız bu sefer oklar Prandelli’ye dönmez. Hedefteki isim bu sefer Ünal Aysal…

Daha kaç hoca eskiteceksin. Madem hoca iyi değil, neden getiriyorsun?

Artık takke düşmüş, kel görünmüştür.

Hocadan, futbolcudan hesap sorma arayışları son bulmalı ve sıkıntının kaynağına bakılmalıdır.

Medya yazmış, camia Muharrem Yılmaz’ı düşünüyor diye…

Saçmalık!

• Galatasaray’ın, az yada çok futbolun için de yer almış bir isme ihtiyacı var. Hele ki bu dönemde… Galatasaray 50 tane başkan adayı çıkarır. Ali Dürüst’den tut, Haluk Ulusoy’dan Abdurrahim Albayrak’a kadar oturur konuşuruz.

Peki Muharrem Yılmaz’da nereden çıktı be arkadaşlar?

Tam anlamı ile fiyasko olur. Gerçi Ünal Aysal’dan iyi olacağı ve sezon ortasında 9 adam alma, her yıl yeni bir yönetim eskitme, her yıl yeni bir hoca getirme gibi saçmalıkları yapacağını pek sanmam ama daha iyisi varken Muharrem Yılmaz’a gerek yok.

4 yıl önce söyledim. Yine söylüyorum; Adnan Öztürk, Galatasaray başkanlığına yakışacak en iyi, en dik ve en yürekli isimdir.

• Dobra olması, Fener medyasına ve yöneticilerine haddini her söyleminde bildirmesi, Galatasaray’ın haklarının sonuna kadar savunucusu olması, futboldan anlayan yapısı, Galatasaray’ın dönemin Ribery transferini gerçekleştirmiş ismi olması ve daha niceleri…

Adnan Öztürk bu işi kavramış. Bu işe meyillidir. Başkanlığı istiyor. Biz yazıyoruz yazmaya da, sesimiz yetmiyor. Ses getiremiyoruz belki…

Adnan Öztürk, Adnan Polat ile bir seçime girmişti. O gün kaybetmişti. 1 yıl sonra dedikleri bire bir çıktı. 1 yıl sonra aday olsa, kazanacak isimlerin başında geliyordu. Camia boş umutlar saçan bir ismi başkanlığa zorladı, Öztürk’de o ismin yönetimine girmeyi kabul etti. Abim yaşın da dedi. 1 yıl sonra Adnan Öztürk, Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak kovuldu.

• İşler o günden sonra iyi gitmedi. Yeni yönetim, açık açık Terim’in kuyusunun kazılması için gelmişti. Her fırsatta o eski yönetimin Terim’in arkasında durması, oyunculara da Terim asla gitmez hesabı bizden keserler psikolojisi yüklüyor ve Galatasaray başarı üstüne başarı yakalıyordu.

Aysal iş adamı. Tek adamlığı ve patronluğu seviyor. Egosu yetersiz kaldı. Önce zemin hazırladı, yeni gelen yönetim Terim hakkında tek olumlu şey söylemedi. Herkes Aysal dedi, Terim gitti.

Galatasaray kaosa girdi. Değil Terim, başka bir hoca da olmuş olsa, yapılmayacak işler yapıldı Galatasaray’da…

• Şimdi aynı kafatasçı zihniyetler, pişman olmuş durumdalar ama bu sefer onlarda gidici… Onlar dediğim de; Ünal Aysal ve 80 yaş üstünde ki Özkan Olcay’ın demokrasi tersine kararlar alan yönetimi… Tek adamlar, ağalar ve paşalar. Oysa ne padişahlar gördü bu kulüp. Hiç birinin gücü, Galatasaray’ın önüne geçmeye yetmedi.

PARALI ADAMA GEREK YOK BİLGİLİ ADAMA GEREK VAR

Birileri tutturmuş sürekli paralı başkan gelsin diye… Ünal Aysal parasız mıydı? Ne dedi, ben cebimden para vermem dedi.

Şimdi o birileri tekrar diyecekler ki; para verseydi Galatasaray Barcelona olurdu… Peki o zaman bende diyorum ki; ‘Ünal Aysal cebinden para verseydi o zaman da, Galatasaray’da Barcelona olsaydı. Niye vermedi?’

Biraz başka örnekler vereyim. Yıldırım Demirören parasız mıydı?

O Aysal gibi de yapmadı. 100 milyondan fazla Beşiktaş’a para harcadı. Ne oldu? Beşiktaş’ı batırdı. Sonra Fikret Orman geldi, çok doğru işler yaptı.

Umudunu yitirmiş Beşiktaş camiası, bugün takımlarını Avrupa da Arenal’e kafa tutarken seyrediyor ve şampiyonluğa inanıyor.

Hem de, biz Galatasaray camiasının ve taraftarının inanmadıkları kadar inanıyor. Oturup gerçekten takkeyi önümüze koymalı ve sonra da objektif bir biçimde düşünmeliyiz.

Adnan Öztürk Galatasaray’ın da futbolun da içinden gelme bir isim. Yıllardır bu camiada önemli görevler üstlendi.

Fenerbahçe Anekla’yı getirirken, Adnan Öztürk’ün başını çektiği grup Ribery’i getiriyordu. O zamanlar Anelka yıldız, diğeri çakma yorumları yapıldığında Adnan Öztürk kimin çakma olacağını zaman gösterecek demişti. Her ne olursa olsun, önce Ribery’i elde tutmaya çalışan Adnan Öztürk çok bilmişlerin arasında kaldı. Sakalı yoktu, sözü dinlenmedi. Galatasaray yönetiminin hesap ve kitap işlerini önemsemeyen dönemin bazı yöneticileri, o Ribery’i elden kaçırmıştı.

Adnan Öztürk kurnaz. Bu işlerin adamı ve futbolu da iyi biliyor.

Parasıyla Drogba’yı ve Sneijder’i getirmek kolay.

Parasını verip, 12 milyon euroya şut atamayan ve pas veremeyen, sadece topla iyi olan Bruma’yı getirmekte kolay. Sonuçta parasını veriyorsun.

Asıl önemli olan 3.5 milyona Ribery’i getirebilmek. Kim yaptı bunu? Adnan Öztürk. Birileri hafızasını sorgulamıyor. Geçmişi bilmiyor. Aynı zaman da, iyi de araştırmıyor.

Bazen hakikati görerek, kaostan çıkılır.

Şuan için en sağlıklı olan, Adnan Öztürk gibi liderlik vasfı olan bir ismin etrafını, kaliteli bir yönetimle şekillendirmek olacaktır.

Adnan Öztürk düşünülmezse, Haluk Ulusoy’dan Ali Dürüst’e ve Abdurrahim Albayrak’a kadar bir çok isim düşünülür ama Muharrem Yılmaz’mış falan hikaye olacaktır.

Risk alınacak bir dönem de değiliz. Macera aramayı bırakmalıyız. Rüya görmeyi bırakmalıyız. Gerçeklere ve olacaklara yönelmeliyiz. Belkiler ile ömür geçmez. O belkileri Ünal Aysal da çok gördük, sonuç hüsran…

Son sözüm, tüm kalbimle yıllardır inandığım gibi söylüyorum;

‘ GALATASARAY BAŞKANI ADNAN ÖZTÜRK OLMALIDIR’

Tüm Galatasaraylılara saygı ve sevgilerimle…