Sivas maçın da, Sivas yakaladıklarını atmış olsa ilk yarıyı belki de 4-0 önde kapatırdı. Bir ara kaçan gol sonrası Roberto Carlos, kendi yedek kulübesine dönüp; ‘Bu dört oldu, bu kadar da olmaz’ dedi.

• Galatasaray, 1 maç oynar, 5 maç bakar. Durum bu çünkü ne kenarda doğru düzgün bir hoca var, ne de planlı yapılmış bir kadro…

Ne doğru düzgün uzun ömürlü bir başkan ve de yönetim var, ne de kenetlenmiş bir camia var... Hepsi fasa fiso!

• Beşiktaş’ın kadro derinliği yok. Bu yüzden ilerleyen haftalarda sıkıntı yaşayabilirler. Fenerbahçe’de ise, İsmail Kartal’ın koltuğu sallanıyor, getirebilecekleri piyasa da bir hoca da yok. Ersun Yanal var ama ne Fener’in tekrar getirecek yüzü var, ne de Ersun Yanal bir daha döner…

Ersun Yanal gelirse, Galatasaray’a gelir. İntikam duygusu, kendini ispat etme çabası, 4.yıldızı Fener’den alarak tarihin darbesi arzusu, hem futbol bilgisi, hem de oynatacağı sistem ile Galatasaray için tam da bu dönemde bir şans.

• Beşiktaş’ın durumu belli değilken, Fener böyle süzgeç bir dönemden geçerken, tam da bu dönem de İsmail Kartal’ın karşısına Ersun Yanal’ı çıkarmak en mantıklı stratejik hamle olacaktır.

Neden Ersun Yanal dediğimi merak eden tüm Galatasaraylı kardeşlerimden isteğim, bir önceki makalelerim de yazmış olduğum; ‘Stratejik Hamle Ersun Yanal’ başlıklı yazımı okumanızdır…

• Galatasaray saha da ne oynuyor belli değil. Geçen sene yeterince 3-5-2 sistemin den canımız yanmamış anlaşılan.

Mancini takımı bu sistem ile deneme tahtası yaptığı için, şampiyonluk gitti. Bu sene de bir başka İtalyan’dan çekiyoruz. Adam ne saha kenarında hoca gibi davranıyor, ne de takım üstün de bir etkisi var… Tam anlamı ile İtalyanlar fiyaskosu yaşıyoruz. Ünal Aysal’ın Galatasaray’da yapmış olduğu en ciddi yanlışlardan biri de Terim’den sonra ki getirdiği hocalar…

• İlla isim olsun diye gelen bu 2 İtalyan, Galatasaray’ın kimyasına da zarar veriyor. Önde basan, rakibe oynadığı futbolu kabul ettiren, topu rakibin sahasında oynayan bir Galatasaray, artık rakibin üstüne gelmesini bekliyor ve futbolun en korkak anlayışını herkese seyrettiriyor.

Prandelli’nin kadro skandalını yazmak istiyorum.

Her maça 3’lü orta alan ile başlıyor. Mevkisi belli olan adamları, mevkilerinin dışında oynatıyor. Melo da stoperimiz oldu hayırlı uğurlu olsun.

Hücum bek olmayan Veysel Sarı, sağ kulvarda tek başına… Tarık’da yeni sol açığımız. Olcan ve Bruma hiç yok zaten… Varsa da yok.

Olcan gibi öne top süren çizgi adamımız, artık yeni oyun kurucumuz. Prandelli de Mancini gibi uzayı yeniden keşfediyor. Adamın zerre kadar oyun okuma ve oyuna müdahale anlayışı yok. Kenarda sanki Galatasaray’ın hocası değil de, futbolcuların isimlerini fazla bilmeyen, futbolla çok içli dışlı olmayan, futbol konusu açıldığında mecburen yorum yapan 58 yaşında bir adam var…

Bu anlayış belki sana 4 atamayan Sivas maçında tutar, kazandırır... İyi de yarın Avrupa da ne yapacaksın sen hoca?

• Avrupa da olsa olsa 1, bilemedin 2 tesadüf maç çıkarırsın. Siler süpürürler sonra seni… Sen dahi anlamazsın nasıl kovulduğunu.

Umarım Galatasaray’da yeni seçilecek başkan ve yönetim, yaşı itibariyle genç ve dinamik olur. Samimi söylüyorum, Alp Yalman gibi gelecek vaat etmeyen 74 yaşında bir isim olacağına, Mehmet Helvacı başkan olsun isterim.

• Brütüs, mrütüs, neyse artık… İhtiyar olacağına, Mehmet Helvacı olsun daha mantıklı. En azından gelecek adına ümit veriyor.

Ben isterdim ki, Haluk Ulusoy olsun ama sanırım camia Aysal’ın kapısında oturup ağladığı kadar Ulusoy’un yanına gitmedi. İhtiyar camianın kurnazlığı bu kadarmış.

Adnan Öztürk’ü de çok istedim ama aynı camia aynı şeyi Öztürk için de düşünüyor. Destek yok, baskı yok. Olmazlar tabi aday…

Ulusoy gerçekten olmazsa, en azından Federasyon başkanı olması için Galatasaraylıların çare üretmesi gerekiyor. Demirören’den de bir kurtuluş olur.

Umarım Galatasaray, arzuladığı başkanına ve yönetimine kavuşur. Ümitli değilim ama olmak da istiyorum.

Yeni yönetim yeni bir anlayış ile devam etmeli.

Bu hocayı derhal göndermeli. İtalyanın dışına çıkamamış ve İtalya milli takımından sözde istifa özde kovulmuş bu adamdan kurtulmak, en kısa zaman içerisinde Galatasaray için olmazsa olmazdır.

Bu dönem de, yabancı bir antrenöre yönelmekte anlamsız.

Türkiye’yi bilen, medyasından insanına kadar her şeyi ezberlemiş bir insanın getirilmesi daha mantıklı. Beşiktaş’a çifte kupa kazandırdığında kariyerini orada noktalayacağını düşünerek, Beşiktaşlı doğdum diyen Mustafa Denizli olmaz. Denizli zaten kaliteli bir hoca da değil. Kim ne derse desin. Kişilik sahibi bir insan hiç değil…

Ben Ersun Yanal ile 1+1 yıllık sözleşme imzalansın diyorum. Hem stratejik bir hamle, hem de yazmış olduğum profil de…

• Gel gelelim ki, zaten bu dönemde çokta fazla bir hoca seçeneğimiz yok.
• Ayrıca Selçuk İnan başta olmak üzere, bir çok ismi tanıyan bir hoca. Çoğu yerlileri tanıyor ve yerli isimlerle de arası iyi.
• Oynattığı hücum futbolu, önde baskı, kanat oyuncularının sistemin de olmazsa olmazlığı, prese dayalı anlayışı ile tam da Galatasaray’ın kadrosunda oynaması gereken sistemi temsil eden bir anlayışa sahip Ersun hoca…

Tutacağına inanıyorum ama kesin konuşamam. Fakat, tutmazsa da karalar bağlamanın lüzumu yok. Prandelli ile olmayacağı zaten aşikar. En azından bir hamle ile denemiş oluruz. Belki sezonu kurtarır, hatta belki azimli Ersun Yanal’ın hırsını da futbolculara yansıtmasını sağlarız.

Nitekim iddialı konuşuyorum, Mancini için de bunları en erken söyleyen bendim;İlerleyen haftalarda Galatasaraylıların Prandelli’ye olan güveni %25’lere kadar gerileyecek. Umarım iş işten geçmeden, Galatasaray hoca hamlesini yapar.

• Yine söylüyorum, bu hamlenin tutacağına inanıyorum. Fakat tutmazsa, Ersun Yanal başarısız olursa da karalar bağlamanın anlamı yok.

Böyle göz göre göre koca sezon gideceğini,en azından bir hamle yapmış oluruz. Ayrıca Ersun Yanal’ın gidişatına göre de, yeni yönetimin içerisin de bu işlerden sorumlu 2 kişi gizli saklı sezon sonu için hoca arayışlarına girebilir.

Galatasaray sezon sonu yeni bir yapılanmaya da girebilir. Fakat denemeliyiz. Göz göre göre, 4.yıldızı kaybedemeyiz.

Hele ki, şu İsmail Kartal yenildikçe Galatasaray’da yenilir ve gidip Fener’e 4.yıldızı armağan edersek, gerçekten ben bir Galatasaraylı olarak bunu hazmedemeyeceğim.

Mancini nasıl kendi elleri ile Fener’e 19.şampiyonluğu geçen yıl armağan ettiyse, bu sene de Prandelli’nin bize aynı filmi izletmesine yüreğim dayanmayacak.

Ben bir Galatasaraylı olarak;

Prandelli’nin, Galatasaray’ı korkak oynatarak, zerre kadar hocalık anlayışı ortaya koyamayarak, Fenerbahçe’yi sallantılı dönemin de kendi elleriyle şampiyon yapmasını hazmedemem.

Siz hazmedecek misiniz?