Beşiktaş oynadığı futbolun ötesinde, sahada verdiği mücadele ile de gerçekten göze hoş geliyor. Gerek başkan ve yönetiminde çatlakların olmaması, gerek Bilic’in saha kenarında ki Beşiktaşlı duruşu, Beşiktaş’ı her geçen gün daha iyiye götürüyor.

Ben yine söylüyorum bu sene Galatasaray 2’inci bile olamaz. Belki 3’üncü olur. Fenerbahçe 4.yıldızı takacağına, Beşiktaş şampiyon olsun isterim. Beşiktaş şampiyon olursa Galatasaray bir şey kaybetmez ama Fener olursa Galatasaray çok şey kaybeder.

Beşiktaş da bir adam var; Gökhan Töre… Evlere şenlik. Her eve, her takıma lazım.

Galatasaray’da da bir adam var; Olcan Adın… Gökhan Töre’nin 2 gömlek altında… Düşman başına diyeyim.

Galatasaray transfer politikasını çok yanlış yürüttü. Gökhan Töre dururken, gidip Olcan Adın’ı aldı. Olcan asla Galatasaray da oynayacak kapasiteye sahip değil.

Fakat ben de olsam yine de dürüst olmak gerekirse, şu an mecburiyetten oynatırım. Çünkü Galatasaray kötü, Olcan da kötünün iyilerinden…

Beşiktaş’a bakınca, Demba Ba gibi top saklayan, önde top tutup orta sahanın rakip yarı sahaya girmesini sağlayan, iyi şut atan, pozisyon doğuran, hava hakimiyeti olan bir santraforu var.

Galatasaray’ın ise Burak’ı zaten hiç saymıyorum Pandev’i var. Galatasaray’da Burak oynayacağına Umut ya da Pandev birkaç sefer daha denenebilir. Burak artık gına getirdi. Bir futbolcu bu kadar mahalle topçusu gibi oynamaz.

Yani aslında Galatasaray her şeyi ile çökmüş durumda…

Yönetimi ile, başkan adayları ile, hocası ile, futbolcuları ile resmen vasatları sergiliyor.

Duygun bey başkan olursa, 8 ay sonra seçime gidecek. Bence Galatasaray’ı bu kurtarır. 8 ay sonra, Galatasaray kendine daha dinç ve genç bir başkan bulup, kadroda bir revizyona gidebilir.

Galatasaraylılar olarak asla tribün amigosu gibi bakmamalıyız olaylara… Objektif olmalıyız.

Galatasaray bundan sonra Beşiktaş modelini izlemelidir.

Sezon sonuna kadar takımı Prandelli’den daha iyi idare edecek Türk bir antrenör ile sözleşme imzalanılmalı. Sezon sonu Bilic gibi bir hoca getirilmelidir.

Kadro da ciddi bir revizyon şart.

• Şimdi sormak istiyorum, Beşiktaş’ın Pedro Franco’sunun, bizim Chedjou’dan farkı nedir? Bence Franco daha iyi bir stoper…
• Olcay Şahan, Olcan Adın’dan daha iyi bir futbolcu…. Motta, Telles’den daha iyi bir sol bek…
• Atiba, bu Selçuk ve Dzemaili’den 3 gömlek daha üstün.
• Bruma, Galatasaray’a ne verdi? Oğuzhan Beşiktaş’a ne verdi? Lütfen gerçekçi ve objektif olalım. Takım olmak her zaman daha önemlidir.

Galatasaray sezon sonu, birkaç ciddi futbolcusu hariç kadrosunu silme süpürme yenilemeli.

Elmander’i, Eboue’yi, Melo’yu, Ujfalusi’yi nasıl bedava sayılacak rakamlara getirdiysek, aynısını yine yaparız.

Galatasaray bonservisi elinde olan ve aynı zamanda da fiyatı çok cüzi kaliteli futbolculara yönelmek zorundadır. Futbolcuların da büyük bir bölümünü mutlaka satmalı.

Chedjou’yu satıp, Pedro Franco ayarında bir stoper bulmalı. Burak, Pandev ve Umut ile de sezon sonu yollar ayrılmalı. Uzun boylu, Demba Ba ayarında bir santrafor takviyesi yapılmalı. Alternatif bir siyahi golcü de kiralanılabilir ve bir de alternatif Mevlüt ayarında bir Türk santrafor takviyesi de yapılabilir.

Bunun temelleri, ocak ayında atılmaya başlanılmalı. Kadroda ki gereksiz şişkinlik indirilmeli. Ocak ayında 10 futbolcu ile yollar ayrılmalı ve transfer de yapılmamalı.

Galatasaray’ın başka kurtuluşu yok.

Borç batağından da başka kaçış yolu olamaz. 18-20 tane net futbolcu ile başarı gelir. 40 küsür işe yaramaz futbolcu yerine 20 iskelet adam daha mantıklı.

Ayrıca futbolcu maaşlarında da titiz davranılmalı. Galatasaray neredeyse her futbolcusuna 3 milyona yakın para veriyor. Bu tam anlamı ile saçmalık.

Galatasaray’ın bu rakamları verecek parası yok. Bir iki isim hariç, bu konuya da çok dikkat edilmeli.

Duygun beyin seçilmesi bir şans olacaktır. Daha sonra Ocak ayında sayısı indirilen şişkin kadro ve Mayıs gibi bir seçim ile ümit ediyorum yavaş yavaş toparlanma meydana gelir.

Ayrıca Alp Yalman için de bir hususa dikkat çekmek istiyorum.

Alp bey gelirse, Mustafa Denizli veya Hikmet Karaman’ı getirir, Galatasaray anlamlı değil anlamsız bir küçülmeye gider, Mustafa Sarp’a benzer tekniksiz kasap futbolcu takviyeleri yapılır, iyice içinden çıkılmaz bir duruma doğru sürüklenilmiş oluruz.

Boşuna rüya görmenin anlamı yok. Bu yaştaki başkanlar ile bir yere varamayız. Zaten Duygun bey de bunu biliyor olmalı ki, genç bir arkadaş Mayıs ayında görevi devralır demişti.

Ayrıca makalemin sonunda ısrarla belirtmek istiyorum ki;

‘Bir daha İtalyan bir antrenör, düşmanlar başına.’