27
2014
Mesleki Körlük Ya Da İnat
Yıllardır bir izleyici olarak futbolun içindeyim. Öncesinde az da olsa genç takımlarda amatör olarak oynadım. Sonrasında amatör kümede futbol hakemliği yaptım. Ve Hugo Sancez’li Real Madrid ile Cüneyt Tanman’lı Galatasaray’ı izleyecek kadar da eskiyim. Van Basten’in Michailichenko’lu Protosov’lu SSCB’ye attığı muhteşem golden beri uluslararası maçları da takip ediyorum.
Şimdi buradan bir şeyler yazınca futbolun ileri gelenleri ; Fatih Terim, Rıdvan Dilmen, Metin Tekin vs. şöyle diyeceklerdir: Sen ne biliyorsun ki? Fatih Terim’e ister GS’ın başında olsun ister millli takımın başında, gazeteciler “cahil” sıfatıyla soru dahi soramazlar. Fatih Terim onları pişman eder. “Sen kim oluyorsun ki?” Tamam ben gibi milyonlarca futbolsever bir takımın nasıl oynayacağını Fatih Terim kadar, Manchini kadar, Prandelli kadar bilemeyebiliriz. Yalnız onların unuttuğu bir şey var: Ben sizin sattığınız futbolun alıcısıyım ve siz bayat ve kalitesiz mal satıyorsunuz.
Fatih Terim’in istifa edip yerine Manchini’nin geldiği sezondan itibaren bu takımın futbol oynamadığını gören bir ben miyim? Hatta Fatih Terim’in 3. Gelişinden beri bir şeylerin ters gittiğini bir ben mi görüyorum? Onlar bunun farkına nasıl varmıyorlar? Zaten Fatih Terim’in bir profesyonel olarak hiç eleştiriye tahammülü yoktur. Derhal kalın kaşlarını çatarak üst perdeden cevap vermeye başlar. 1996-97 sezonunda tutturdu bir “tandem”! Olmuyor, takım basitçe goller yemeye devam ediyor. Lakin Terim geri adım atmıyor. Takip edenler bunun FB’den 5 yenene kadar sürdüğünü hatırlayacaktır. Sonra Popescu takıma katılınca yine ısrar etti. Bu sefer defanstaki adam Popescu olduğu için problem çıkmadı. Ama Fatih Terim’in elindeki futbolcu kalitesinin (Bülent Korkmaz dahil) tandem oynayamayacağını anlamsı için illa FB’den 5 mi yemek gerekiyordu? El cevap: Evet!
Terim’in 2.gelişini es geçip(!) 3.gelişine gidelim. Daha önceki yazılarımda bunu yazmıştım. Fakat tekrar etmekte fayda var. Bir sağ beke bu kadar para verilip de sağ bekte oynatılmaması yine Fatih Terim’in “deha” sına bağlanabilir. Eboue sağ bek olarak alınırken bu eleştiriye de çok “alınmış”tı. Lakin onu illaki önlibero ve sağ ileride oynatmayı tercih ederek takımın o kanattan sürekli gol yediğini görmezlikten geldi. Terim’in dehsını konuşturması (!) için takimde sağ bek oynayacak hiçbir oyuncunu kalmaması gerekti. Elinde sağ bek kalmayınca mecburen Eboue’yi sağ beke çekti. Eboue o yıl takımın en iyilerinden olurken benim gördüğümü Terim’in görmesi için takımda hiç sağ bekin kalmaması gerekti.
Yine aynı sezon Terim’in “tek forvet” oynatma ısrarını da hatırlayacaksınız. Transferi, Terim’in takımın başına geçmesinden önce gerçekleşen Elmander’i oynatmak istememişti. Lakin elindeki Baroş defansın arasında kayboluyordu ve çok koşmuyordu. Mecburen Elmander’e dönüldü. O da çok koşuyor lakin defansa kadar geldiği için forvet bölgesi boş kalıyordu. Terim ikili forveti hiç düşünmüyordu. Ben dahil herkes bu takımın ikili forvet (Baroş-Elmander) oynaması gerektiğini görüyor, Terim’in dehası bunu kabul etmiyordu. Taki takımda sağ önde oynayacak adam kalmayıncaya kadar bu ısrarı sürdü. Eboue sağ bekte verim verince orta sahanın sağına Engin kaydırıldı. Boş kalan yere de Baroş. İlk maçta sistem iyi işleyince Terim ikili forvetten vazgeçmedi. Bu da onun teknik becerisine bağlandı. Oysa durum böyle değildi. Lakin sistem işleyince, Baroş sakatlanınca yerine alınan Necati Ateş’le de devam ettirildi. Doogba-Burak’la da sürdürüldü. Yani o takımın ikili forvet oynaması gerektiğini Terim görmedi de biz nasıl gördük?
Prandelli, başarısız İtalya Teknik Direktörü olarak GS’ın başına getirildi. Manchini’den cesur ve takımı Manchini kadar yapboza çevirmediği için taraftaradan takdir de topladı. Şimdi biz de izliyoruz, o da takımı kurguluyor. Gerkli değişiklikleri maç esnasında yapıyor. Bizim gördüğümüz şu gerçekleri nasıl görmüyor anlamata zorlanıyorum: Veysel’den, Tarık’tan ve Telles’den bek olmaz! Tıpkı Sabri’den olmayacağı gibi. Sabri oynadığı dönemde takım sürekli sağdan gol yiyordu. Bu saydığımız oyuncuları savunmadan ziyade hücum oyuncuları. Bunlardan bek olmayacağını anlamak için Prandelli olmaya gerek yok. Peki çözüm ne: Bir bilmeyen (!) olarak, özür dileyerek ben söyleyeyim: Hakan Balta’yı sol beke; Eboue’yi (dönme imkanı varsa tabi) sağ beke koymak. Yabancı sınırlaması mı? El cevap: Bruma gelecekte yüksek miktarda para ile satılacağı umuduyla alınmıştı. Adam takıma katıldığından beri bir türlü istenen gelişimi sağlayamadı. Sağlaması da mucize. Çünkü Türkiye ligi bir oyuncunun gelişimi için ortam sağlamıyor. Biraz sivrilse, rakip takımdaki eskimiş, üç kuruşluk kasaplar işbaşına gelir ve ayağını kırıverirler. Bu Hagi’ye de yapılmadı mı? Hagi, İtalya liginden kaşarlı olduğu için ligde tutundu. Lakin Bruma burada oynarsa para verilip başka takıma gönderilecek. Yine nacizane benden GS’ın büyük teknik ekibi ve yöneticilerine tavsiye: Bu oyuncuyu iki seneden aşağı olmamak kaydıyla Hollanda veya Fransa ligine vasat üstü bir takıma kiralayın. Ajax veya PSV kabul ederlerse hemen kiralayın. İki sezon sonra fundamental gelişimini tamamlamış bir oyuncu olarak geri alın. Yoksa geç kalmış olacaksınız. İşte Bruma yerine Eboue’yi takıma geri döndürün, olsun bitsin.
Yine, önceki yazılarımda yazdığım gibi: Bu takıma adam gibi bir forvet lazım. Prandelli şimdiden bin pişman olmuştur. Ligin kalitesini görünce Pandev’in bu ligde GS kalibresinde bir takımda oynayamayacağını anlamıştır. Burak ise durdurulması çoook kolay bir oyuncu. Koşu yollarına olan pas trafiğini kesin, Burak bitmiştir. Ne ayağında top tutabilen, ne şut çekebilen (abanmalarını şut sayanlar olabilir, ama değil) ne de adam geçemeyen; rakip defansın istediği yumuşaklıkta bir oyuncudan GS’a forvet olmaz. İlla olacaksa yanında en az Drogba fiziğinde, rakip defansı dağıtan (Umut Bulut değil tabi) Elmander fiziğinde ve çalışkanlığında bir oyuncu oynarsa olur. Toivonen olabilir bu oyuncu. Elmander olmasını tüm GS taraftarı gibi ben de isterdim. Lakin biraz yaşı geçti.
Selçuk İnan ise çözümü kolay, lakin çözülmek istenmeyen bir problem. Sneijder geldiğinden beri bu oyuncunun düşüşünü hep beraber görüyoruz. Teknik direktörler de görüyor. Ama çözemiyor. Selçuk ve Sneijder, benzer oyuncular. İkisi de forvet arkası oynamak, duran topları kullanmak, oyun trafiğinde belirleyici olmak istiyor. Yani bu takıma ikisi fazla. Sneijder uluslararası büyük bir oyuncu. Lakin GS’a ne katkısı var? O gelmeden Selçuk onun yaptıklarını fazlasıyla yapmıyor muydu? Şimdi takımda ikisi için yer açmaya çalışılıyor. Selçuk Melo’nun yanına konuyor, defansif olarak idare eder ama ofansa katkısı yok. Bence hatadan dönülüp Sneijder devre arasında İngiltere’nin paralı bir takımına gönderilip hem ona haksızlık yapılmamalı, hem de Selçuk’a. Türkiye ligi gibi kötü bir ligde adam ne yeteneklerini sergileyebiliyor ne de izleyenlere zevk veriyor. Bu onun ligimiz üstü bir oyuncu olmasından kaynaklanıyor. Ligimiz kalabalık defansa tek başına hücum ederek kendisine yazık edilen bir böyle bir oyuncu için lüks. Forvetinde Benzema, orta sahanda Klose, defansında Pique olursa bu oyuncu oynar. Ama bu GS’da ve bu ligde değil. Bunu bir tek ben mi görüyorum? Yoksa birileri görmezlikten mi geliyor?
Bu problemler umarım Seba Sezonu’nda BJK şampiyon olmadan çözümlenir de FB’den önce 4.yıldız takılabilinsin. Fakat devre arasına kadar en az hasarla gitmek şart. İlk yarı BJK şampiyonluğunu ilan etmezse tabi.
Bu yazdıklarımı görebilmek için illa Fatih Terim veya Prandelli olmaya gerek yok. Zaten bu düşüncelerimde yalnız da değilim. Fakat, bir çok kişinin görüp de bu dünyaca ünlü teknik direktörlerin bunu görmemelerinin sebebi ne olabilir? Bunun iki sebebi olabilir: İlki MESLEKİ KÖRLÜK. İkincisi ise İNAT. Yazdıklarımdan yola çıkarak bunlardan hangisi olduğuna siz karar verin.
Not: Başakşehir gibi bir takımdan 4 yemiş bir takım için hava şartları ve sakatlar bahane olmamalı. Bu er geç olacaktı. Köklü bir değişiklik yapılmazsa bu sezon attığımız değil yediğimiz golleri sayacağız. Bu açıdan bana kızmayın, Başakşehir’e değil FB’ye yenilmiş olmayı tercih ederdim. Çünkü köklü değişiklikler hep FB yenilgilerinden sonra geliyor. FB galibiyeti büyün sorunları sümen altı etmişti. Başakşehir yenilgisi bunu sümenin altından çıkarmaya yetmeyecektir.