01
2014
Biraz Galatasaray’ı takip eden her hangi bir vatandaşımıza, Galatasaray’da işe yaramayan futbolcuları say desek, sanırım kafadan 7-8 tane isim sayacaktır.
Türk futbolu niye gelişmiyor diyoruz hep…
Mali ve idari işleri bir kenara alıp, işin sadece futbol tarafını konuşalım. Eğer kahvede ki vatandaş, kimi transfer edeceğini yöneticilerden daha iyi biliyorsa, futbol gelişmez tabi…
Ontiveroymuş, Hajrovicmiş, Allah aşkına hangi kahvede maç izleyen vatandaşımız getirirdi bu adamları?
Gelelim, Galatasaray’ın boşuna maaş verdiği adamlara…
Kimse darılmasın gücenmesin. Galatasaray’da yıllardır zerre kadar işe yaramayan adamlar var. Ne hikmetse bu adamlar tutuluyor ve taraftarda bu adamları ısrarla yıllardır takımda tutturuyor.
Bu adamların en başında, yıllardır bu takımda hiçbir iş yapmamasına rağmen futbolu bilmeyenler tarafından her yıl bir türlü gönderilmediği gibi, üstüne bir de muhtaç olunan Sabri Sarıoğlu geliyor.
Sabri yüzünden Galatasaray alt yapısından bir sağ bek çıkaramadı. Futbolun esas olan püf noktası aslında budur. Sabri yoksa denenecek adam vardır. Zira Sabri eğer hâla takımındaysa ve olaya duygusal bakıyorsan, risk almak istemezsin. Sabri’yi oynatırsın. Bilmezsin ki asıl risk alt yapıdan bir çocuğu oynatmak değil, yıllardır ezberlediğimiz Sabri’ye her seferinde muhtaç olmaktır.
Bir diğer isim de Aydın Yılmaz. Senedir bu takımda… Ona verilen şans kimseye verilmedi. Başka bir gence verilseydi o şanslar keşke…
Gökhan Zan’da, yaşar ne yaşar ne yaşamazları oynuyor senelerdir… Yeter be kardeşim! Oynatmadığın gibi milyon eurolarca para veriyorsun.
Bununla da sınırlı değil. Takımda işe yaramayan daha nice futbolcular var.
Bugün Galatasaray’ın alt yapısından bir çocuğa ara sıra şans vermek yerine, 30 yaşına merdiven dayamış Yekta, her seferinde birinin yokluğunda ilk akla gelen isim. Bu kafatasçı zihniyeti bir türlü yıkamıyoruz.
Galatasaray gibi gençleri Türk futboluna armağan eden bir takım, diğerlerine özenir oldu sanırım.
Alt yapıya gönderilen ve gençlerin önünü tıkayan Engin Baytar’da bunlardan birisi…
Hak ediyorsan sevilirsin ama hak etmiyorsan geçmişe bakmam. Aldığın parayı hak ettiğin sürece herkes seni sever. Etmediğin zaman kredin vardır. Kredini tükettiğinde gidersin.
Mesela Selçuk İnan…
Aldığın parayı hak ediyorsan sevilirsin. 2 sene önce sevildiğin gibi… Zira etmiyorsan, gidersin. Galatasaray yönetimi, Selçuk İnan’ı geçen sezon sonu satmamakla büyük bir cahillik örneği sergiledi. Bir yıldız futbolcun erimeye başladıysa ve takımın kötüye gidiyorsa mutlaka satacaksın. Ondan daha hayır gelmez. Dünyanın en büyük takımları bile yıldızlarını satarken, biz turşusunu kurmayı düşünüyoruz.
Satacaksın. O gün satsan 8-10 milyonlara satardın ama bugün 5 milyon vereni bulamıyorsun. Bunlardan biriside Burak Yılmaz…
Galatasaray, Burak’dan ne kadar erken kurtulursa o kadar kar eder.
Umut Gündoğan, Veysel Sarı, Hakan Balta, Furkan Özçal, Pandev ve Dzemaili’de Ocak ayında tamamen elden çıkarılması gereken futbolcular…
Bunlara kaldıysak vay halimize…
Birde satıldığında para getirecek futbolcu satmamız gerekiyor.
Ben çok büyük bir şekilde ortaya iddia koyuyorum. Bruma futbolcu falan değil. Bunu herkes yeni yeni görmeye başladı ama ileriki zamanlarda daha da gerçeklik kazanacak bu durum.
Bruma mutlaka satılmalıdır. Bunda kızılacak bir husus yok.
Bir adam hızlı koşabilir. Çok genç olabilir. İyi çalım atıyor da olabilir. Zira Bruma, saha da nerede duracağını bilmiyor. Oyun zekası sıfır. Takım oyunu bilgisi zaten sıfır. Pas atma ve şut atma özelliği zaten sıfır. Duran top özelliği sıfır. Ee be arkadaş, senin ptt liginde oynayan siyahi adamlardan farkın ne?
Bizim gibi bir kulüp bulup, 5-6-7 neyse artık satmamız şart. Bruma para getirir diye ümit ediyorum.
Emre Çolak için de, bir takas söz konusu olabilir. Ligimizde yerli ve iş görecek bir Türk futbolcu ile takas edebiliriz. Emre yetenekli ama son zamanlarda çok düşüşte. Ayrıca sisteme bir türlü uyduramadık gitti.
Yıllarca böyle gereksiz tutulacak hali yok. Boşuna para almasının lüzumu da yok.
Yasin Öztekin’i yazmak hiç istemiyorum ama ‘onu niye yazmıyorsun’ sorusu ile karşılaşmak istemediğim için yazayım bari…
Bu adamı Galatasaray’ı kim getirdiyse, kulüpten kovulması lazım. Prandelli’nin tek başına karar verdiği bir isim olduğunu sanmıyorum. Başka da bir şey yazmaya gerek yok.
Talibi olursa Eboue’de gönderilmeli.
Ayrıca Brezilyalıların piyasası var. Satabilirsek, Telles denilen bu kaplumbağayı da satmamız gerekiyor. Bire birde seri çünkü Brezilyalı. Klasik hareketleri var ama bu kadar yavaş bir adam Galatasaray’ın sol beki olmamalı. Beşiktaş’ın bedava aldığı Motta, bundan daha iyi bir sol bek.
Chedjou’yu da Servet Çetin’in biraz daha cılız haline benzetiyorum. Zerre kadar teknik yok. Dan dun vuruyor gelen toplara… Boş kuru bir hırs ile oynuyor. Satılabilirse, çok iyi olacak. Güzel bir temizlik yaparken, göz ardı edilemeyecek ufak tozlardan…
Kaba lekeleri zaten yukarda saydık.
Eğer üzülmek isteyen yada sinirlenmek isteyen birisi varsa, bir Galatasaray maçında sadece ama sadece Hamit’i izlesin yeter. Bu adam 3.5 milyon euro yıllık para alıyor. Akıl alacak iş değil.
Hamit’i de Almanya da bir takıma satabilirsek en büyük başarı olacak. Gitmesi gerekenlerden birisi de Hamit Altıntop.
Ocak ayında transfer yapmaya da gerek yok. Belki 1-2 tane kiralık futbolcu getirebiliriz. Hatta belki de 3-4 tane futbolcu kiralayabiliriz. Asla bonservisi ile futbolcu almamalıyız.
Kadro iyi kötü sezon sonuna kadar Hamza hoca ile doğru oynatılırsa öyle yada böyle gideriz… Ekonomik kıtlıktan çıkmak istiyorsak, işe yaramayan ve milyonlarca euro para alan futbolcular ile yolların mutlaka ayrılması gerekiyor.
Sezon sonu benim gördüğüm, yönetimde değişir, hoca da…
Muhtemelen Adnan Öztürk başkan olur. Çok iyi de bir yönetim listesi oluşturur. Hamza hoca büyük işler başarırsa devam eder. Başaramazsa, gider.
Evvela ocak ayında elde ki boşa milyonlar alan onlarca isimden kurtulmamız gerekiyor.
Ne demiş atalar;
Temizlik imandan gelir…