19
2016
Öncelikle Aziz Şehitlerimize Allah'tan rahmet; ailelerine ve Yüce Türk Milletine başsağlığı diliyorum...
Kahraman güvenlik güçlerimizin Allah yardımcısı olsun. Allah ülkemizi ve milletimizi korusun.
------------------------------------------------------------------------
Merhaba değerli webaslan okurlar,
Her maç sonrası konuşulan tek adam Riekerink. Yok hoca değil, yok futbolu bilmiyor vs. vs. Bu geyikler bitecek gibi değil. Futbol ulemalarımız galibiyeti oyuncuya, mağlubiyeti hocaya fatura ediyor. Kardeşim adil ol bari; ya ikisini de hocaya mal et ya da ikisinin de suçlusu oyuncu olsun. Böyle deli saçması bir çifte standart olabilir mi? Çok namlı, geçmişi başarılarla dolu hocalar da yanlış yaptıklarında, işler sarpa sardığında, ahali tarafından aynı basmakalıp sözlerle eleştiriliyorlar. Bu tribünler Terim istifa diye de bağırdı, Mancini kağıt yolluyor diye kulp da taktı. Reijkaard'ı futboldan anlamamakla da suçladı.
Mourinho'lar, Pep'ler, Ancelotti'ler... Bu sezon kendilerine hoca denmesine engel olacak işlere imza attılar mesela. Bir grup aklı evvel çıkıyor, zor zamanda cesaretle işin başına geçmiş adamı sanki Galatasaray'ı rezil etmiş gibi suçluyor. Bu oyuncu grubunun büyük kısmı Denizli'nin yürüyen eşeklerine evrildi, daha geçen sezon. Bugün bakıyoruz -fizik yetmese de- hiç değilse kazanma gayreti var takımda. Geçen sezon Hamzaoğlu'nun kovuluşuyla bozulan havayı, Riekerink'in gelişi düzeltti, çok net.
Bu takımın Fatih Terim'in son sezonundan bu yana devrolagelen sorunları var. Riekerink'i gömmeden önce bunları görmek lazım. Galatasaray'ın onbirinden 2-3 yıl önce çıkmış olması gereken adamlarla yola devam ediyoruz hala. Allah'tan Burak efendi ve Olcan-Umut-Tarık beyler gittiler de küçük bir dönüşüm başladı takımda. Son üç-dört sezondur "eldekiyle idare edelimci" transfer politikasıyla hep arada-derede işler yaptık. Riekerink'in hocamız olması da kesinlikle bu anlayışın ürünü, buna itiraz yok. Sağ bekimiz yok; lider stoperimiz yok; çift yönlü diri bir ortasahamız yok; yok oğlu yok! Tüm bu eksikler Hamzaoğlu döneminde de vardı... 4'er 4'er yediğimiz sezonda 4. yıldızı alabildik yine de. Çünkü burası Türkiye, burada müthiş oynamasan da vasat rakiplerin katkısıyla yarışta kalabilirsin. Son 6-7 haftayı potada gören Galatasaray için geri kalanın %90'ı motivasyon işidir. Hop gelsin şampiyonluk! İyi top nerden gelir? Bağdat'tan mı?
Hocayı amansızca gömmeden önce artık çok yaşlanan ve hantallaşan isimleri de görelim. Ortasahamızın kırılganlığını, stoperlerimizin hava toplarında hiç olmayışını, hatta bu yaşlarına rağmen hala yapabildikleri akıl almaz pozisyon hatalarını görelim. Riekerink hiçbir zaman Dick efendi gibi çıkıp elimdeki malzeme bu, ben napayım demedi. O görmüyor mu bu tandemle elek olabileceğimizi? O görmüyor mu koşan boğuşan takımların bizim dedeleri maymun edeceğini? Denizli'sinden, Terim'ine hepsi zaman zaman çıkıp ,"transfer istedim yapmadılar" diyip yönetime attı topu. Riekerink ise işine bakıyor. Özeleştirisini 80 milyonun gözü önünde yapabiliyor, kendi başarısızlığını egoistçe tartışmalarla örtüp, onu bunu düşman ilan etmiyor.
Çoğu hocanın su koyuvereceği, hatta daha iyi bir yer arayıp, bulur bulmaz da kendini kovdurmayı düşüneceği bir takıma kumanda ediyor JOR. Kaçmıyor, ağlayıp, sızlanmıyor. Eldeki malzemeden çıkarabileceğini çıkarıyor ve oyuncularına sahip çıkıyor. Tercihlerini beğeniriz, beğenmeyiz; doğru bildiğini yapıyor. Özetle Türkiye şartları için fazla iyi, fazla temiz bir insan ve babacan bir hoca aynı zamanda. Bundan bir tık daha iyi oynar mı Galatasaray? Belki oynar... Ama bir tık için 1 milyon euro daha vermeye gerek yok! Bazı hayalperestler falanca hoca gelse bu takım müthiş oynayacak sanıyor. Ne o Selçuk gençleşecek, ne stoperler yeniden doğacak ne de beklerimiz orta açmayı öğrenecek. Benim diyen hoca, en az üç tane direkt oynayacak transfer talebiyle geçer bu takımın başına! Eh üç tane direktman takıma katkı yapacak adamı aldıktan sonra Riekerink'i kovmaya gerek yok.
Riekerink kaybetmeyi kabullenmiyor, iflasını ilan etmiyor; takımı da vazgeçmiyor mücadeleden... Kâh iyi, kâh kötü performanslar gördük. Galatasaray ortasahada ve arka dörtlüde yaşadığı onca kabusa rağmen hücumda iyi paslarla, zaman zaman yakaladığı hızlı kontralarla ve tabii ki oyuncuların kahramanlaştığı maçlarla bugüne geldi. Tüm bunlara tesadüf diyenlere söylenecek söz yok. Bu tesadüfler Prandelli'yle, Denizli'yle, Hagi'yle Bülent'le olmuyor niyeyse! Kimsenin beğenmediği Hamza ile, JOR ile olabiliyor. Kalın mukaveleleri ve büyük isimleri olanlar dışında kimseyi adam yerine koymayan, işler biraz kötü gidince şu gelsin, bu gelsin diye ağlayanlar bunları anlayamayacak.
Umarım yönetim fener medyasının gazına gelip hoca değişikliğine kalkışmaz. Doğru transferle bu takımı ikinci yarıda daha çok boğuşan bir kimliğe büründürmek daha mantıklı görünüyor.
İyilik kazansın!
Esen kalın...