25
2014
Strateji (Stratagos) Yunanca bir sözcüktür. “Savaş ve generallik sanatı” demektir.
Stratejinin mükemmelliği üç temel dayanağı olan zamanı, gücü ve mekanı, önce çok iyi hesaplamak, sonra çok iyi planlamak ve nihayetinde de, çok iyi uygulamaktan geçer.
Strateji de hata yapmak, savaşın belli noktalarında başarılı olsanız dahi, sonunda savaşı size kaybettirecektir.
Bu ilke bir doğa yasasıdır. İnsanoğlunun beş bin yıllık yazılı tarihinde bir kez bile tersine rastlandığı görülmemiştir.
İyi bir lider, stratejik hamleyi en doğru yapandır. Çalkantılı dönemlerle geçen savaş, liderin temelini iyi hazırladığı stratejik hamleler ile mutlaka savaşın sonunda zaferi de beraberinde getirecektir.
Stratejik hamleler uzun uzun düşünmeden yapılamaz. Bir lider, kısa düşünceler ve aklına geleni bir günde uygulamaya sokma yöntemleri ile stratejik bir hamle yapamaz.
İyi bir lider, düşmanı kalesinden fetheder.
Düşmanı kendi mermisi ile vuran lider, stratejik hamleyi en iyi yapandır. Kaleyi içten fethetme yöntemi, düşmanın direncini kıracak ve psikolojik yıpranmayı da düşmana yaşatacaktır.
İnsanoğlunun doğası aslında rekabet ve savaştır.
Beş bin yıllık yazılı tarihin, sadece 300 yıla yakın bir zamanı barışla geçmesi de buna en canlı örnektir.
Bugün her fırsatta defalarca kez yazmış olduğum makaleler de hep bunu anlatmaya çalışıyorum; ‘Galatasaray’ın stratejik hamle yapacak bir lider başkana ihtiyacı var.’
Yalnız önce Galatasaray’ın başkanını seçecek üyelerin, akıl ve mantığa ihtiyacı var.
Camia da, liderlik vasfı ve otoriter yapısı olan 2 kişi var; Adnan Öztürk ve Haluk Ulusoy…
- Bunların haricin de, sevecen ve güler yüzlü olan, gerçekten çalışkan yapıları ile dikkat çeken fakat liderlik vasfı ve otoriter kişiliği olmayan 2 kişi daha var;
- Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak…
Ne yazık ki, bu isimlerin hiç birisi henüz çıkıp ben başkan adayıyım demedi.
Ve ne yazık ki, Ünal Aysal’ın bir dönem kapısında ağlayanların hiç birisi, bu isimlerin kapısına gidip ısrarcı olmadı.
Galatasaray da menfaatçilik var. Galatasaray da iç çekişmeler var. Galatasaray da popüler olma sevdalılığı var ve Adnan Öztürk’ün de dediği gibi Galatasaray’ın ilk etapta bu zihniyetten kurtulması gerekiyor.
Galatasaray camiası 74 yaşında ki Ünal Aysal’dan umudunu kesmesine rağmen, çareyi 74 yaşında ki Alp Yalman’da arıyor.
- Pili bitmiş Mustafa Denizli çare olacak görülüyor. Sonra Mehmet Helvacı denen brütüs ortaya çıkıyor, meydanı boş bulup ben başkan olurum diyor.
Ünal Aysal ise, adını sildirmemek pahasına, projelerini devam ettirmek istiyor. Aday olmasa da, yeni seçilecek kişinin, kendi hazırladığı projelerini sürdürmesini istiyor. Yani klasik bir Aysal egosu. Alışageldik…
Koca Faruk Süren’in de saçmalayacağını görmüş olduk.
- Herkes iki arada bir derede kalmış.
Camia kimseye gidememiş, Aysal seçime gireceğim dese yine cüzi oyla da olsa şansı yüksek gibi gözüküyor. Tek şansızlığı takım.
O ara takım mağlubiyetler almaya devam ederse ki, durum onu gösteriyor, o zaman hali ne olur Aysal’ın, Aysal’da bunu düşünüyor…
Yapılacak iş basit.
Camia Haluk Ulusoy ve Adnan Öztürk’den birisini ikna edip, iyi bir yönetim ile yoluna devam etmeli.
Yolun henüz başındayken stratejik hamle de yeni gelen başkan ve yönetim kurulu tarafından yapılmalı.
Prandelli değil 1 yıl, 10 yıl da kalsa 4.yıldızı takamaz.
Adam hoca falan değil. Mancini’nin sakallı versiyonu… İtalyan mı İtalyan ! Bir de Sabri’yi kestirdiler… Ceyhun da yok artık. Lakin Galatasaray da zerre kadar bir şey değiştiremedi.
Adam her maça Selçuk-Yekta-Dzemali, varsa Yekta’nın yerine Melo ile başlıyor. Önlerine Sneijder, en öne de Burak ve Pandev’i koyuyor.
Saha içerisin de Sneijder sola geliyor, Pandev veya Burak ikilisinden biri dönem dönem çizgiye geliyor, orta alan beşleniyor, sonra tekrar üçleniyor.
Bakıyor ki böyle gitmez bu maç… Prandelli efendi, Bruma’yı oyuna alıyor. Kanatsız başlayan adamın, maça yaptığı hamlelerin tümü kanat oyuncularını sahaya sürmek oluyor.
Kimi maçlarda ise, koca Galatasaray’ı sahasına hapseden Anadolu takımlarına karşı, doldur boşalta döneyim diye Umut’u oyuna sokuyor. Bu sefer de Bruma’yı oyundan alıyor.
Olur da bu kadar olur.
Prandelli’ye hoca demek, gerçek hocalara ihanet olacak.
Galatasaray da başkan inşallah Haluk Ulusoy veya Adnan Öztürk olarak şekillenir… İyi de bir yönetim olmazsa olmaz bir gerçektir.
Daha fazla beklemeden, yeni gelen yönetim Prandelli ile yolları derhal ayırmalı. Galatasaray’ın zaten stratejik hamle yapma zamanı geldi de geçiyor.
Daha yolun başı.
Zararın neresinden dönsen kardır.
Evvela, gelecek hoca azimli ve sinirden hırs küpüne dönmüş biri gibi olmalı. Hatta bu gerçekten böyle olmalı.
Fener’den intikam alma duygusu içinde olan, 4.yıldızı alarak kendini ispatlama çabasında olan, kendisini kovduğunu zannedenlere en güzel cevabı vermek isteyen, bütün bu hırsını futbolculara aşılayan biri olmalı.
Ligi ve Türkiye’de ki medyayı ve yaşanılacakları, tecrübesinden dolayı iyi tahmin eden biri olsun mesela…
Yanına da kaliteli 2 Galatasaraylı verilsin.
Hoca da Türk olsun.
Hoca, Galatasaray da çoğu futbolcu ile arası iyi olan birisi olsun.
Ayrıca bu hoca, ayağa pas yapmaya, önde prese, tempolu oyuna çok önem veren birisi olsun. Galatasaray prese dayalı oynasın ve koşsun.
Hocanın sistemin de kanat oyuncusu oynatmama gibi saçmalıklar olmasın. Elindeki kadro derinliğinin zenginliğinden iyi yararlanan biri olsun.
Hatta iyi idman yaptıran biri olsun ve intikamın soğuk yenen bir yemek olduğunu bilen biri olsun.
Galatasaray’ın yeni hocası Ersun Yanal olsun.
1+1 yıllığına anlaşılsın…
- Prandelli ile olmayacağı kesin. Yeni bir yabancı gelse zaten hiç yapamaz. Mustafa Denizli kabus olur. Hikmet Karaman’a gelince, Ersun Yanal tam bir stratejik hamle peki Hikmet Karaman ne?
Galatasaray bu hamleyi yapmalı.
- Strateji 3 temel unsur demiştik. Neydi bunlar; Güç, mekan ve zaman…
Ersun Yanal hırslı ve kinli. İntikam peşinde. Başarıya aç! Dolayısıyla güçlü.
- Mekan ise, camianın getireceği başkan. Zaman ise, son hamle… Ersun Yanal tam bir stratejik hamle olur.
Bir risk değil aksine meydan okumadır.
- Otoriter olmayan ve yarınları tartışılan İsmail Kartal’ın karşısına aynı kriterlere mensup Prandelli’yi koymak savaşı sonun da mutlaka birine kaybetmek anlamına gelecektir.
Hamle doğru zaman da olmalı. Ersun Yanal gelmeli.
Zira Galatasaraylı futbolcular kendilerine çeki düzen vermezlerse, ve ya Ersun Yanal’da bu işi yapamayacak gibi giderse, sezon sonu için çalışmalarda bir taraftan yürütülmeli…
Sezon sonu gerekirse revizyon da konuşulur. Hoca da…
Netice de önemli olan, bu sene stratejik hamleyi en doğru şekilde yaparak, 4.yıldızı takmak olacak.
- Kimse çıkıp Fener’den adam gelmesin demesin.
Hiç unutmuyorum, Ergin Ataman Beşiktaş’ı çalıştırırken Beşiktaşlılar; ‘Beşiktaş’ın çocuğu Ergin Ataman’ diye bağırıyordu. Aynı Ergin Ataman, şimdi Galatasaray’ı çalıştırıyor.
- Boşuna beklemek pişmanlık doğurur. Zamanın da hamleler en doğrusudur. Strateji de böyle olur.
Galatasaray bu sezon bu başkan ve yönetimi, ayrıca bu İtalyan hoca ile hiçbir yere gidemeyeceğini anlamalı.
- Benim şaşırdığım husus, Galatasaray harıl harıl sallanıyor ama ultrAslan çıkıp da şu başkan olsun biz bunu destekliyoruz demiyor.
ultrAslan, Galatasaraylıların sesidir.
Galatasaray taraftarı anketler de Haluk Ulusoy dediyse, ultrAslan da gereğini yapmalı ve artık bir açıklama yayınlamalı.
- Galatasaray artık Fener’in başarısızlığını beklememeli.
- Rakiplerinin başarısızlığından medet ummalı…
- Galatasaray bu kaosun içerisinden ancak ve ancak, tarifimde ki başkan ve yönetim, ayrıca stratejik hamle Ersun Yanal ismi ile çıkacaktır.
Tüm Galatasaraylılara sevgilerimle…