12
2016
Bu sene %90 ligi kaybetmiş olabiliriz ama elimizde Türkiye Kupası ve Avrupa Ligi olmak üzere 2 kulvar daha var. Bu durumda oyuncuları ve taraftarı motive etmek her zamankinden daha zor ama bir Galatasaraylıya imkansızı anlat ve eline patlamış mısırını alıp otur izle.
Denizli mevcut kadrodan %100 verim almak istiyorsa artık sistemi ve şablonu değiştirmeli. Farklı tipte oyuncular olmalarına rağmen hoca Podolski'yi Elmander gibi kullanabilir, Podolski tecrübesiyle ve yetenekleriyle o yönde bir geri dönüş verecektir.
Beğenmediğimiz, Galatasaray seviyesinde olmadığını düşündüğümüz Sabri, mevcut kadro için tam da Galatasaray seviyesinde. Biz Sabri'nin hücum yönüne değil de defansif olarak veremediklerine sinirleniyoruz ama Sabri'yi eski günlerdeki gibi kanatta oynatarak maksimum verim elde edebiliriz. Futbola anlayamadığım bi şekilde 10 numara olarak başlayan Sabri sırasıyla kanat ve sağbek olarak kariyerine devam etti. Orta yapmayı bile beceremeyen adam kadro dışı bırakılıp geri döndükten sonra, 30 yaşından sonra aklı başına gelmiş olacak ki, daha isabetli ortalar yapmaya başladı. Olcan da sol ayaklı futbolcularımız içerisinde en çok ve en iyi orta yapan oyuncuların başında geliyor.
Elimizde adam akıllı bir forvetimiz olmadığına göre, olanı da satıldığına göre forvete gol yönünden değil de oyuna katkı yönünden ihtiyaç duyulan bir sisteme geçilmeli, Elmander, Necati ve Baros'lu günlere.. Forvetlerin değil de daha çok ortasahada oynayan ve kanattaki oyuncuların skora katkı verdiği döneme.. Ama tek bir farkla, forvet 2 değil 1.
Podolski'yi Elmander gibi sırtı dönük, arkadan gelen oyunculara pas istasyonu olacak şekilde forvette kullanmalıyız. Oyun merkezini Denizli geldiğinden beri geriye çok çektik, defansif sorunları çözmek adına kendi kalemize yakın oynadıkça ileri uç elemanlarının etkinliğini azalttık. Geride oynadığımız için Sneijder, Yasin, Podolski gibi oyuncuların kaleye uzak oynamalarından dolayı yeteneklerini sergileyemedikleri kısır bir oyuna mahkum olduk ki istatistikler de gol oranındaki ciddi düşüşü net biçimde gösteriyor.
Kalede Muslera, sağbekte Linnes, solbekte Hakan veya Carole, stoperde Chedjou ile Denayer veya Koray, ortasahada Donk ve Selçuk, solda Olcan, sağda Sabri, ileride Podolski ve hemen arkasında Sneijder.
Barcelona'nın klasik ortasahası gibi savunmanın önünde Busquets'in yerinde Donk, Xavi'nin yerinde Selçuk, İniesta'nın yerinde Sneijder. Sneijder sol iç koridorda, Selçuk biraz daha geride sağ iç koridorda, Sabri ve Olcan'ın sağdan ve soldan ceza sahasına dalmasıyla 4-3-3 ve 4-1-2-3 arası bir oyun şablonu.
Sistem ise yine Barcelona benzeri rakip sahada bol paslı, presli, Sabri ve Olcan'ın ceza sahası yan çizgileri hizasından savunmanın arkasına sarkıp ağırlıklı olarak yerden ve bel hizasından yapacakları ortalarla, Podolski, Selçuk ve Sneijder'e goller attırmak. Olcan ve Sabri'nin rolleri bu sistemde çok büyük ki sağbek ve solbekler de onlar gibi cezasahası yan çizgileri hizasından Alba ve Alves gibi yerden ortalar yapmak için ileri çıktıklarında bek özellikleri sayesinde onların yerini dolduracaklar. Donk da rakibin hızlı hücumlarında top kapma görevini üstlenecek. Bu sisteme oyuncuları adapte etmek biraz zor olabilir, bunu en iyi uygulayan takım da zaten Barcelona.. Oyuncularımızın Barcelona gibi iyi bir şekilde bu sistemi uygulamasını baklemiyorum ama en azından bazı şeyleri becerebilecek kapasitedeler.
Tabi bir başka sistem de fenerbahçenin İsmail Kartal ve Aykut Kocaman döneminde oynadıkları kaos futbolu.. Bol paslı kısır bir oyun, ortasaha oyuncularının ileri doğru baskı yaparak rakibi geriye ittirmeleri, sağdan ve soldan yapılan çok sık ve etkili ortalar, kanatta oynayan oyuncuların zaman zaman gösterdikleri bireysel beceriler, karambolleri iyi değerlendiren forvet ve ortasaha oyuncularıyla atılan goller.
Bu iki sistemde de anahtar nokta bol pasla rakibi uyutmak ve aniden atağa geçmek. Bu iki oyun sistemi için olması gereken oyuncu tipleri ne yazıkki olmasa da Selçuk, Bilal, Emre, Sneijder gibi bol pasla oyunu tutabilecek oyuncularımız var, Hamit Beyefendi de iyileşebilirse bu açıdan faydası olacaktır. Denizli hücum kalitesini daha fazla düşürmeden (zaten o kalite yerlerde ama) daha etkili bir oyun oynanmasını istiyorsa topun sürekli bizde kalması adına çalışmalar yapmalı ve Emre, Bilal, iyileşirse Hamit gibi oyuncuları daha çok kullanmalı.
Bunlar benim kendi görüşlerim, katılanlar olabilir, katılmayanlar olabilir ama emin olun şu anki kadar kötü oynamayacağımız kesindir!!