17
2012
Sevgili Galatasaray'lılar,
Biraz önce basketbolda BJK ile oynanan bir TK yarı final maçı izledik.
Birkaç gün önce kızların Fener ile oynadığı lig maçını izlemiştik.
Ben eski bir basketbolcu olarak Türk Hakemlerinden "utandım".
Yukarıda saydığım 2 maçın arasında bir gün de GS'ımızın Spartak Moskova maçını ve oradaki hakemleri izledik. Oradakiler hakemse bizimkiler değil. Eğer bizimkiler hakemse de onlar hakem değil.
Her hücumumuzu "hücum faul" diye kesen, bunlar ne biçim hakem, nasıl insanlardı? Ben bu derecesini daha önce hiç görmedim arkadaş!
Kızlar maçında da nasıl ters kararlar verildi öyle? 10000 seyircinin kimyası bozuldu. . Korkmuyorlar da.. Fenerlilik öylesine "ölümüne" işlemiş ki genlerine, hiç umursamıyorlar, hiçbirşeyden korkmuyor, çekinmiyorlar. Ölümüne rezillik…
Mahmudi veya öğrencileri hata yapmadılar mı? 11 sn. kala 3 sayı öndeyken rakibe hücumunda 3 lük kullandırmayıp faul yapılmalıydı, yapmadı veya yapamadılar, maç uzatmaya gitti. Spor bu, tabii biri hata yapılacak ki öteki kazansın.
Affedilemez olan "kasıtlı yapılan hakem hatalarıdır".
Şike, şike, şike…Silivri'de bir dava görülüyor. Kapı önünde çadırlar, çaycılar, kokoreççiler, pankartlar, sloganlar…
Zalime karşı direniyorlarmış! Kim zalim? Yargı, kolluk… Yargıya, polise durmadan hakaret ediliş, Tapeleri tıpa yapanlar, v.s. Bunların hiçbirşey değilmiş gibi izlenmesi, müdahale edilmemesi hayret verici. Silivri olmuş bir "sirk"!
Üstüne hiçbir vazife olmayan bir küstah adam çıkıyor, GS ile ilgili çok önemli bir dosyanın savcılıkta bulunduğunu buyuruyor. Gazeteler sazan gibi atlıyor haberin üzerine.
Ey vatandaş! Elinde yeterli bilgi ve belge olmadan GS için yazan ve çizenler ayaklarını denk alsınlar. Varsa gerçek bir belge "kıvırmak" yerine açıklasınlar. GS ve GS'lılar böyle palavralardan çekinmez. Varsa bir suçu çeker, birileri gibi dansözlük yapmaz..
Ama ben inanıyor ve biliyorum GS'ımızın mazisinde çekinecek, utanılacak hiçbir olay yoktur.
Geçen Pazar Telegolde esef ettiğim bir olay yaşanmıştır. Eski Ankaragücü oyuncusu Melih Atacan, 1974-75 sezonunda Ankara'da GS ile oynadıkları ve 2-0 kazandıkları maçta teşvik primi aldıklarını, bu alanlardan birinin de Erman Toroğlu olduğunu açıkladı. Bu konu ile ilgili olarak telefona bağlanmak isteyen Fenerbahçe Divan Kurulu Üyesi Hidayet Akbulut'un moderatör Serhat Ulueren tarafından yayına bağlanması ve konuşması engellenmiştir.
Ama bazı gazeteciler işin ucunu bırakmadı, ertesi gün Hidayet Akbulut'u buldu, Vatan, Hürriyet ve benim göremediğim belki başka gazetelerde bu şahıs "Fenerbahçe divan kurulu üyesi" olduğunu, teşvik parasını "bizzat" o maça götürdüğünü, soyunma odasında teslim ettiğini güzel güzel anlattı. Ama bugün bakıyorum ki, 3 gün önce geniş şekilde yayınlanan bu haber, ilgili gazetelerin "arşiv"lerinden hemen kaldırılmış! Cumhuriyet böyle olur. Hatta buna "imparatorluk" bile diyebilirsiniz.
Ben araştırdım, olay nasıl olmuş derseniz, 25 Mart 1975 de, 2 puanlı ligin 21. haftasına FB 30, GS 29 puan ile girmiş, bu maç sonrası puan cetveli FB 32, GS 29 olarak geçilmiştir. Lig sonunda ise Fener 43 puanla şampiyon, GS 38 puan ile ikinci olmuştur. 21. haftadan 30 a kadar kimbilir daha ne şikeler ve teşvikler dönmüştür…
MAA'ya bir sormalı… "kupasını alsak mı ki?"
Bu tarihte teşvik sanırım ki suç değil. Aslında bana sorarsanız teşvik bugün de suç olmamalı…
Ama, efendim Denizli'ye 2006 da teşvik gitmiş. "Kupasını alırım" lafı var ya, oraya takılmıştım zaten…Ortada ne belge, ne şahit varken bir efendimiz GS'nın 2006 kupasını geri almaktan söz ediyordu. Ama şimdi bu olay öyle mi? Sapına kadar Fener'li, babası Fenerbahçe kamp müdürü, kendisi divan kurulu üyesi… Diyor ki, "teşvik parasını ben götürdüm, bizzat verdim" ..
Bir gol atmayı beceremeyip avuçlarının içindeki şampiyonluğu kaçıranların acınacak hali…
"kupasını alır mısın" sayın MAA?
Arkadaşlar durum ne yazık ki çok vahimdir. Hem de her sahada, her branşda. Bazıları, hakemi ile, yöneticisi ile, medyasıyla tıpkı bir "ur" gibi yayılmış sporumuz içine. Bu pislikte spor olmaz. Geniş bir temizlik gerekiyor. Çok iyi, çok usta yönetimlere gerek var. Hem federasyonlar ve hem de kulüpler bazında.
Ne diyeyim, Tanrı yardım etsin Türk Sporuna…
Saygı ve sevgilerimle…