16
2011
Sevgili Galatasaray’lılar,
Gecikmeli de olsa ligimize döndük. Kötü bir skorla başladık. Ancak, bu skor benim için pek de sürpriz olmadı. Bu kadar yeni oyuncunun olduğu yerde uyum sorunu yaşanması kesin iken, Terim’in “sihirbazlığına” inanıp biraz fazla beklentiye geçtik ve takım sporlarının malum gerçekleri ile toslaştık.
Bana sorarsanız bu sonuç normal, Ancak, takımımız kesinlikle iş yapar, ilk dörde de rahatça oynar ve şampiyonluğu kovalar. İzlediğim maçtan vardığım sonuç bu.
Daha ilk haftadan bazı oyunculara yönelik olarak yapılan olumsuz yorumlara katılmıyorum. Bu tip yorumların bize bir hayrı olmıyacağı gibi, önceki yıllarda olduğu gibi yine rakiplerimizin değirmenine su taşıyacağı bilinmelidir. Son derece zengin, alternatifli bir kadromuz var. Dilerim uyum sorunu uzun sürüp sıkıntı yaratmaz.
Ve dilerim devre arası transferinde Gyan yeniden gündeme gelir. Bu oyuncuyu ne kadar istediğimi anlatamam. İnanın yılın değil, yılların transferi olur. Hele de hemşehrisi Annan ile birlikte…Bakalım zaman ola hayrola…
……..
Ne dersem diyeyim, ben bu yıl futbola adaptasyon sağlıyamıyorum. Hemen aklıma TFF Başkanı MAA, böyük başkan aziz geliyor ve “buz kesiliyorum”.
MAA nın tahkim kurulu alikoçun cezasını affetmiş. Zaten mosturoğlu da diyordu tahkimde 6-1 önde olduklarını. Haklıymış!
Oysa ki MAA gittiği umreden haykırıyordu “kupalarını alırım” diye. Bahse konu biliyorsunuz 2006 kupası idi. O yılki hesaplarda açık çıkmış da, v.s. v.s….Mübarek adam sana ne? Sen mali polis misin? Bütçemin hesabını ben Genel Kurullarıma ve gerektiğinde de Sayıştay deneticilerine veririm.
Şimdilerde, UEFA Türkiye ligi şampiyonu olarak Trabzon’u tanıyor, şampiyonlar ligine Trabzon katılıyor, bizim MAA da halen bir ses yok Fener’in kupasını alacağına dair.
Sezon sonunda karar alacakmış.
Savcı kasım ayında iddianamesini hazırlar, belgeler üzerindeki kısıtlamalar kalkarsa ne anlatacak millete? Ne bekliyorsun birader diye soranlara ne cevap verecek? Bileniniz var mı?
İnsanları eşek yerine koyup her gün yeni bir laf üreten, her lafında bir öncekiyle çelişen bu adam, tahkimini de her türlü ekibini de alıp çekip gitmelidir artık.
Durmadan zaman kazanmak isteyip olayı uzattıkça uzatıyor. Medet umuyor ki, bu süreçte gerekli yasa değişiklikleri yapılabilir belki. Kulüpler Birliğinde mevcut bazı paragöz mensupların gözünün içine bakıyor.
Bu olay adli yargı ile örtüştürülebilir mi? Bu 2 yargı birbiriyle o kadar alakasız 2 yargıdır ki, adli yargıda %1 şüphe olsa bile sanık lehine değerlendirilip cezadan kaçınılır. Oysa ki spor yargısında % 1 şüpheniz varsa “küme düşüreceksiniz” der.
Şu an karar geciktiriliyor ki, önümüzdeki süreçte belki küme düşme kaldırılıp yerine “-“puan uygulaması getirilir ve bu şekilde Fenere kurtuluş imkanı doğar. Hesaplar ilk dörtten aşağıya düşmeden play-of’a kalabilecek kadar bir puan eksiltmesi ile Fener’in şampiyonluk yolunun açık tutulması üzerine kurulu.
Dünyanın neresinde böyle aşağılık bir düşünce olabilir? Birisini yargılarken onu kurtarmaya yönelik “özel” yasa çıkarılsın. Bu hangi hukukta, hangi mantıkta vardır? Böyle bir ahlaksızlık düşünülebilir mi?
Ama gidişat budur.
Anlaşılan bizim MAA bir adet daha “platini” fırçası istiyor.
MAA bu kadar uğraşırken makbule geçiyor mu dersiniz? Fener cephesinde küfürün bini bir para.
Önceki yıllarda da TFF Başkanı iken Sayın Erzik’le de geçinemezlerdi. Bu kez Ali Şen TFF ile kavgalı idi. Oysa, Erzik’ten daha iyi bir Fenerli düşünülebilir mi?
Şimdi MAA ile birbirlerine girdiler. Oysa ki MAA çırpınır halde Feneri nasıl kurtarırım diye.Bunlar iyilikten de anlamıyor, hayret!
Fener’de düzgün adamlar ne yazık ki dikiş tutturamıyor. Bugün şikecibaşı aziz için canını verir halde camia. Oysa ki o bir şikeci. Uğur Dündar, Atilla Kıyat Paşa, Sadettin Saran ve nice aklı başında beyefendi adamlar tutunamadılar camia içinde.
Bakın size geçen yıldan bir gazete haberi vereyim.
“BOTAŞ’taki "yolsuzluk" iddiaları üzerine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığında yürütülen "Mavi Hat" operasyonunun ardından açılan davada yargılanan sanıklardan iş adamı …..nin de "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak", "ihaleye fesat karıştırmak", "kamu kurumu aleyhine dolandırıcılık" ve "rüşvete teşebbüs" suçlarından cezalandırılması istendi.”
Bu … isimli şahıs bugün Fener yönetiminin başında. Aziz ile birlikte. Muteber adam statüsünde her gün gerdan kırıyor ekranlarda.
Yukarıda iddianamesinden bir paragraf yazdığım bu şahsın davası sonuçlandı mı bilmiyorum ama, suçlamalar ne kadar ağır değil mi?
Bazı aklı başında Fener’li köşe yazarları bu şahsın maçlarda şeref tribünlerinde, yönetici sıfatında bulunmalarını hazmedemediklerini yazdı ve çizdiler ama nafile. Fener camiası seviyordu böylesi tipleri…
Fener camiası önce bu gibi şahıslardan temizlenmelidir. Fener camiasında pırıl pırıl sayısız insan vardır.
Ama görüyoruz ki camia bu tip adamların peşinden gitmeyi sevmektedir.
O zaman alınmayacaklar “şikebahçe” dendiğinde.
Sızlanmıyacaklar kupalar, paralar geri alındığında.
Önce içlerinde temizlik yapacak ve eski saygınlıklarını bu şekilde elde edecekler tekrardan…
…………..
Sevgili dostlarım artık bu konunun bizi daha fazla meşgul etmemesini diliyorum.
TFF nin de Trabzon’un anasının ak sütü gibi helal kupasını iade etmesini bekliyorum.
Ben artık futbol konuşmak istiyorum.
Hepinize saygılarımı iletiyorum...