14
2012
Sevgili Galatasaray'lılar,
Güzel bir maç oldu, yaslı gecede mutluluk yaşattılar bize…
KKTC Eski Cumhurbaşkanı, Büyük Kahraman Rauf Denktaş, Futbolumuzun ordinaryüsü Lefter'i ve Milli Kayakçımız Aslı'yı kaybetmenin derin hüznü içerisindeyiz. Tüm ulusumuza başsağlığı diliyorum.
Az önce biten maçta Galatasaray'ımız fazla zorlanmadan Karabük engelini geçerken bir sezonda üst üste galip gelme rekorunu da egale etti. Darısı rekorun kırılmasında. O da önümüzdeki haftalarda olur inşallah. Bu arada, önümüzdeki 3 maç da kazanılırsa, tüm tarihteki üst üste maç kazanma rekoru yenilenmiş olacak. Zira GS'ımız 9 maçlık seri ile biten sezonun ertesi sezonunda da 3 maç daha kazanarak tüm zamanlar için 12 maçlık bir rekorun da sahibi. Es-es ve Bursa deplasmanlarıyla birlikte içerideki A.Gücü maçı bu yönüyle de önemli.
Maçı rahat kazandık diyorum ama, birisi 30. sn. de olmak üzere Muslera'nın 2 müthiş hamlesi ve kurtarışı olmasa maçta bazı sıkıntılar da yaşanabilirdi.
İşte büyük oyuncular, büyük takım bu demek. En zor durumlarda bile maçı lehine çevirebilme becerisi…
Diğer dikkatimi çeken nokta hakemlerin tutumları. Bu geceki maçta bana sorarsanız olmayan penaltı verilirken gerçek penaltıya pas geçildi; ayrıca GS'ın yediği gole neden olan serbest atış öncesinde de faulü bırakın temas bile yoktu, hakem hatalıydı. Ama, ben bu hatalarda “kasıt” hissetmedim. Bu çok önemli bir duygu. Hakem hata yapabilir. Bunu hep söylüyoruz. Ama hakem yanlı olmak lüksünde değildir. Hep bunu söyledim, yazdım yıllardır.
Kim ne derse desin, Namoğlu'nun hakemlerin gevşemiş civatalarını biraz olsun sıktığını, onları biraz hale-vakte koyduğu görüşü taşıyorum. Namoğlu'nun yanlı, militan Sarvan'dan sonra Türk Hakemliği'nin başına geçmiş olmasını büyük şans olarak düşünüyorum.
Her geçen gün daha da pekişen, güzelleşen Baroş-Elmander uyumu güzel asistler, goller üretiyor. Baroş'un sakatlığı doğrusu çok endişe verici. Dilerim bugün ciddi olmadığı açıklanır.
Ujfalusi'nin stoperdeki gibi sağ bekte de verimli oluşu takım kurma seçeneklerini genişletiyor.
Kalede Muslera, defans bloğunun arada bir kusurları da olsa genelde başarılı buluyorum. Melo, Selçuk, her zaman belirli standardın üzerindeler.
Beni asıl mutlu eden, bençten gelen oyuncuların uyumu ve başarısı. Takıma daima güç katıyorlar. Sercan, Engin, Kaleci Ufuk, Riera, Ceyhun çok güvenilir oyuncular. Şimdi Yiğit, belki Shakiri de eklenecek ekibe. Uzun sözün kısası ben takımımızdan çok memnunum
Yazımın sonunda hiç istemesem de değinmek istediğim bir konu var: İyiki de Arda gitmiş. Neden mi?
Yahu bu adamda “logore” vardı eskiden beri (Türkçesi ağız ishali!). Biraz önce yine logoresi tutmuş olacak ki, NTV sporda bu eski kaptan şakımaya devam ediyordu. Şoke oldum.
GS da adama ekmek vermez, yemek vermezlermiş. Yaşayan değerlere kıymet verilmesini bilgece (!) isterken diyor ki, “bu takım” Bülent Kaptana ekmek vermemiş, yemek vermemiş.
Yan gelip yatarken GS'ın ekmeğini yiyen ve bir yandan da GS'ımızdan “bu takım” diye bahseden bu gafil adama yüz kere, bin kere yuh olsun.
Torunumun adını taşıdığı bu adamdan işittiğim bu seviyesiz lafları hani şu beğenmediğimiz Emre vardır ya, ondan bile duymamıştım.
Madrit'te bir doktor git Arda, sana ishal ilacı versin. Ve GS'ı ağzına alma ikide bir. Sen artık bir GS'lı değilsin.
Şu güzelim gecemi mundar etti, yazıklar olsun ona…
Tüm kardeşlerime yeni rekor yolculuklarında mutluluklar, takımımıza başarılar diliyorum.
Sevgi ve Saygılarımla.